2008 yılı emisyonlarında CO2 eşdeğeri olarak en büyük payı yüzde 74,1 ile enerji kaynaklı emisyonlar aldı ve bunu sırasıyla yüzde 10,6 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı, yüzde 10,6 ile tarımsal faaliyetler ve yüzde 4,7 ile atık takip etti. 2018 yılı emisyonlarında ise CO2 eşdeğeri olarak en büyük payı yüzde 71,6 ile enerji kaynaklı emisyonlar aldı ve bunu sırasıyla yüzde 12,5 ile tarımsal faaliyetler, yüzde 12,5 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı, yüzde 3,4 ile atık takip etti.
Türkiye'de 2018 yılı için kişi başı CO2 eşdeğer emisyonu 6,4 ton/kişi, sera gazı emisyonu yoğunluğu ise 0,14 kg CO2 eşd./GSYH (TL) olarak belirlendi.
Su kaynaklarından 17,5 milyar m3 su çekildi
Belediye ve köylerde içme ve kullanma suyu şebekesi ile dağıtılmak ve imalat sanayi işyerleri, termik santraller, organize sanayi bölgeleri (OSB) ve maden işletmeleri tarafından ise kullanılmak amacıyla 2014 yılında su kaynaklarından 14,7 milyar m3 su çekildi; 2018 yılında ise su kaynaklarından 17,5 milyar m3 su çekildi.
Türkiye'de 2014 yılında çekilen suyun yüzde 55'i denizden, yüzde 14,1'i kuyudan, yüzde 13,8'i barajdan, yüzde 9,4'ü kaynaktan ve yüzde 7,7'si diğer kaynaklardan temin edildi; 2018 yılında ise yüzde 56,2'si denizden, yüzde 15,1'i barajdan, yüzde 14'ü kuyudan, yüzde 8,7'si kaynaktan ve yüzde 5,9'u diğer su kaynaklarından temin edildi.
Türkiye'de 2014 yılında su kaynaklarından çekilen toplam suyun yüzde 44,3'ü termik santraller, yüzde 35,5'i belediyeler, yüzde 14,9'u imalat sanayi işyerleri, yüzde 2,9'u köyler, yüzde 1,4'ü maden işletmeleri ve yüzde 1'i OSB'ler tarafından temin edildi; 2018 yılında ise çekilen toplam suyun yüzde 44,9'u termik santraller, yüzde 35,3'ü belediyeler, yüzde 15,3'ü imalat sanayi iş yerleri, yüzde 2,2'si köyler, yüzde 1,4'ü maden işletmeleri ve yüzde 0,9'u OSB'ler tarafından temin edildi.
Nüfusun yüzde 98,6'sına içme ve kullanma suyu şebekesi ile hizmet verildi
Türkiye'de 2014 yılında belediye nüfusunun yüzde 97,3'üne, köy nüfusunun ise yüzde 99,1'ine olmak üzere toplam nüfusun yüzde 97,4'üne içme ve kullanma suyu şebekesi ile hizmet verildi. 2018 yılında ise belediye nüfusunun yüzde 98,6'sına, köy nüfusunun ise yüzde 99,4'üne olmak üzere toplam nüfusun yüzde 98,6'sına içme ve kullanma suyu şebekesi ile hizmet verildiği tespit edildi.
Atıksuların yüzde 77,4'ü denize deşarj edildi
Belediyeler, köyler, imalat sanayi işyerleri, termik santraller, OSB'ler ve maden işletmeleri tarafından 2014 yılında doğrudan alıcı ortamlara 12,7 milyar m3 atıksu deşarj edildi; 2018 yılında ise doğrudan alıcı ortamlara 14,8 milyar m3 atıksu deşarj edildi. Türkiye'de 2014 yılında alıcı ortamlara deşarj edilen atıksuyun yüzde 77,7'si denize, yüzde 18,4'ü akarsuya, yüzde 3,9'u diğer alıcı ortamlara deşarj edildi; 2018 yılında ise alıcı ortamlara deşarj edilen atıksuyun yüzde 77,4'ü denize, yüzde 18,7'si akarsuya, yüzde 3,8'i diğer alıcı ortamlara deşarj edildi.
Türkiye'de 2014 yılında toplam atıksuyun yüzde 50,4'ü termik santraller, yüzde 32,4'ü belediyeler, yüzde 13,5'i imalat sanayi işyerleri, yüzde 1,7'si OSB'ler, yüzde 1,1'i maden işletmeleri ve yüzde 0,9'u köyler tarafından deşarj edildi. 2018 yılında ise toplam atıksuyun yüzde 51'i termik santraller, yüzde 30,8'i belediyeler, yüzde 14,7'si imalat sanayi işyerleri, yüzde 1,6'sı OSB'ler ve yüzde 1,1'i maden işletmeleri, yüzde 0,8'i köyler tarafından deşarj edildi.
Türkiye'de 2018 yılında çekilen su ve deşarj edilen atıksu miktarlarına göre en fazla su çeken ve deşarj eden sektörler sırasıyla termik santraller, belediyeler ve imalat sanayi işyerleridir.
Nüfusun yüzde 88,5'ine atıksu toplama hizmeti verildi
Türkiye'de 2014 yılında belediye nüfusunun yüzde 89,7'sine, köy nüfusunun ise yüzde 48,9'una olmak üzere toplam nüfusun yüzde 87'sine kanalizasyon şebekesi ile hizmet verildi; 2018 yılında ise belediye nüfusunun yüzde 90,7'sine, köy nüfusunun ise yüzde 55,5'ine olmak üzere toplam nüfusun yüzde 88,5'ine kanalizasyon şebekesi ile hizmet verildiği tespit edildi.
Türkiye'de 2014 yılında belediye nüfusunun yüzde 68,1'inin, köy nüfusunun ise yüzde 7,4'ünün olmak üzere toplam nüfusun yüzde 64'ünün atıksuları arıtıldı. 2018 yılında ise belediye nüfusunun yüzde 78,7'sinin, köy nüfusunun ise yüzde 10,2'sinin olmak üzere toplam nüfusun yüzde 74,5'inin atıksuları arıtıldı.
Toplam 15,1 milyon ton tehlikeli atık oluştu
İmalat sanayi işyerleri, termik santraller, organize sanayi bölgeleri, maden işletmeleri ve sağlık kuruluşları 2010 yılında 3,4 milyon tonu tehlikeli olmak üzere 37,1 milyon ton atık oluştururken; 2018 yılında 15,1 milyon tonu tehlikeli olmak üzere 66,8 milyon ton atık oluşturdu. 2010 yılında madencilik sektöründe 725 milyon ton dekapaj malzemesi ve pasa oluştu, 2018 yılında ise bu miktarın 795 milyon ton olduğu tespit edildi.
Belediye nüfusunun yüzde 98,8'ine atık toplama hizmeti verildi
Belediye atık istatistikleri 2016 yılı sonuçlarına göre, toplam 1 397 belediyeden 1 390'ı atık toplama hizmeti verirken, 2018 yılında toplam 1 399 belediyeden 1 395'inin atık toplama hizmeti verdiği belirlendi.
Belediyelerde 2016 yılında 31,6 milyon ton, 2018 yılında ise 32,2 milyon ton atık toplandığı tespit edildi. Toplanan atığın, 2016 yılında yüzde 61,2'si düzenli depolama tesislerine, yüzde 28,8'i belediye çöplüklerine, yüzde 9,3'ü diğer geri kazanım tesislerine, yüzde 0,5'i kompost tesislerine gönderilirken, yüzde 0,2'si ise diğer bertaraf yöntemleri ile bertaraf edildi; 2018 yılında ise toplanan atığın yüzde 67,2'si düzenli depolama tesislerine, yüzde 20,2'si belediye çöplüklerine ve yüzde 0,4'ü kompost tesislerine gönderilirken, yüzde 0,2'si diğer bertaraf yöntemleri ile bertaraf edildi. 2018 yılında toplanan atığın yüzde 11,9'u ise diğer geri kazanım tesislerine gönderildi.
Sağlık kuruluşlarında 89 bin ton tıbbi atık toplandı
Üniversite hastaneleri ve klinikleri, genel maksatlı hastaneler ve klinikleri ile doğum hastaneleri ve kliniklerinde 2010 yılında 60 bin ton tıbbi atık toplandı; 2018 yılında ise 89 bin ton tıbbi atık toplandı.
Toplanan tıbbi atığın, 2010 yılında yüzde 63'ü sterilize edilmeden, yüzde 27,4'ü sterilize edilerek depolama alanlarına, yüzde 9,2'si yakma tesislerine gönderilirken, yüzde 0,4'ünün ise diğer yöntemlerle bertaraf edildiği belirlendi. 2018 yılında ise toplanan tıbbi atığın yüzde 92,3'ü sterilize edilerek depolama alanlarına ve yüzde 7,7'si yakma tesislerine gönderilerek bertaraf edildi.
Toplam 2 bin 223 atık bertaraf ve geri kazanım tesisi faaliyette bulundu
Lisanslı veya geçici faaliyet belgeli ve lisansı olmasa da belediyeler tarafından ya da belediyeler adına işletilen 117'si atık bertaraf tesisi ve 868'si geri kazanım tesisi olmak üzere, toplam 985 tesis 2014 yılında faaliyet gösterirken; 2018 yılında 166'sı atık bertaraf tesisi ve 2 057'si geri kazanım tesisi olmak üzere, toplam 2 223 tesis faaliyet gösterdi. 2014 yılında düzenli depolama tesislerinde 41 milyon ton, yakma tesislerinde 43 bin ton atık bertaraf edilirken, geri kazanım tesislerinde 20 milyon ton atık geri kazanıldı. 2018 yılında ise düzenli depolama tesislerinde 56 milyon ton, yakma tesislerinde 494 bin ton atığın bertaraf edildiği, geri kazanım tesislerinde 48 milyon ton atığın geri kazanıldığı tespit edildi.
Çevre koruma harcamaları 38,2 milyar TL olarak gerçekleşti
Çevre koruma harcamaları 2013 yılında 21,4 milyar TL olarak gerçekleşirken, 2018 yılında ise toplam 38,2 milyar TL olarak gerçekleşti. Çevre koruma harcamalarının, 2013 yılında yüzde 64'ü mali ve mali olmayan şirketler, yüzde 28,4'ü genel devlet ve hanehalkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşlar ve yüzde 7,6'sı hanehalkları tarafından yapılırken; 2018 yılında yüzde 56,6'sı mali ve mali olmayan şirketler, yüzde 36,3'ü genel devlet ve hanehalkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşlar ve yüzde 7,1'i hanehalkları tarafından yapıldı. Çevre koruma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı 2013 yılında yüzde 1,2 olarak gerçekleşirken, 2018 yılında ise yüzde 1 olarak gerçekleşti.
Çevresel vergiler 91,1 milyar TL olarak tahakkuk etti
Toplam çevresel vergi tahakkuku 2008 yılında 34,7 milyar TL, 2018 yılında ise 91,1 milyar TL olarak tespit edildi. Çevresel vergilerin, 2008 yılında yüzde 70,7'sini enerji vergileri, yüzde 28'ini ulaştırma vergileri, yüzde 1,3'ünü ise kaynak ve kirlilik vergileri oluştururken, 2018 yılında yüzde 63,3'ünü enerji vergileri, yüzde 34,2'sini ulaştırma vergileri, yüzde 2,5'ini ise kaynak ve kirlilik vergileri oluşturdu.