“Onlar ayakta iken, otururken, yanları üstüne yatarken hep Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışını inceden inceye düşünürler. “Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın. Sen [boş, manasız şeyler yaratmaktan] münezzehsin. Bizi Cehennem azabından koru” derler.” [Al-i İmran 191]
Tefekkür, dinimizde önemli bir ibadettir. Tefekkür; kendini, yaratılmışları, günahlarını ve sevaplarını düşünüp Allah Teâlâ'nın yarattığı her şeyden ibret alıp ders çıkarmaktır. Yaşamımızın her anında ve her nefes alışımızda Allah Teâlâ'nın yarattıklarını ve şu muhteşem ahenk ve düzeni görüp şükretmeliyiz. Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Akletmez misiniz?” “Tefekkür etmez misiniz?” “Öğüt almaz mısınız?” Bu ayetler düşünmenin önemini ortaya koymakta ve insanoğlunu tefekkür etmeye, aklını doğru yolda kullanmaya ve öğüt almaya davet etmektedir.
İnsanoğlu vücudundaki intizama ve düzenliliğe bir dönüp bakmalı. Gözlere, ellere, kulaklara, parmaklara… Bir an olsun göremediğimizi, duyamadığımızı, parmaklarımızın olmadığını düşünün. Yaşam ne kadar bizim için zor ve çekilmez olacaktı. Ya gözlerin üzerinde bulunan ve bütün tozlara bir set konumunda olan kirpiklere ne demeli? Sindirim sistemi ise bir fabrika gibi çalışmaktadır. Yediğimiz her şeyin ayrıştırılıp vücuda faydalı olanın bırakılıp zararlı olanın ise dışarıya atıldığı bir sistem.. Bitkilerin ve meyvelerin yaratılışını ve nasıl büyüyüp meyve verdiğini düşünelim. Yıldızları, güneşi, gezegenleri gökyüzünde, havada bulunmaları ve bir ahenk içinde oluşları büyük bir mucize değil mi? Yalnız nefes alıp vermek bile mucizedir. Bunları bu kadar muazzam bir şekilde yaratan Allah Teâlâ'ya hamd etmeliyiz.
İnsanoğlu daha farklı şekillerde de tefekkür edebilir;
- Yüce Allah'ın yapacağımız ibadetlere vereceği sevapları düşünerek tefekkür edebilir; sevapları düşününce ibadetleri huşu içerisinde yapma aşkı artar ve kişiyi ibadet etmeye sevk eder.
-Yüce Allah' ın (c.c) bildirdiği azapları düşünerek tefekkür edebilir; bu da bizleri kötülük etmemeye, günahtan kaçınmaya sebep olur.
İslam âlimlerinin de bu konuda düşüncelerine yer verecek olursak;
“Tefekkür zekâyı açar”, diyor İmam-ı Şafii.
Ebu Süleyman Darani de, “Dünyayı düşünmek, ahirete perdedir. Ahireti düşünmek, gafletten kurtarıp hikmet konuşturur”, diyor.
Allah Teâlâ'nın azametini düşünmeyle ilgili de Bişr-i Hafi şöyle diyor:
"Allah Teâlâ'nın azametini düşünen insan, O'na isyan edemez."
Bizler Yüce Allah'ın bize vermiş olduğu nimetlere, sağlığa karşı nefsimize uyup her günah işleme eğilimimiz olduğunda da bir kez daha düşünmeliyiz. Rabbimiz düşünüp aklını kullananları sever.
Rabbim bizleri tefekkür edip öğüt alanlardan eylesin inşallah… Selam ve dua ile…