Bahar ayı geldi, rahmet mevsimi geldi. Kışın ölen tabiat yeniden dirildi; hem de bütün ihtişam ve güzelliğiyle. Tabiatın yeniden ilahi emirle dirilmesiyle zuhur eden muhteşem sanat eseri, gözleri kamaştırmakta ve ehl-i tefekkürün hayretini arttırmakta. Hayretimizi arttıran bahar, hoş geldin, safa geldin ve safalar getirdin.
Her mevsim kendi içinde değerli ve gereklidir, ama baharın hali başkadır. Dış dünyanın kararması insanın iç dünyasını da karartır, baharın gelişi ile insan ruhen aydınlanıyor. Güzel manzaranın insan psikolojisi üzerindeki etkisi inkâr edilemez. Güzel bir manzaranın insanlarda pozitif duygu uyandırdığı, stresi azalttığı, mutluluk hormonu salgısını artırdığı araştırmalar ile ispatlanmış durumda. Doğal bir manzaranın ise, bunun da ötesinde bir etki gücü var: İnsanları iyileştirmesi gibi.
Prof.Dr. Roger Ulrich, Amerika'da bir araştırma yapıyor. Ortaya koyduğu fikir: Hastaneleri öyle inşa etmeliyiz ki doğa ile iç içe olmalı. Çünkü doğanın iyileştirici gücü vardır. Bunu ispatlamak için 1984 yılında bir araştırma yapıyor. Ulrich, Amerika'da bir hastane buluyor. Bu hastanenin bir özelliği var; hastanenin bir tarafı doğa manzarası, diğer tarafı şehir manzarası görüyor. Bu hastanede 1972 ile 1981 yılları arasında safra kesesi ameliyatı olan kişilerin kayıtlarını inceliyor ve iki gruba ayırıyor: Manzaralı odada kalanlar ve manzarasız odada kalanlar. Diğer şartlar eşit tabi. Bu iki grubu hastanede kalma süreleri, aldıkları ilaçların dozları, ağrı kesici sayısı ve hemşerilerin aldığı notlar açısından karşılaştırıyor çok ilginç sonuçlar buluyor. Manzaralı odada kalanlar, hastaneden daha erken taburcu oluyor. İyileşme süreçleri daha sorunsuz geçiyor. Hemşireler, manzaralı odada kalan hastalardan 4 kat daha az sağlık şikâyeti alıyor. Manzaralı odada kalanlar daha az ve daha düşük dozda ağrı kesici ve ilaç ihtiyacı duyuyor.Tabiatın insan üzerinde böyle bir iyileştirici etkisi vardır.
Çocukların dört duvar arasında sıkıştığı, can sıkıntısından ne yapacaklarını bilmediği zaman dilimlerinde yaşıyoruz, dolayısıyla bahar bizim için bulunmaz bir nimet. Çocuklarımızı alıp rabbimizin sanat eserlerini temaşa edelim, doğaya hayranlık duyalım, maşallah, barekallah diyelim. Rabbimiz! Ne güzel yaratmış diyelim. Hani hep diyoruz ya çocuklarımıza Allah'ı nasıl anlatmalıyız, alın size laboratuvar. Tabiata çıkın ve deneylerinizi yapın, Unutmamamız lazım ki tabiat yaratanı hissettirecek en etkili eğitim aracıdır. Kendimizi ve çocuklarımızı bu manzaralardan mahrum etmeyelim. Üstadın deyimi ile Tabiat namı verdikleri şey, şeriat-ı fıtriye-i kübrâ-yı İlahiyedir. Tefekkür etmeniz ve etmemiz temennisi ile vesselam…