Zaman, aşka yolculuğun çekilmez çilesi
Esen rüzgar, muhabbet taşıyor uzaklara
Yar'e taşıyor münacatımı, zamana inat
Neyim varsa benden içre O'na dair, O’na burak bu rüzgar
Vuslatın kokusu, firakın sancısı, güzelciğin gözyaşı...
Avuçlarımın çizgilerinden dökülen duaları
Parmak uçlarıma sinmiş kelimeleri
O'na ait ne varsa bende, hepsini...
Kirpiklerden yanaklara dökülen
Ardından ayet ayet süzülen yaşı
Zihnimin ücralarında tepinen zalim savaşı
Sinemin ortasındaki ucube taşı
Ve çaresiz ayakları ve başı
İsa'nın çarmıhına gerilmiş bedenimi
Ve bir de Taif yaşayan dört bir yerimi
Zihnimde cirit atan çarpık fikirlerimi
Hak vurulurken, kesilen nefesimi.
Eve çevrilmiş mezarlar, ruhumu taşıyor sana
Taşıyor hepsini zifiri karanlıklarda oraya
Karanlıklar da taşıyor aşkımı
Zira karanlıklarda taşıyor aşkım...
Taşmışlığın sancısı zerrelerimde
Ve ben isyan türküleri çığırtıyorum sağırlara
Zamana haykırıyorum, apansız anlara
Sayısız kainat sözüme araç
Yeknesak mısralar sesime ilaç
Ve aşkın sesi; duama amin..
İlahi! Duyuyorsun sesimi,
Aşkım taşınıyor ve dahi taşıyor canımdan
Sana, cennete, cinana..
Hüseyin Gülsever