Diyanet İşleri Başkanlığı, bu sene 1-7 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nın ana temasını, “Cami ve İlim” olarak belirledi. Bu kapsamda hafta boyunca Türkiye ve yurt dışında gerçekleştirilecek olan programlarda “Cami ve İlim” teması işlenecek.
Covid-19 pandemisi nedeniyle daha çok camilerde düzenlenecek programlarda kutlanacak haftada sosyal medya üzerinden de konferanslar gerçekleştirilecek. Programlarda genel olarak caminin İslam medeniyetindeki yeri ve önemi göz önünde bulundurularak, camilerin sevgi, bilgi ve birlik mekanı olduğuna işaret edilecek.
Ayrıca insanların caminin o manevi ikliminde buluşmaya davet edileceği programlarda, caminin dini, toplumsal ve mimari yönü ile hayatın merkezine taşınmasının önemi üzerinde durulacak ve böylece camilerin tarihte yüklendikleri misyonunun tekrar canlandırılmasına katkı sağlanacak.
Hafta kapsamında “Cami ve İlim” sloganıyla hazırlanan camilerle ilgili görseller de sosyal medyada ve faaliyet sahalarında kullanılacak.
Manevi İlkeli Liyakatli Sendikacılık (Mil-Diyanet Sen) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tahiroğlu, "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" dolayısıyla İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
Her yıl 1-7 Ekim tarihlerinde “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nın kutlandığını anımsatan Tahiroğlu, bu yıl pandemi nedeniyle buruk da olsa bu haftanın kutlanacağını söyledi.
Camilerin önemine dikkat çeken Tahiroğlu, caminin içindeki huzurun cami dışına taşınması ve caminin dışındaki çaba ve gayretin de cami içine taşınmasının büyük bir önem arz ettiğini belirtti.
Pandemi sürecinde camilerin ve din görevlilerinin öneminin daha iyi anlaşıldığına dikkat çeken Tahiroğlu, Covid-19 tedbirlerinin en iyi uygulandığı mekanların ise camiler olduğunu vurguladı.
“Camiler insanların, Müslümanların ve o beldenin meclisidir”
Bu haftanın özellikle din görevlileri açısından önemli bir hafta olduğuna işaret eden Tahiroğlu, “Diğer yıllara nazaran bu sene ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ biraz buruk geçiyor. Camilerimiz mart ayından bu yana da biraz mahsun ve hüzünlüdür. Bir milleti hareketlendiren veya heyecan veren, bir milleti ayakta tutan camilerdir. Camiler insanların, Müslümanların ve o beldenin meclisidir. Camilerde kararlar alınır, telkinlerde bulunulur, camide iyilikler yapılır. Dolayısıyla caminin önemi tartışılmazdır, bunu kırmızı bir çizgi ile altını çizmek gerekiyor. Cami hiçbir şekilde tartışılmaz. Din görevlileri de cami ile birlikte bu sigortayı ve bu sistemin devam etmesini sağlayan bir etkendir. Dolayısıyla ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı Allah nasip ederse gelecek yıllarda daha güzel ve daha coşkulu bir şekilde kutlamak gerekir diye düşünüyorum. Allah inşallah o günleri de gösterir.” dedi.
“Camiler ve din görevlilerinin hedef alınması kabul edilemez”
Pandemi sürecinde bazı çevreler tarafından camilerin ve din görevlilerinin hedef alınmasına değinen Tahiroğlu, “Özellikle son zamanlarda sanki birileri bir yerlerden bir düğmeye basmış gibi bunlara artık şer güçler, bazı farklı kimseler veya dış ve iç mihraklar diyebiliriz. ‘Camiler ne işe yarar?’ veya ‘camiler niye yapılır?’ gibi söylemlerde bulunuyor. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Hiç kimse camileri ve din görevlilerini hedef alamaz.” ifadelerini kullandı.
Pandemi sürecinde Coronavirus tedbirlerinin en iyi şekilde camilerde uygulandığının altını çizen ve bu mücadelede en iyi örneğin camiler olduğuna dikkat çeken Tahiroğlu, pandemi sürecinde camilerin tüm topluma örnek olduğunu vurguladı.
“Camileri topluma hayat pompalayacak duruma getirmeliyiz”
Camilerin sadece ibadet edilen mekânlar olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Tahiroğlu, şöyle konuştu:
“Osmanlı ve Selçuklu dönemlerine baktığımızda camiler ve küçük mescidler hep yan yana yapılırdı. Gaziantep'in merkezinde 40 tane cami ve mescidin olduğu söylenir. Şu anda da cami ve mescitlerin birbirlerine çok yakın olmaları gerekir. Cami kavramını ecdatlarımız çok güzel kavramışlardır. Bundan dolayı bu da camilerin gerçek anlamda görevini yaptığını gösteriyor. Şu anda camiler imar ederken güzel bir şekilde imar etmek ve camileri biraz daha kapsayıcı, daha sosyal etkinliklerin yapılabileceği bir şekilde yapılması gerektiğini düşünüyorum. Son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığımızın çok güzel projeleri var. Camiler artık rastgele projelerle yapılmıyor. Dolayısıyla daha iyi bir mimari özellik taşıyan camiler yapılıyor. Bunun yapılması zaten elzemdir. Camiler yapılırken caminin yanında çocuklarımızın ve gençlerimizin gelip oturup dinlenecekleri, bir şeyler öğrenebilecekleri ve yine bir kütüphanenin olması gerekiyor. Camiler çok fonksiyonel sosyal etkinliklerinde yapıldığı mekanlar olmalıdır. Camilerin tekrar eski görevlerini yerine getirmesi gerekir.”
Camilerin ve din görevlilerinin öneminin 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında arttığına dikkat çeken Tahiroğlu, 15 Temmuz gecesi camilerde salâların başlamasıyla milletin içinden bir ruhun ortaya çıktığını gördüklerini belirtti.
“Minber dokunulmazlığı getirilmelidir”
Cuma günü ve bayram namazlarında okunan hutbelerin yargı konusu olmaması gerektiğini ifade eden Tahiroğlu, minber dokunulmazlığı talebinde bulunarak, “Geçmişte iki örnek gördük. Birincisi Hacı Bayram Veli Camii’nde hutbe, ikincisi de Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın Ayasofya Kebir Cami-i Şerifi’ndeki hutbesi mahkemelik oldu. Dolayısıyla şu anda din görevlileri hutbe okurken ayet ve hadis seçimine gitmemelidir, ayet ve hadisleri olduğu gibi vermelidir. Bundan dolayı minber dokunulmazlığı getirilmelidir. Din görevlilerinin hutbelerinden dolayı her hangi bir savunma vermemelidir, hutbelerinden dolayı mahkemelik olmamalıdır. Bunun içinde minber dokunulmazlığı getirilmelidir. TBMM'de nasıl ki milletvekillerine kürsü dokunulmazlığı varsa imamlarda da minber dokunulmazlığı olmalıdır ve hiçbir hutbe mahkeme konusu olmamalıdır. İslam’ın gereği olarak bir şey söylediğimizde incinme söz konusu olmamalı, mahkemeye müracaat etmek doğru değildir.” diye konuştu.
“Din görevlileri pandemi sürecinde üstün çaba sarf etti”
Din görevlilerinin pandemi sürecinde hizmetleri ile örnek olduğuna dikkat çeken Tahiroğlu, “Bu hafta din görevlilerini elbette unutmamamız gerekiyor. İmamlarımız pandemi sürecinde daha önceki yıllarda olduğu gibi ellerini taşın altına koymuşlardır. Pandemi sürecinde yetkililerin vermiş olduğu bütün görevleri ücretsiz olarak, kendilerini tehlikeye atarak her zaman gece-gündüz mesai kavramı olmadan memleketimizdeki bütün vatandaşlara hizmet götürmüşlerdir. Pandemi sürecinde görev alan bir imam arkadaşımızın Covid-19’dan dolayı hayatını kaybettiğini öğrendik, üzüldük. Bunun örneklerini çoğaltabilirim. Her şehrimizde, beldemizde vefat eden din görevlileri arkadaşlarımızı duyuyoruz. Vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum, ailelerine de sabr-ı cemil niyaz ediyorum.” şeklinde konuştu.
“Camiler ve Din Görevlileri Haftası"nı kutlayan Tahiroğlu, vatandaşlara camilere ve din görevlilerine sahip çıkmaları çağrısında bulundu.