Peygamber Sevdalıları Vakfı... Adı gibi güzel çalışmalar ve etkinlikler yapan Vakıf bugün yine ciddi ve önemli bir programa daha imza atıyor.
Peygamber Sevdalısı halkın kalbinde yer edinen vakfın bugün düzenleyeceği/düzenlediği programın adı; Avrupa’da İslam Karşıtlığı Sempozyumu.
Programa Filistin Meclis Başkanı başta olmak üzere diğer önemli siyaset ve akademisyenlerin yanında HÜDA PAR Genel Başkanı Sayın İshak Sağlam da katılarak bir selamlama konuşması yapacaklar.
Programda, arada bir sakinleşti gibi görünen ama hep devam eden Avrupa’daki bu İslam ve Müslüman karşıtlığı ile ilgili önemli sunumların ortaya konulması bekleniyor.
Bu alanlarda birikimli ve donanımlı isimlerin, bahsini edeceği Avrupa’daki bu karşıtlığın ve çözüm önerileriyle ilgili tespitlerinin önemli olduğunu ifade etmede yarar var.
Demokrat, özgürlükçü ve hürriyetçi gibi duran Batılı ülkelerin hem kendi içindeki Müslümanlar hem de diğer İslam ülkeleri ile ilgili çifte standartları malumunuz her alanda gözlerden kaçmıyor.
Konu belki Avrupa ile gündeme geliyor ancak, Batı ülkelerinin İslam dünyasıyla ilgili icraatları, onların siyasetlerinin Müslümanlara karşı olan husûmet üzerinden şekillendiğini ortaya koyuyor.
Arap Baharı denen süreçten tutun, Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişimine, Afrika ülkelerindeki açlık sebebi sömürü düzeninden tutun, Fransa’nın içindeki cami, tesettür düşmanlığına kadar...
Filistin’deki zulme seyirci kalma siyasetinden tutun, Kıbrıs’taki uluslararası anlaşmalardan uzak tarafgirlik siyasetine kadar...
Bütün batı ve Avrupa ülkelerindeki bu şaşmaz siyasetinin temelinde aslında İslam karşıtlığı yatıyor desek yanlış söylemiş olmayız.
İşte bu noktada saygın Vakfın ortaya koymaya çalıştığı bilinç çok önemlidir. İçinde bulunduğumuz halin asıl müsebbipleri tanınmalı ve bilinmelidir.
Farkındaysanız, İslam ülkelerindeki yönetici ve idarecilerin nerede okuduğu veya kimin adamı olduğu hep tartışma konusu oluyor.
Genelde de İngiliz adamı, Fransa’nın kuklası, Almanların uydusu kişilerden bu ümmet pek hayır görmedi. Burada da işin temeline inildiğinde o sistemlerin kodlarındaki İslam karşıtlığı veya onlar tarafından hor görülen İslami anlayış ve düşüncenin bu yereldekilere olan sirayeti yatıyor.
Kurdukları sistem neticesinde sağladıkları göçlerle hedef kitlenin beyinlerine yükledikleri kirli hafızalar neticesinde onların ülkeleri idare etmeleri, kaosu pompalamaları artık zor olmuyor.
Sonuç itibariyle; içerdeki ve dışardaki İslam karşıtlığının temelinde batıl Batı zihniyeti ve Avrupa’nın kendine özgürlükçü, dışarıya karşı ‘çıkar endeksli’ tavrı yatıyor.
Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın bu ve bu gibi aydınlatıcı, bilgilendirici çalışmalarını takdir ile karşılarken, Üstad Bediuzzaman’ın 1910’larda Şeyh Bahid’e söylediği sözlerle konumuzu kapatmak istiyorum.
Üstad Bediuzzaman; “Osmanlı hükûmeti Avrupa ile hâmiledir; Avrupa gibi bir hükûmeti doğuracak. Avrupa da İslâmiyete hâmiledir; o da bir İslâm devleti doğuracak' demişti.
İlk evre çoktan oldu ve Müslümanlar eziyet, işkence ve zulümle karşılaşmaktan bitap kaldılar. Dileğimiz sözün ikinci evresindeki hususun gerçekleşmesiyle beraber bütün İslam ülkeleri de bu şerefle tekrar şerefyab olsunlar.
Teşekkürler Peygamber Sevdalıları Vakfı!
Selam ve dua ile.