AİLE YUVASI
Bu köşede inşallah aile konusunda sizlerden gelen sorulara cevaplar arayacağız. Bir bayan okurumuz şöyle soruyor:
“Eşim, muhasebe işi yapıyor, akşam eve geldiğinde sofranın başında bile gözünü elindeki telefondan ayırmıyor. İki çocuğumuz var. Çocukların sorularına, her defasında, “sonra sor, şimdi seninle uğraşamam” diyor. Telefondaki şey çok mu önemli diye kızıyorum, bu sefer daha da inat ediyor. Birlikte konuşmamız gereken bir çok konuyu böylece unutup gidiyoruz. Sizce bu durum normal mi?”
Normal değil. Öncelikle bu cevabı eşinizin de okuyacağını umuyoruz. Bahsettiğiniz hususta eşinizin unuttuğu şeyler olduğu açık, ancak bu noktada size hiç görev ve sorumluluk düşmüyor denemez.
İsterseniz iki Hadis-i Şerifi zikrederek konuya girelim ki, her evlenen çiftin, bu iki Hadis-i Şerifi, hava, su, ekmek gibi zaruret görmeleri ve sürekli okuyarak, dinleyerek, üzerinde düşünerek hatırlamaları gerekir.
Birincisi; Peygamber Efendimiz'in(sav), Veda Hutbesinde ifade ettiği şu Hadis-i Şerif ki, "Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır….” (Müslim,Hac)
Diğeri ise, Hakîm İbni Muâviye'nin babasından naklettiği şu Hadis-i Şerif'tir. Babam bir gün, Allah Resulüne(sav): "Ey Allah'ın Resûlü! bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?" diye sorunca Efendimiz(sav) şöyle buyuruyor:
"Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen(aşağılamaman), evin içi hariç onu terk etmemendir." (Ebu Dâvud, Nikâh)
Bu iki Hadis-i Şerifde eşlerin birbiri üzerindeki temel hakları da özetlenmiş oluyor.
Şimdi sadede gelelim. Hayatı kolaylaştıran, hızlandıran ve daha konforlu hale getiren araçların yer yer öncelik sıralamalarında hatalara sebep olduğu bir gerçektir.
Televizyon izlerken çocuğunu ihmal eden annenin durumu da, sosyal medyaya dalıp eşini ve evdeki herkesi ihmal eden babanın hali de bu aldanmanın örnekleri arasındadır.
Erkeğin; evin idaresi, geçimi, muhafazası gibi sorumluluklarının özünde sürekli ilgi ve alakanın bulunduğunu hiç aklından çıkarmaması gerekir.
Evde olduğu vakitte, eşinin ve çocuklarının kendisinden beklediği ilgiyi göstermeyen bir erkek, emanete gereği gibi sahip çıkmamış ve aile efradına haksızlık etmiştir. Bunun, dünya ve ahirette menfi bir geri dönüşü mutlaka olacak, bununla imtihan edilecek, farkında olmasa da bu durum, günlük yaşamını da olumsuz etkileyecektir.
Kadının burada yapacağı şey, elbetteki rahatsızlığını dile getirmek ve bu konuda etkili ikazlarda bulunmaktır.
Ancak, eşinin telefonda/sosyal medyada veya ilgisini yoğunlaştırdığı başka bir nesnede, aradığı şeyin çoğunlukla; iltifat, beğenilme, takdir, fark edilme, onaylanma, izleme, izlenme ve zihnini dağıtıp eğlendirme olduğuna göre bunları kendisi yapmayı deneyebilir. Nasıl? Mesela eşinin yanlışlarını bir an için geri atıp, onun güzel bir yönünü kendisine söyleyerek: “Allah razı olsun, bunu iyi ki aldın.. Bu elbise sana çok yakışıyor, vb.”
Veya ilgisini çekip hoşuna gidecek sorular sorabilir: “Bu konuda hani sen şöyle demiştin, o gerçekten nasıldı gibi..”
Yine kadın, kocasına fiziki yakınlığını artırabilir. Tüm bunlarla beraber bu soruna, çok aşırı bir hastalık seviyesinde değilse aile için ciddi bir problem olarak bakılmadığı sürece ilerde azalacaktır..
Bir sorun gördüğünüz zaman, bunun çözülebileceğine olan inancınız sizi de çaba harcamaya sevkeder. Yeter ki, her şeyden önce Allah'a karşı sorumlu olduğumuzu ve emanetin ağır olduğunu unutmayalım.
Dua bekleriz..