Toplumda helal kazanma düşüncesinin yok olmaya yüz tuttuğunu belirten Batman Ticaret İl Müdürü Şehmus Kalkan, helal kazancı kendisi için düstur edinen değerlerin bilinmesine ve genç nesillere aktarılmasına daha fazla ihtiyaç olduğunu söyledi.
Batman Ticaret İl Müdürü Şehmus Kalkan, "15 Mart Dünya Tüketiciler Günü" münasebetiyle bilinçli alışveriş, alışverişte helal ve harama edilmesi, ticarette İslam ahlakı, çarşı-Pazar ahlakı, alışverişte yapılması gerekenlerle ilgili İLKHA'ya önemli açıklamalarda bulundu.
Günümüzün ekonomik anlayışının, insanlar arasında ahlaki değerlerden yoksun bir ticaret düşüncesi olarak yaygınlaştığını, toplumda helal kazanma düşüncesinin yok olmaya yüz tuttuğunu belirten Kalkan, helal kazancı kendisi için düstur edinen, dürüst esnaf ve sanatkâr yetiştirmeyi hedefleyen değerlerin bugün bilinmesine ve genç nesillere aktarılmasına daha fazla ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Alışveriş için bir ön hazırlığın yapılması gerektiğini belirten Kalkan, "Bilinçli alışveriş için alışverişin dikkatli bir şekilde planlanması, alışveriş sırasında birtakım kuralların takip edilmesi ve alışveriş sonrasında bir değerlendirme yapılması tavsiye edilmektedir. İstek ve ihtiyaçların seçimi, alışverişin planlanmasında ilk adımdır. Alışverişe çıkmadan önce ihtiyaçlar belirlenerek bu ihtiyaçlara uygun bir bütçe ayrılmalıdır. Alışverişin; ayrılan bütçeye uygun, dengeli bir şekilde yapılması amacıyla, gerçek ihtiyaçlar arasında en önemlisinden başlanarak bir sıralama yapılması gerekmektedir. Kira, elektrik, su, telefon, doğalgaz, kredi kartı gibi zorunlu giderler için gerekli paralar ayrıldıktan sonra ihtiyaçlar belirlenmeli ve harcama planı yapılmalıdır." dedi.
"Alışveriş aceleye getirilmemeli"
Alışverişte satın alınması planlanan bir ürün ile ilgili ön araştırma yapmanın, ürünün ücreti kadar önemli bir unsur olduğunu vurgulayan Kalkan, satın alınacak malların kalitesi, sağlık ve güvenliği ile çevreye duyarlılığı, kullanım özellikleri ve satış sonrası servis ağı gibi unsurların göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret etti.
İyi bir piyasa araştırmasının yapılıp fiyatların takip edilmesi gerektiğini söyleyen Kalkan, "Alışveriş için ayrılan zaman, alınacak mal ve hizmeti iyi incelemeye yeterli olmalıdır. Alışveriş aceleye getirilmemeli, en uygun zaman belirlenmeli, eğer mümkünse alışveriş yerlerinin tenha olduğu gün ve saatler seçilmelidir. Yani; alışveriş gününün ayın başı yerine ayın sonu, hafta sonu yerine hafta ortaları olması daha faydalı olacaktır." ifadelerini kullandı.
"Yerli ürünün tercih edilmesi ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır"
Mutlaka bir alışveriş listesinin hazırlanması gerektiğini aktaran Kalkan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Alışveriş listeleri, hangi ürünlerin ne miktarda satın alınacağını gösterdiği için plan dışı satın almayı önler. Dolayısıyla, kaynak ve zamandan tasarruf sağlanır. Yabancı mal veya hizmetlerle aynı kalitede olanlar arasından yerli olanının tercih edilmesi, sizin ekonomik çıkarınıza olduğu kadar, yeni iş ve yatırım imkânları sağlayarak ülke sanayisinin gelişmesine, kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasına, böylece ülke ekonomisinin güçlenmesine katkı sağlayacağı unutulmamalıdır."
"Alışverişte helal ve harama dikkat edilmeli"
Esnaf ve sanatkârın, tüketici ile kısa dönemli ilişkiler yerine, uzun dönemli ve dostça ilişkiler kurmasının pazar paylarını korumaları için önemli bir faktör olduğunun altını çizen Kalkan, "Satıcının ve varsa birlikte alışverişe çıkılan kişilerin sözleri temkinle karşılanmalıdır. Satıcının söylediklerinden ziyade tüketicinin kendi araştırmaları sonucu edindiği bilgilere itibar ederek alışveriş yapması faydalı olacaktır. Satın alınacak malların çeşidine göre markası, kalitesi, kullanım ve bakım özellikleri yanında maldan beklenen fayda ve hizmet de daima ön planda tutulmalıdır. Satış sonrası servis ve bakım gerektiren mallarda yaygın servis ağı bulunanlar tercih edilmelidir. Yapılan alışverişte tüketici zayıf taraf konumunda olup, satıcının kendisine sunduğu bilgilere güvenmek durumundadır. Satış esnasında satıcının kendisini empati kurmak suretiyle tüketicinin yerine koyması ve buna göre davranması gerekmektedir. Alışverişte tüketiciyi aldatmak, kısa vadede kârlı bir iş gibi görünse de, uzun vadede satıcının helal kazancını harama dönüştüreceği kuşkusuzdur. Bu durum beraberinde müşteri kaybını getirecektir. Bundan dolayı alışverişlerimizde samimi ve güvenilir olmalı, doğruluktan asla taviz vermemeliyiz." şeklinde konuştu.
"Esnaf helal kazancı kendisine düstur edinmeli"
"Yerli üretim mallar yerine marka özentisi sebebiyle ithal mal alma eğilimi sonucu, özellikle genç tüketicilerin zaman zaman kalitesiz mallar satın almaları, sonradan pişman olmalarına yol açmaktadır." diyen Kalkan, esnafların, insan odaklı bir değerler sistemi olarak ticarî ve ahlaki bütün prensiplerini İslam'dan aldığını söyledi.
Kalkan, "Bu konuda özellikle çocukların ve gençlerin eğitimi ve bilinçlendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Aynı işi gören ve aynı kalitede olan bütün ürünler için, hepimiz yerli mallarını tercih etmeli ve ülkenin ekonomisinin ivme kazanmasına katkıda bulunmalıyız. Bu, aynı zamanda bir vatandaşlık görevidir. Temel referanslarını fıkhın ticaret ahlakı ve hukuku oluşturmaktadır. Tarihî süreçte Ahilik olarak şekillenen esnaf ve sanatkâr grubu, günümüz sosyoekonomik hayatın en temel sorunu olan iş hukuku ve ahlakının şekillenmesi ve yerleşmesinde bir kurum olarak önemli işlevler görmüştür. Ahiliğin ticarî hayattaki ilke ve esaslarının en önemlilerinden olan helal kazanç anlayışı İslami temellerine referansta bulunarak ele alınmıştır. Zira Ahiliğin nizamnâmesi (tüzük) sadece Ahîlerin değil, toplumun da tamamının uyması istenen fıkhî ve ahlaki kuralları içermektedir. Fütüvvetnâmelerde ticaret ahlakıyla ilgili olarak vurgulanan temel husus, helal kazançtır. Helal kazancın önemi ahî adaylarına Kur'an ve sünnette atıfla anlatılır. Bu yönde gayret göstermeyenlerin âhi olamayacakları gibi dünyevî ve uhrevî ağır yaptırımlarla karşılaşacakları konusunda uyarılarda bulunulmaktadır. Temennimiz herkesin kendi çapında insanlığa faydalı olma yolunda çaba sarf etmesidir." dedi.
"Esnaf fırsatçılık yapmamalı, doğruluktan ayrılmamalıdır"
Çarşı-Pazar esnafının güzel ahlakı kendi arasında yaygınlaştırması gerektiğini ifade eden Kalkan, esnafın hiçbir zaman doğruluktan ayrılmaması gerektiğini vurguladı.
Kalkan, son olarak şunları kaydetti:
"Çıkar gözetmeksizin başkalarının iyiliği için özveride bulunmayı bir ilke olarak benimseyen ahlak, tutum ve görüşü sağlam olan, 'Ben bugün satış yaptım. Siz komşumdan alın, o henüz siftah yapmadı.' diyecek derecede fedakâr, erdem ve fazilet sahibi esnaf, sanatkâr ve tüccarlarımız bu örnekleri kendi aralarında yaygınlaştırmalı, kendisi için istemediği bir durumu başkasına yaşatmamalıdır. Sabır ve sadakat, sevgi ve hoşgörü, samimiyet ve doğruluktan ayrılmadan, sır saklamayı ve kusurları örtmeyi bilerek, güvenilir olmak, çarşı ve pazar ahlakının temellerini oluşturmalıdır. Dedikodu yapmayan müşterisini yalan ve yanlış bilgiler ile yönlendirmeyen, fırsatlardan istifade ile stokçuluk yapmayan, kanaatkâr olan, iş bölümünü önemseyen, çalışma azmi ile çevresine örnek olan her çarşı pazar esnafının hem maddi hem de manevi kazanç ile mükâfat göreceği aşikârdır." (Mehmet Fatih Akgül-İLKHA)