KEDİLER
Her zaman iç içe olduğumuz kedileri ne kadar tanıyoruz? Kedi denince aklımıza gelen fareleri kovalamaları ve onları avlamalarıdır. Bu yüzden kediler evlerin vazgeçilmez bir üyesi olmuştur. Tabii ki kedileri evde beslemenin tek sebebi bu değildir. Allah–u Teala kedileri uysal ve huyca yumuşak yaratmıştır. Bu yazımızda kedilerin üstün ses işitme ve görme yetenekleri ile fareleri nasıl avladıklarını inceleyeceğiz.
Kedilerin görme yeteneği insanlara nazaran daha güçlü yaratıldığından gece karanlığında rahatça avlanabilirler. Kedilerin gözlerinde ışığa daha az adapte olabilmeleri için retinanın (gözdeki sinir ağlarının bulunduğu yer) arkasında ‘tapetum lucidum’ denen özel bir tabaka bulunur. Bu hücre tabakası göze gelen ışığı geçirerek büyütür ve retinaya yansıtır. Aynı zamanda retinanın duyarlılığını çoğaltacak şekilde, kornea (gözün önündeki saydam tabaka) ve lensin (göz merceği) kıvrımları daha güçlü yaratılmıştır. Retina iki hücreden oluşmaktadır. Işığı az geçiren ‘rod’ hücreleri ışığa daha az duyarlıdır. Kedilerde ‘rod’ hücreleri daha fazladır. Bu şekilde yaratılan kedilerin gözleri karanlıkta avlanmaya müsait bir şekilde donatılmıştır.
Kedilerin ses duyma hassasiyetleri 200 khz ile 100 khz arasındadır. Kediler bu frekans aralığındaki sesleri işitebilir. Bu hassas ses alma sayesinde farelerin ayak seslerini işitebilmektedir.
Kedilerin koku alma duyusu da, görme ve işitmesi kadar hassastır. Kediler, ağızlarının üst kısmında ‘vomera nasal’ adlı bir organa sahiptirler. Bu organ havadaki kimyasalların yaydığı kokuları belirler. Kedilerin kokuyu algılayıp kokunun yönünü takip ederken yaptığı duruş ve hareketlere ‘flemen duruşu’ denir. Kediler bu duruş tekniği ile başka kedilerin kokusunu tanır.
Ayrıca kedilerin ara sıra kendilerini bir yerlere sürttüğünü görürüz. Bu sürtünmeleri vasıtasıyla kendilerine has kokularını bırakırlar. Aradan uzun bir zaman geçse de, kediler kendi kokularını ve başka kedilerin kokularını bu eşyaları koklayarak tanıyabilirler. Üstad Bediüzzaman eserlerinde, kedilerin mırıltılarını ‘Ya Rahman! Ya Rahman!’ olarak yorumlamıştır.
GAZELLERİN SOĞUTMA SİSTEMİ
Normal olarak tüm canlılar yaşayabilmek için belirli bir vücut ısısına ihtiyaç duyar. Yaz aylarında ve sıcak ortamlarda ısı arttıkça, buna paralel olarak terleme görülür. Bu terleme vasıtası ile vücut kendi ısısının yükselmesini önler. Böylece hayati önem taşıyan beyin ve diğer organlarda ısıdan oluşan doku harabiyeti önlenmiş olur. Ayrıca vücut ısısı spordan ve fiziki hareketlilikten oluşan enerji neticesinde de aşırı şekilde artar. Bu hareketlilik esnasında daha fazla terleme oluşur. Aşırı ısının önüne geçmek için her canlıda, ortamına ve cinsine göre soğutma sistemi yaratılmıştır. Bu canlılardan biri de gazellerdir.
Afrika ve dünyanın birçok yerinde yaşayan gazellerin soğutma sistemi biraz daha üstün yaratılmıştır. Fiziki olarak zarif ve zayıf yaratılan bu hayvanlar, düşmanlarına yem olmamak için koşmayı tercih ederler. Bu şekilde kendisini savunabilen hayvanlar arasında en iyi koşucu olarak tanınırlar. Bu koşu esnasında gazellerin vücut ısısı çok yükselir. Bu aşırı ısıdan korunabilmesi için baş bölgesinin sağ kısmında özel bir soğutma sistemi yaratılmıştır. Beyin kontrolündeki bu sistem ile gazellerin vücutları kısa sürede soğur.
Ayrıca gazellerin soluk alma kanalları daha gelişmiştir. Bu kanalların ardında uzanan büyük kan birikintileri hızlı bir şekilde soğutulur. Bu kanallar beyne doğru gittikçe tek bir damarda birleşir. Böylece beyin, oluşacak aşırı ısıdan korunmuş olur.