Uzun zamandır Suudi'de beklenen kriz “gulu gulu” dansıyla hız kazanmıştı. Suudi Arabistan'da bugün yaşanan hadiseler kimse için sürpriz olmamalı. En azından Suudi Arabistan'da yaşayanlar ve Suudi vatandaşları için sürpriz olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü son beş yıldır Suudi Arabistan'da yaşanan ekonomik kriz, hane halkının ekonomisini oldukça olumsuz etkiliyor. Enflasyondan dolayı benzin, kira, gıda, sistem haline gelen kefillik ücretleri üstesinden gelinemeyecek kadar pahalı oldu. Peki, neden Suudi Arabistan'da hayat bu kadar pahalı oldu?
Bunu çeşitli konu başlıklarıyla yorumlayabiliriz, ancak bunun ana nedeni; üretimin olmayışı, ABD'ye fazla güvenme ve yönetim şekli… Birçok Arap ülkesinde olduğu gibi Suudi Arabistan'ın da bitmeyecek petrollerine güvenerek hiç sanayi ve üretim modelini tercih etmemesidir. Suudi Arabistan'da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayabilir. Çalkantılar ve isyanlara gebe bir zaman dilimine girebilir. Çünkü ABD'ye teslim olan ülkelerde sonuçlar her zaman hüsran olmuştur.
Trum'pın ilk seyahatini Suudi Arabistan'a yapması ve dünyaya “gulu gulu” dansıyla mesaj vermesi tesadüf değil, planlıdır. Bu dansın yansımalarının sadece Suudi'yle sınırlı kalmayacağı ve bölge ülkelerine de yansıyacağı kesindir. Lübnan'daki gelişmeler ve Yemen'den gelen füze, İran'a karşı yürütülecek politikanın alt yapısıdır. israil'in Lübnan'a saldırı hazırlığı ve kendini güvenceye alma hesapları da bu dansın yansımalarıdır.
Bütün bunlar yaşanırken, Türkiye'nin pozisyonu ilerde nasıl olacak? sorusu merak konusu. Muhtemel Suudi Arabistan ve İran karşıtlığında Türkiye hangi tarafta gözükecek? İnce bir çizgide ve bunu vasat yolla götürebilecek mi? Suriye ve Irak üzerinden sürdürdüğü politikaya baktığımızda bu ince çizgiyi koruyacağı pek hesaplanamaz.
Bütün bu yaşananların Türkiye'ye muhtemel yansımasına Suudi ile ilişkiler cephesinden bakıldığında; Suudi Arabistan ile Türkiye arasında çok ciddi para akışı olduğu söylenemez. Ekonomik ilişkiler petrol üzerine değil “mal ticareti” üzerine kurulu olduğu için iki ülke için de fazla cazip ilişkiler olarak görülmüyor. Bunun içindir ki Türkiye, Suudi'nin ambargo tavrına karşı Katar'a sahiplik etmiştir. Bütün bu gelişmeler muhtemel İran ve Suudi gerginliğinde Türkiye ve Suudi'nin arasını açabilir ve Türkiye'yi, İran'a daha da yakınlaştırabilir. Bu yakınlaşma aynı zamanda Astana blokundaki ülkeleri de kapsar.
Bunun tam tersi bir tabloyla Suudi politikalarına yakın durursa bu sefer de Suriye üzerinden Türkiye ve İran'ın arası bozulabilir. Bu zayıf bir ihtimal de olsa İran'ın Suriye'deki politikası bu konuda belirleyici olacak. Eğer Astana'daki anlaşmada birbirlerine samimi davransalar bu ittifak devam edebilir… Birçok muhtemel tablo içerisinde gözüken acı tablo ise bölge ülkelerinde gelişen yeni hamleler bölgeyi daha da ısıtacak gibi görünüyor.
Burada önemli olan; ABD'nin hangi ülkeyi, hangi amacı için kullandığını fark etmektir. Hangisiyle “gulu gulu” dansını yaparken hesapladıklarıdır. İçerden ve dışarıdan kuşatma hamlelerini yaparken onun tuzaklarına düşen liderlerdir. Kendi koltuk sevdaları uğruna hem kendi ülkelerini hem de bölge ülkelerini küçük bir bedelle satmaktalar. Bugün Suudi'de olduğu gibi…