Bismihi Teâlâ
Akademik, psikolojik ve sosyal yönden kayıplar…
Pandemiyle geçen 3 dönemlik eğitim öğretim yılı…
Talihsizliklerle dolu…
Ve büyüklerin(!) cürmüyle masumlara yaşatılan kirli bir dünya!
Eğitim ve öğretimleri acınası durumda…
Ara sınıfları bir taraf bırakırsak,
Parçalı, anlık açılan ilkokul, orta son ve lise son sınıf öğrencileri,
TED’in yayınladığı rapora göre;
-16 Mart 2020- 2 Mart 2021 tarihine kadar-
175 okul gününden
İlkokul birinci sınıflar 15 okul günü,
2, 3 ve 4’üncü sınıflar 10 gün,
8 ve 12’nci sınıflar da 10 gün okullarında ders yapabildiğini paylaştı.
Başka deyişle iki hafta bilemedin üç hafta okullarda öğrenim gördü.
Gerisi kopuk, çetrefilli uzaktan öğretim programlarıyla geçiştirilmeye çalışıldı…
Artık günü kurtarma mı?
Eleştiri oklarının dozajını asgariye indirme mi?
Zorlayıcı koşulların etkisi mi?
COVİT-19’un riskini göze alamama mı? vd.
Ancak şu var ki,
Salgının ilk yılında Türkiye, OECD ülkeleri arasında okullarını en uzun süre kapatma rekorunu kırdı.
Yani Türkiye; Slovakya, Kostarika, Kolombiya gibi ülkelerle ilk sıralarda.
2021’in Mart’ından eğitim öğretimin başladığı Eylül’e kadar 6 ay geçtiydi…
Bu süreçte pandemiyle mücadelede bilgi, beceri, tecrübe edinemez miydi?
Eğitim gibi hayati bir mesele için bir takım öncelikler edinemez miydi?
Örneğin aşılmaya eğitim çalışanlarından başlanabilirdi.
Çevre şartları göz önüne almak zor olmasa gerekti.
Neyse öngörüsüzlük ve zamanında çözüm bulma becerileri gösterilmedi mi;
yanlışlıkların ardı arkası kesilir mi?
Hatadan dönmek diğer deyişle hatada ısrar etmemek büyük bir erdemlik olsa gerek…
Elbette tüm kademelerdeki öğrenci nüfusunun kayıplarını telafi etmeniz zor.
Bu pazar 1 milyonu aşkın öğrenci LGS ‘ye girecek…
Geniş fırsat ve imkân eşitsizliğine rağmen…
Eğitim öğretimden kopan, defter kitap yüzünü açamayan çiçeği burnunda taze civanlar…
Aynı sınav testine maruz kalmalarını nereye oturtacaksın?
Sınav öncesi enlemesine boylamasına telafi eğitimleri sağlandı mı acaba?
Masa başında alınan kararalar, akşam karar verip sabah okul açmalar…
Akşamın tam ortasında alınan kararlar, ülkenin her tarafında bulunan öğretmenlerin telaşlı bekleyişleri karşında ne yapılabilir?..
Bu işin uygulayıcıları ve uygulama sahasında bilfiil bulunan idareci, öğretmen, veli, öğrenci vs. hiç mi kale alınmaz?
Doğrusu akıntıya karşın alabora gidiyoruz!
Çok ciddi iletişim sorunları mıdır yaşanan/yaşatılan?
Telafi eğitimi bu mevsimde tutmaz.
Ya da geniş ölçekte karşılık bulmaz.
LGS/AYT/TYT öğrencisini nerede bulacaksınız.
18 Haziran’da E-Okulu karne moduna açacaksınız. Öğrenci, veli tatil moduna geçecek ardından okula alacaksın.
Pek alıcısı olacağa benzemiyor.
Peki, telafi eğitimine ihtiyaç yok mu?
Çok hem de ardına kadar…
İlkin müfredattan başlayacaksın…
Öyle iki gün okula gel, bir hafta okul dışında kal sistemiyle olacak iş değil!
Kalın sağlıcakla…