Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ana teması “Şifa Ayı Ramazan” olan 2021 yılı Ramazan ayı bilgilendirme toplantısında konuştu.
Mümin gönüllerde on bir ayın sultanı olarak yer eden Ramazan'ın, bütün mahiyetiyle maddi ve manevi hastalıklar için bir şifa kaynağı ve şifa ayı olduğuna dikkat çeken Erbaş, "Ramazan, her türlü günah ve hatadan hicret ederek ruhumuzu esaretten kurtardığımız ve böylece huzur bulduğumuz, halimizi Allah’a arz ederek aczimizi itiraf edip gurur, kibir gibi hastalıklardan kurtulmayı umduğumuz bir şifa ayıdır." dedi.
"Çocuklarımızın, Ramazan’ın heyecanını ve güzelliklerini daha çok yaşaması için planlar yapmalıyız"
Bu Ramazan ayını da, bir yılı aşkın süredir devam eden salgın hastalık şartlarında karşıladıklarını hatırlatan Erbaş, "Daha çok ailemizle geçireceğimiz bu dönemi aile bağlarımızı güçlendirmek için fırsat olarak görmeliyiz. Ramazan’ın manevi güzelliklerini evlerimizde aile bireylerimizle birlikte yaşamaya daha çok özen göstermeliyiz. Ailemizle birlikte ibadet ederek, Kur’an okuyarak, sohbet ederek, iftar ve sahurumuzu birlikte yaparak en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Özellikle çocuklarımızın, Ramazan’ın heyecanını ve güzelliklerini daha çok yaşaması için planlar yapmalıyız." ifadelerini kullandı.
"Kitap kampanyaları yapılacak"
Erbaş, "Bu bağlamda, yayınlarıyla milletimiz için adeta bir okul, bir mektep haline gelen Diyanet Televizyonumuz ve radyolarımızda Diyanet Radyo, Kuran radyo, Risalet radyo… Ramazan’a özel programlar gerçekleştirilecektir. Ayrıca bu bereketli zamanları daha çok okumaya ve tefekküre vesile kılmak amacıyla Türkiye Diyanet Vakfımız ve Diyanet İşleri Başkanlığımızın yayınlarının herkese ulaşması için kitap kampanyaları yapılacaktır." diye belirtti.
"Salgın, iftarlarımızı paylaşmaya asla engel değildir"
Ramazan ayının, aynı zamanda bir yardımlaşma ve paylaşma mevsimi olduğuna dikkat çeken Erbaş, "Zekatlarımızla, fitrelerimizle, sadakalarımızla, kardeşliğimiz pekişmekte, gönüller birleşmekte ve hayat bereketlenmektedir. Salgın sebebiyle bu sene kalabalık iftar sofralarımız olmayacak ama bu durum iftarlarımızı paylaşmaya asla engel değildir. Yapacağımız aynî ve nakdî yardımlarla fakirin, fukaranın iftar sofralarında gönüllerimizi ve dualarımızı buluşturacağız. " diye konuştu.
"61 milyonluk yardım yapacağız"
Yapacakları yardıma değinen Erbaş, "Türkiye Diyanet Vakfımız, Diyanet İşleri Başkanlığımız ile birlikte her yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan vesilesiyle yardım organizasyonları yapacaktır. 'Kardeşlerini Unutma Beklenen Sensin' temasıyla yürüttüğümüz 2021 yılı ramazan programı kapsamında yurt içinde 81 il ve tüm ilçelerde, yurt dışında mağdur, mazlum ve muhtaç, garip, gureba… bölgelerde Ramazan’ın manevi iklimini yaşatacağız inşallah. Gıda, alışveriş kartı, bayramlık kıyafet gibi hazırlıklarla toplamda 61 milyonluk yardım yapacağız. Yardım yapmak isteyen kardeşlerimizle, yardıma ihtiyacı olan kardeşlerimizi buluşturacağız. Vakıfların amacı budur." şeklinde konuştu.
Medyadaki Ramazan programları
Medyada ve dijital ortamlarda yüce din İslam’la veya başta oruç olmak üzere ibadetlerle ilgili yazan, konuşan, program yapan herkesten sahih bilgiye bağlı kalmalarını istirham eden Erbaş, sorumluluk bilinciyle hareket etmelerini, yanlış, zayıf, mesnetsiz bilgilerden kaçınmalarını istedi.
Erbaş, "Gereksiz konular ve tartışmalarla milletimizin zihinlerini meşgul etmemelerini, fitne ve tefrikaya sebep olabilecek her türlü tutum ve davranıştan uzak durmalarını özellikle rica ediyorum." diye ekledi.
"Teravih namazlarımızı evlerimizde kılacağız"
Salgın tehlikesinin sürdüğüne işaret eden Erbaş, "İnsanlık olarak bu salgından kurtulamadık. Vaka ve vefat sayılarımız artmaya devam ediyor." dedi ve şunları kaydetti:
Dolayısıyla yaptığımız çok yönlü değerlendirmeler ve sağlık bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin yetkili organlarıyla yaptığımız çok yönlü istişareler neticesinde mevcut şartlarda teravih namazını camilerde değil evlerimizde kılmanın daha uygun olduğuna karar verdik.
Elbette gönlümüz istiyordu ki teravih namazlarımızı camilerimizde kılalım. Çoluğumuzla, çocuğunuzla o coşkuyu camilerde yaşayalım.
Ancak salgın hastalık tehlikesi, teravih namazının uzun süre kapalı mekânda kalmayı gerektirmesi, belirti göstermeyen vakaların varlığı gibi nedenlerden dolayı teravih namazlarımızı evlerimizde kılacağız.
"Evlerimizde ailemiz ve çocuklarımızla bu güzel ibadet yerine getirelim"
Erbaş, "Biliyoruz ki Yüce dinimiz İslam’a göre ise insan sağlığı çok önemli ve önceliklidir. Dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak tek bir kişinin sağlığını tehlikeye atmak büyük bir vebaldir. Ramazan’a özel bir ibadet olan teravih namazını cemaatle evlerimizde kılalım. Böylece bu salgın şartlarında evlerimizde çok güzel bir ibadet ortamı oluşturmuş oluruz. İnşallah hep beraber evlerimizde ailemiz ve çocuklarımızla bu güzel ibadet yerine getirerek, camilerimizde teravih namazında buluşamamanın hüznünü bir nebze de olsa gidermeye çalışacağız." diye konuştu.
Salgının seyrine göre camilerde teravih namazı kılınabilir
Erbaş, "Şayet bu süreçte salgının seyrine göre camilerimizde teravih namazı kılabilme imkânı olursa bunun da kararını alıp milletimizle derhal paylaşacağız." ifadesini kullandı.
Aşı yaptırmak orucu bozmaz
Erbaş, "Oruçlu iken aşı olabilir miyiz?" şeklinde soruların yönetildiğini hatırlatarak," Din İşleri Yüksek Kurulumuzun da açıkladığı gibi, gerektiğinde oruçlu iken aşı olmakta bir sakınca yoktur ve bu durum orucu bozmaz." yanıtını verdi.