Gerek hububat ekili arazilerde, gerekse meyve bahçelerinde yabancı ot ve çeşitli hastalıklara karşı ilaçlı mücadele çalışmaları yapılıyor. Bu çalışmalarda birçok kimyasal madde de kullanılıyor. Kimyasal maddeler içeren zirai ilaçların bilinçsiz kullanımı canlı ve cansız varlıklara zarar veriyor.
İlacın doğru miktarda kullanılması hem insanlar hem de diğer canlıların zarar görmemesi açısından çok önemli. Zirai ilaçların bilinçsiz kullanımının toprağa verdiği zararın yanında arı ölümleri başta olmak üzere büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanlarında ani ve yavaş zehirlenmelere yol açabiliyor.
Bunun yanında, sofralara gelen birçok yiyecek zehir içeriyor. Kimyasal ilaçlara alternatif doğal gübre ve ilaçlar ise verim düşüklüğü nedeniyle pek kullanılmıyor.
Bilinçsiz bir şekilde kullanılan tarımsal ilaçların ciddi çevre kirliliğine neden olduğunu vurgulayan uzmanlar; hastalık, böcek, ot ve diğer zararlıların olumsuz etkilerinden korunmak için kullanılan ilaçların aşırı tüketiminde ciddi sağlık problemlerine yol açabildiğini söylüyor.
Zirai ilaç kullanımı öncesi ilaç üzerindeki etikette yazılı bilgilerin okunmasını tavsiye eden uzmanlar, etikette belirtilen ölçülere göre ilaç kullanılması gerektiğini belirtiyor.
İLKHA’ya konuşan Zirai İlaç Bayii Abdulkadir Demircan, kimyasal maddeler içeren ilacın düzensiz kullanıldığında faydadan çok zararın olduğunu ifade ederken, Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbeyi ise bölgede ziraat mühendisleri eksiğinin bulunduğunu söyledi.
Çiftçi Muhammed Hanefi Müslümoğlu, ithal tohumdaki hilelere dikkat çekerken, Ziraat Mühendisi Halil Karahan ise Türkiye’de hala giren ürünlerin denetiminin ve analizinin yapılmadığını belirtti.
"Türkiye hammadde de dışa bağımlı"
Zirai İlaç Bayii Abdulkadir Demircan, “Zirai ilaçların hammaddesi dışarıdan ithal ediliyor. Bu yüzden fiyatlar çok pahalı. Türkiye’de sadece ilaçların ambalajı yapılıyor. Biz satmak zorundayız, çiftçi de almak zorunda, çünkü başka alternatif yok. Almanya’dan, Amerika’dan ve İsrail’den hammadde geliyor. Tabi zirai ilaçların hepsi kimyasal madde içeriyor, düzensiz kullanıldığında faydadan çok zararı var. Tabi ilaç kullanmasan da zararlı otlar, mantarlar, haşereler çıkıyor ve verim azalıyor. Kimyasal madde içeren bu ilaçların bilinçli kullanılması gerekir, aksi takdirde toprağa da ekine de zarar veriyor. Son zamanlarda organik gübre ve ilaçlar çıktı, ancak bunların verimi az olduğu için çiftçiler pek tercih etmiyor.”
“Ziraat mühendislerinin sahada çalışması gerekir”
Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbeyi ise doğru çiftçiliğin yapılması gerektiğini anlattı. Erbeyi, “Sadece tarlayı ekip biçmekle çiftçi olunmuyor. Verim alınabilmesi için doğru çiftçiliğin yapılması lazım. Biz sürekli dile getiriyoruz, ziraat mühendisleri eksiğimiz var. Mühendislerin masa başında değil, sahaya inmesi gerekir. Çiftçi ile birlik beraberlik içinde bilinçli bir tarımın yapılması lazım. Zamansız yapılan ilaçlamalar hem insana hem toprağa hem de yararlı haşerelere zarardır. Hükümetten, ziraat mühendislerinin alımı noktasında çağrıda bulunuyoruz. Birkaç yıl önce danışmanlık projesi başlatıldı, bunun hem devam ettirilmesini hem de teknik anlamda işi bilen mühendislerin sahaya inerek projenin genişletilmesini istiyoruz. Böylece zamanında ilaçlama yapılabilsin, dozu aşılmasın. Doz aşımı yapıldığı zaman yeraltı kaynaklarına varsa derelere aktığı zaman zarar veriyor. İlaç fiyatlarına yüzde yüz zam yapıldı, çiftçiler doğru dürüst tarlasına ilaç da yapamıyor. Fiyatların aşağı çekilmesi lazım.” diye konuştu.
İthal tohumda "ot" hilesi
Çiftçi Muhammed Hanefi Müslümoğlu da ekinlerini, mısırlarını ektikleri zaman zararlı otlara karşı ilaçlama yapmak zorunda olduklarını söyledi.
Müslümoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Eğer biz ilaç kullanmasak verim alamıyoruz ve bu yüzden zarar ediyoruz. Çiftçiler olarak zirai ilaçları kullanmak zorundayız. Doğrusu bu ilaçların hammaddesi dışarından da geldiği için ve Türkiye’de de hammadde fabrikası olmadığı için de fiyatı da çok yüksektir. Bu yüzden de bazı çiftçiler fiyatı düşük olduğu için bu ilaçların sahtesini kullanmak zorunda kalıyor, sahte ilaç kullandığında da zararlı otları önleyemediği için de zarar ediyor. Bizim bu bölgede özellikle de mısır ekiliyor. Mısırın tohumu da yurtdışından geliyor. Bazı tohumu kullandığımızda bölgede pek bulunmayan bazı otlar da çıkıyor. Bu yüzden o ot için de ilaç almak zorunda kalıyoruz. Mesela bu birkaç yıldır ‘Kırmızı köklü tilkikuyruğu’ çıkıyor. Bizim tarlamızda bu bitki yoktu, varsa da çok azdı. Bu birkaç yıldır, mısır tohumu ile beraber bu bitki de çıkıyor. Sırf ilaçlarını satmak için böyle hilelere de başvuruyorlar. Burada çiftçiler mağdur oluyor, bizim isteğimiz bu sorunla ilgilensinler, bir araştırma veya denetleme yapsınlar. Bölgemizde bir sürü ziraat mühendisi genç var ve hepsi de boştadır. Bizim isteğimiz, bu gençleri istihdam etsinler. Bu gençler evde oturmasınlar, onlara iş versinler. Eğer bu gençler, çiftlilerle beraber çalıştığı zaman hem çiftçiler kazanır, hem bölge kazanır hem de ekonomiye büyük katkısı olur.”
“Hala giren ürünlerin denetimi yapılmıyor”
Ziraat Mühendisi Halil Karahan ise Türkiye’de hala giren ürünlerin denetiminin ve analizinin yapılmadığını söyledi.
Karahan, “Tarımda kullanılan ilaçların hepsinin bir etiketi vardır. İnsan ve çevre gözetilerek belirlenen bir doz vardır. Belirtilen dozda kullanıldığı zaman bitkiye bir zararı yok. Her ilacın bir kalıntısı söz konusudur, kabul edilebilir bir kriter vardır ve eğer o kriterin üstündeyse zaten ruhsatı verilmiyor. Özellikle Türkiye’de şöyle bir sıkıntı var, hala giren ürünlerin denetimi yok. Etikete rağmen ilaç aşırı dozda kullanılmış mı kullanılmamış mı? Bunun tespiti yok. Ama yurt dışına giden ürünlerde kullanılan doza çok dikkat ediliyor ve eğer kabul edilir rakamın üstündeyse mal geri gönderiliyor. İlacın kullanımı mecburidir, tavsiye edilen doza dikkat edilirse sorun olmaz, aksi halde insan sağlığı açısından sıkıntılıdır ve zararı vardır.” dedi.
İLKHA