Şubat Ayı Şehitleri münasebetiyle Umut Der Tatvan Şubesi 'Şehadet Etkinliği' adında yoğun katılımlı bir program düzenledi. Etkinliğe konuşmacı olarak katılan İlahiyatçı Ömer Çelik'in yanı sıra 6-7 Ekim’de Şehit olan Hasan Gökgöz'ün babası Mehmet Gökgöz de katıldı.
Program, Erkan Yürek’in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Daha sonra Umut Der Tatvan Şubesi Başkanı Fesih Ulugöl bir konuşma yaptı. Ulugöl, konuşmasında Tatvanlı Şehid Gıyasettin Barlak’ın hayatından kısa kesitler paylaştı.
Gıyasettin Barlak’ın gençlerin üzerine titrediğini ifade eden Ulugöl konuşmasında, " Şehit Molla Gıyasettin Barlak İslami çalışmalar içinde arkadaşlarından hiçbir zaman geri durmamış verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışmıştır. Onun İslam’dan başka hiçbir gaye ve düşüncesi olmamış bu uğurda hem düşünce hem de eylem bazında hayatı boyunca taviz vermemiştir. Kendisi daima cami cemaat ehli olup Kur'an okumaya gelen öğrencilerle daima sıcak bir ilişki kurmuştur. Gençlerle arkadaşlık yapar ve onların üstüne titrerdi. Tek amacı gençlere İslam’ı aşılamaktı. Bu yüzden gençlerle doğal bir arkadaşlık kuruyor zamanının çoğunu gençler ile geçirirdi’’ dedi.
Gıyasettin Barlak’ın şehadeti çok arzuladığını vurgulayan Ulugöl, ‘’Şehadet’i çok arzu eden Mola Gıyasettin vefatından önceleri hasta iken yanına giden ziyaretçilere, ‘Yatağımda ölmek istemiyorum ve İslam davası için mücadele edip şehit olmak istiyorum.’ demişti. O şehitlere yakışır bir şekilde hayat sürdürerek muradına erip şehadet şerbetini içti. Şehit Mola Gıyasettin bütün tehdit ve gözdağlarına aldırış etmez. Tehditlere binaen saçı başı dağınık olmayan rengi sararıp morarmayan neşe esprisini eksik kılmayan damat misali giyinen karanlıklarda tek yürürken arkasına dönüp bakmazdı. Şehit Allah’ı (c.c) hakkıyla anan, düsturları ile yaşayan ve sadece onun rızası peşinde koşan aziz bir şahsiyetti’’ ifadelerini kullandı.
Daha sonara 6-7 Ekim'de kurban eti dağıtırken katledilen Hasan Gökgöz’ün babası Mehmet Gökgöz bir konuşma yaptı. Gökgöz ‘’ Şehit Hasan'ı küçükken cami ile tanıştırdım. Benimle beraber camiye geliyordu. Ahlakı çok güzeldi. Arkadaşları tarafından çok sevilirdi. Devletin yapmadığı görevi yaparken mağdur ailelere kurban eti dağıtırken caniler tarafından şehit edildi. Onun tek bir suçu vardı. Suçu Müslüman olmaktı. Eğer Müslümanca yaşamak suç ise biz bu suçu kabul ediyoruz ve bende canımı onun yolunda feda ederim.’’ ifadelerine yer verdi.
Program Özlem Ajans sanatçısı Bilal’in okuduğu ilahi ezgiler ile coşkulu bir şekilde devam etti.
Ömer Çelik ise yaptığı konuşmada şehadetin önemine değinerek, ‘’Her insan inancı uğruna yaşar. Hayatını inancına göre şekillendirir. Ve inandığı gerçekler üzere ölmek ister. Şehadet inancın zirvesi ve kemalidir. Bundan dolayıdırki Rabbimiz yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de Allah yolunda öldürülenleri ölüler olarak zannetmememizi bizlere bildirmiş, onlar bizim algılayamayacağımız tahayyül bile edemeyeceğimiz rızıklar verilmiştir buyuruyor. Allah, yolunda öldürülenleri canlarının ve mallarının cennet karşılığında satın aldığını bunu Tevrat’ta, Kuran’da İncil’de verilen bir söz olduğunu yapılan bu alışverişe sevinmemiz gerektiğini bildiriyor. Yine nice ayeti kelimelerde Allah yolunda hicret edenler ölenler ve öldürenlerin, 'And olsun günahlarını sileceğim, onlardan razı olacağım ve onları cennetime koyacağım' diye buyuruyor. Allah, Peygamber Efendimiz ve bütün peygamberlerin en büyük arzusuydu şehadet. Ayeti kerime bu gerçeği, nice peygamberler vardır ki yanlarında rabbani seydalarla birlikte rabbani âlimlerle birlikte Allah yolunda savaşırlar ve şehit olurlar buyuruyor." İfadelerine yer verdi.
Çelik son olarak, ‘’ Şehitlik meselesi, Allah yolunda mücadele etme meselesi, Türklük Kürtlük meselesi değildir. Mesele Allah'tan başka ilah kabul etmeme meselesidir. Allah'tan başka kimseye tapmama meselesidir. Sevgili kardeşlerim bakın İskilipli Atıf Hoca şehit olurken diyor ki, 'Bize bu zulmü yapanlarla elbet kıyamet gününde hesaplaşacağız.' Atıf Hoca Trüktü, onu Türkler idam etti Kemalizm'e tapanlar idam etti. Bakın Seyid Kutup Arap idi, onu Araplar şehit etti. 6-7 Ekimde Kürdistan'da şehid olan Yasin, Hasan, Riyad, Hüseyin ve Cumali bunları öldürende ateşperest bir ülkücüydüler. Bunların hepsi Kürttü öldürende Kürttü. Neydi bunların derdi; Allah'tan başkasına kulluk etmemekti. Onları şehit edenlerin ortak özellikleri de şudur. Yeryüzünde ilahlık iddiasında bulunmak." İfadelerini kaydetti.
Program sinevizyon gösterimi ile devam etti. Daha sonra Betül Nurduhan’ın şehitlere ithafen okuduğu şiir, salonda duygu dolu anların yaşanmasına neden oldu. Kimi katılımcıların şiir esnasında ağladıkları gözden kaçmadı.
Program yapılan dua ile son buldu. (Menderes Beysülen-İLKHA)