Suriye hapishanelerinde tutulan kadın ve çocukların özgürlüğüne kavuşturulması için bir basın açıklaması da Muş'ta gerçekleştirildi. İHH'ya bağlı "Vicdan Hareketi" öncülüğünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, savaşlarda tecavüzün, kadınlara yönelik işkence ve her türlü silah olarak kullanılmasına isyan edildiği vurgulandı. Basın açıklamasından sonra ise yürüyüş yapıldı.
Muş Belediye Meydanı'nda gerçekleştirilen basın açıklamasına çok sayıda Muşlu vatandaş katıldı. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan basın açıklamasında, İHH Muş Şube Başkanı Hasan Konuşuk, açılış konuşması yaptı.
Son 7 bin yıllık dünya tarihinin her yüz yılına bakıldığında sadece 13 yılın barış içinde yaşandığını söyleyen Konuşuk, "Bizler savaşları önlemeyi başaramadık ama maalesef kitleler hâlinde ölmeyi ve öldürmeyi her zaman başardık! Biliyoruz ki dünyanın dört bir yanında insanlar çok acılar çekti, çekmeye de devam ediyor. Bugüne kadar 13 bin 500'ün üzerinde kadın hapsedildi ve 7 binin üzerinde kadın hâlâ bu hapishanelerde her gün işkence görüyor, istismara uğruyor, türlü insanlık dışı eziyete maruz kalıyor. Hepimiz biliyoruz ki, barış tüm insanlar için en hayırlı olandır. Ama barışı inşa etmek savaş kadar kolay olmuyor. Hür ve sağlıklı insanlar olarak kendimizi şu anda zulüm ve tecavüz altında eziyet gören mazlum insanların yerine koyalım. Öyle bir eziyet altındalar ki 'ah' bile diyemiyorlar. Onlar için özgür birer çığlık olmak bizim vazifemizdir." ifadelerini kullandı.
Yapılan açılış konuşmasından sonra bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Daha sonra basın açıklamasını İHH Kadın Komisyonu Başkanı Gülsüm Akman okudu.
"İnsanlığımızı kaybediyoruz"
Suriye hapishanelerinde acı içinde özgürlük bekleyenleri ve meydanları doldurarak onlar için vicdanları ayağa kaldıranları selamladığını belirterek sözlerine başlayan Akman, "Biliyoruz ki; mazlumlar ve ezilenler için vicdanın haykırışından daha güçlü bir imkân yok. Kadınlar olarak isyan ediyoruz. Tecavüzün, savaşlarda kadınlara yönelik işkencenin ve her türlü zulmün silah olarak kullanılmasına isyan ediyoruz. Hapislerde tutulan mazlum her kadın, insanlığın geleceğine dair umudumuzu biraz daha kaybettiriyor. İnsanlığımızdan utanıyoruz. İnsanlığımızı kaybediyoruz." dedi.
İnsan hayatı ve onurunun korunmasının temel bir prensip olduğunu anımsatan Akman, "Bu prensibin ve sorumlulukların yerine getirilmesi ancak insanlık vicdanının harekete geçmesiyle mümkün olabilecektir. Bu nedenle, 'Bunca acıya, bu kadar ölüm ve zulme artık yeter.' diyoruz. Suriye rejimine ve ortaklarına sesleniyoruz; hemen, şimdi tecavüzü savaş silahı olarak kullanmayı bırakın. Hemen, şimdi kadınlara acımasızca yapılan işkenceyi durdurun." çağrısında bulundu.
Son olarak kadınlara seslenen Akman, şunları kaydetti:
"Sesimizin size ulaştığını biliyoruz. Buradayız ve özgürlüğünüz için bütün gücümüzle kadın-erkek hep beraber çalışıyoruz. Pes etmeyeceğiz. Sizden asla vazgeçmeyeceğiz. Biz şahitleriz ve şahitlik ediyoruz. Mazlumun mazlumiyetine, zalimin zulmüne ve sessiz seyredenlerin mesuliyetine şahitlik ediyoruz. Sadece ve sadece adaletten yana, mazlumdan yana tavır alıyoruz. Biliyoruz ki bu aynı zamanda insanoğlunun geleceğine ve bugün zulmeden zalimlerin masum çocuklarına dahi insani sorumluluğumuzdur."
Basın açıklaması daha sonra yürüyüş ile devam etti. Belediye Meydanı'ndan Öğretmenevi'ne kadar yürüyen kalabalık burada yapılan duanın ardından dağıldı.
İLKHA