Besmele, Hamd selam ve dua ile…
Laik Kemalist T.C. rejimin yurtdışına, Fransa’ya tahsil için yolladığı ilk öğrencilerden biri de merhum Necip Fazıl Kısakürek’tir. Batı’yı ve Batılı anlayışı en iyi tahlil edenlerden biri olan Üstadımıza göre: “Demokrasi; Yunan Aklı, Roma Nizamı ve Hıristiyan ahlâkıdır.” Bugün demokrasi ile idare edilen devletlere bakıldığında, onların putperestliği, tahammülsüzlüğü, barbarlığı rahatlıkla müşahede edilecektir. Afrika’yı kana boyayıp soyup soğana çevirenler, Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atanlar, Afganistan’da, Irak’ta milyonlara varan insan kitlelerini imha edenler, katliamlardan geçirenler... Bunların hepsi demokratlar ve demokrasi yanlılarınca işlenen soykırımlar, katliamlardır. İnsan hakları, düşünce özgürlüğü, inanç hürriyeti, bunların hepsi ancak ve ancak kendileri içindir. Başkaları için olması söz konusu bile değildir. Meşhur Yunan Tarihçi Herodot: “Atinalı olanlar ve Atinalı olmayanlar” diye insanlığı ikiye ayırır. Atinalı olmayanlar Barbar olanlardır, yok edilmesi imha edilmesi gereken, zavallı insancıklardır. İşte Batı ve Batılı düşüncede demokrasi budur. Batılılar dün de bugün de mezkûr düşünce ve fiillerini aynen devam etmektedirler…
Batılı fikir, anlayış ve yaşam tarzının Kürdistan’daki temsilcisi hiç kuşkusuz PKK ve onların legal ve illegal uzantılarıdır. Ve yine hiç şüphesiz ki, PKK de aynen Batılı “Efendileri, Ağaları, Patronları” gibi “Putçu” “tahammülsüz “ ve de “Barbar”dır…” 6-7 Ekim olayları bunu açıkça müşahede etme imkân ve fırsatını “cümle Ümmet-i Muhammed (SAV)”e tartışmaya şüpheye mahal bırakmayacak bedahetle göstermiştir…
PKK ve onun legal ve illegal uzantıları, kendine yegâne düşman bildiği, İslam’a ait ne varsa hedef almıştır. Kürdistan’da ve bazı Türkiye illerinde bulunan bütün İslami derneklere, vakıflara, Kur’an kurslarına medreselere, camilere, HÜDA PAR’a, İslam’ı şahsında temsil eden sakallılara, çarşaflı başörtülü bayanlara saldırmış, onlarca Müslümanı şehit etmişlerdir.
Cümle Müslümanların dikkat etmesi gereken yönlerden biri de! PKK’lilerin barbarlar sürüsü şeklindeki saldırılarını ayrım yapmaksızın yapmış olmalarıdır. Yani şucu bucu, Hizbullah, HÜDA PAR, El Kaide, İBDA-C, IŞİD, Nakşibendi, Kadiri, Rufai, Sufi, Selefi, Şii, Sünni, Kürt, Türk, Arap ayrımı yapmaksızın bir bütün olarak İslam’ı ve cümle Ümmet-i Muhammed(SAV)’i hedef almıştır. Hem mezkûr alçaklıklarını işlerlerken de, nerede bir İslam düşmanı nerede bir demokrat, sosyalist, homoseksüel, lezbiyen, varsa desteklerini yanlarına alarak yapmışlardır. Yapıyorlar ve de yapmaya devam edeceklerdir de, aynen denildiği gibi: “Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır” Allah daha iyi bilir. Ancak öyle görünüyor ki, barbarların bir dahaki saldırı şekilleri aynen cumhuriyetin ilk yıllarında Kemalistlerin saldırıları gibi: Çarşaflı kadınların çarşaflarını arkadan jiletle yırtma, camileri ahıra, tiyatro salonlarına çevirme, kapılarda, çeşme duvarlarında bulunan, İslami yazıları silme, besmele şerifleri, Maşallah gibi yazıları ve İslam’a ait ne varsa, Allah’ı hatırlatıyorsa onları sökme, kazıma girişimleri olacaktır…
Cübbeli Ahmet Ünlü Hoca’nın dediği gibi: “Bunlar (PKK) imkân, fırsat bulsa hepimizi kıtır kıtır kesecekler.”
Ve bunu yaparlarken de cümle komünistleri, demokratları, İslam düşmanlarını yanlarına alarak bir koalisyon dâhilinde yapacaklardır. Bunu da Allah Resulü(SAV)’nün “Küfür tek millettir” hadisini haklı çıkarırcasına yapacaklardır.
Bundan sonra biz cümle Müslümanlara düşense Yaşanılan acılardan “çok ciddi” dersler çıkararak olması kuvvetle muhtemel yeni saldırılara, katliamlara, karşı tedbirli temkinli ayık ve uyanık olarak! “Müminler birbirlerine karşı tek el, tek kişi hükmündedir” Hadis-i şerifini haklı çıkararak birliğimizi, beraberliğimizi, pekiştirmeli, güçlerimizi birleştirmeli, kendimizi, kadınlarımızı, inancımızı mukaddesatımızı “Çağdaş Moğol” barbarlarına karşı korumalıyız. Eski acıların yenilenmesine “beterin beterine” imkân ve fırsat verilmemeli… Aksi takdirde dünyada bir rezillik, ahir hayatta (İslami ölçülere uymamanın getirdiği-getireceği) kahır ve rezillik yaşayacağız ki, Rabbim cümle ümmeti bundan muhafaza eylesin (Amin).
Son olarak unutulmamalıdır ki: “Akan su pis tutmaz” “Hareketliliğin olduğu yerde bereket olur.” Hareket yoksa bereket de yoktur. Bereket yoksa var olan şey rezilliktir. Vesselam.
Abdusselam Tutal F Tipi Cezaevi Bolu/Doğruhaber