Abdulkadir Turan / DOĞRUHABER / HABER-YORUM
Mısır’daki cuntanın ele başı “Ben cumhurbaşkanı olursam Mısır’da İhvan diye bir şey kalmaz” demiş. Mısır, halkı İhvan’ın dostudur. İhvan’a düşman olan uluslararası güçlerdir. İhvan, 90 yıldır onların Mısır’daki en büyük düşmanı, onların derdi ve başbelasıdır.
Sisi, dostluğa değil, düşmanlığa bakıyor. Mısır halkına değil, onu iş başına getiren kirli yapılara vaatte bulunuyor. İş başına geliş sürecimi kolaylaştırın, oy oranımı çarpıtma girişimlerinde bana daha iyi hileler öğretin, sizi Mısır’daki başdüşmanınızdan kurtarayım, diyor.
Sisi, Amerika’da master yapmış ama çavuşlar hep çavuş kalır. Belli ki tarihi bilmiyor, başkalarının da tarihi bilmediğini zannediyor.
Ondan önce nice Firavun kopyası İhvan’a düşmanlık yaptı, ona destek veren uluslararası güçler nice sözleşmeler yaptı, sözler verdi. Ama hiçbirinin gücü İhvan’ı yok etmeye yetmedi.
Önce Kral Faruk, arkasında Amerikan-İngiliz gücü vardı. İmam Hasan El Benna’yı şehid ederek İhvan’ı yok edebileceğini zannetmişti. Kendisi tarih çöplüğüne gitti, İhvan ayakta kaldı.
Sonra Cemal Abdunnasır, Mısır’a ısmarlanmış, bir kahraman maskesi… İhvan’a karşı ulusal sol bir anlayış kin ve nefret doluydu. Bugün eldeki kesin verilere göre İhvan’ı yok etmesi karşısında Amerika, İngiltere ve israil’in yanı sıra Rusya’nın da açık desteğini almıştı. Bütün şeytani güçler, bu taşeronluk için ona prim vermişlerdi. Yaptığına karşılık, ona “Ortadoğu Kahramanı” unvanı verilecekti. Albaylıktan öteye gidememiş haliyle bu terfiye çok hırslanmıştı. O terfi uğruna zindanları doldurdu, en alçak işkence tekniklerini denedi, idam sehpaları kurdu, hapishanelerde eli bağlı mahkûmları kurşuna dizdi. İhvan’ı yok edememenin kahrıyla cehennem çukuruna düştü. Bugün, o bir şeytan olarak anılıyor. İhvan ise Mısır için tek kurtuluş umududur.
Sonra Enver Sedat geldi, israil’le açık bir anlaşma yapacak kadar ileri gitti, İhvan’ı mutlaka yok edecek, siyonist efendilerini memnun edecekti. Taşeron Sedat, tarih çöplüğüne gitti. İhvan dimdik ayakta kaldı; Muhammed Bedii gibi İslam alemi için iftihar kaynağı olacak ilim adamları yetiştirdi.
Ve Hüsnü Mübarek… Kendince generallik tecrübesiyle dersine daha iyi çalışmış, Suudi Arabistan’dan sadece para desteği değil, Selefilik desteği de almış, Selefilik ithalatıyla İhvan’ı yok edebileceğini düşünmüştü. Yüce Allah onu düşürdü, Muhammed Mursi’lerin şanını yüceltti. İhvan, onun bütün zulümlerine rağmen onun döneminde Mısır’ın neredeyse bütün sivil toplum kuruluşlarına hakim oldu.
Ve sen Sisi… Son taşeron… Hüsnü Mübarek’in Suudi’den yaptığı Selefilik ithalatının, Neo Haricilik imalatının bir ürünüsün… İnancın ve paran Suudi’den, eğitimin Amerika’dan… Orada master yaptırmışlar sana…Ahmak bulup eski taşeronlar verdikleri cesareti sana da vermişler, haydi yapabilirsin demişler…Vah budala…Sen malum demokratik (!) yollarla cumhurbaşkanı olabilirsin…Ama asla adam olamazsın…Firavun diyorlar ya sana…Kölelerden Firavun olur mu hiç? Sen ancak Ortadoğu’daki taşeronlardan bir çavuş taşeron olabilirsin.
Rahmani olan kalır, şeytani olan gider. Sen de gideceksin ve İhvan Kıyamete kadar şu veya bu şekilde, şu veya bu ad altında var olacaktır…
Belki yaptıklarınla “Bu İhvan’a ders olsun” diyorsun; İhvan, Kıyamete kadar var olacak ya bu da sana ve senin efendilerin büyük küçük şeytanlara dert olsun…