Bismihi Teâlâ
Son zamanlarda toplumu ifsat eden düşünüş ve yaşayış biçimi olan ‘'deizm'' hızla bir trende dönüşeceğe benziyor. Hani bir aralar satanizm denen bir sapkınlık gündeme getirilmişti. Gündemi bayağı teşkil etmişti. Bu kan içiciler kan akıtmaktan zevk alır hale gelmişlerdi ya!
Kısacası ismi cismi ne olursa olsun bu tür saplantılar; ister halisane maksatlarla ister başka gayelerle gündeme getirilsin saf dimağları bozar kanaatini taşıyorum.
Bu tür tahrif ve tahribata dönüşebilecek travmaların yok mudur sebebi ya da sebepleri? Şimdi sormak lazım gençlik mi deizme yöneliyor, yoksa sistemlerin kendisi mi deizme sürüklüyor!?
Maksatlı kimi çevreler deizm üzerinden İmam Hatip okullarına saldırıyor. Neymiş bu eğitim kurumlarında gençlerin kafası bulandırılıyor. Laik/seküler anlayışın kavgası dini eğitim veren kurumlara geçmişten günümüze hep olagelmiştir ve saldırıları hiçbir zaman son bulmayacaktır…
Yani bu zihniyetin katiyen imam hatiplere, İslami dernek, vakıf ve camialara tahammülleri yoktur.
Şimdi sormak lazım ,peşin hükümlü maksatlarla yazılanlara, çizilenlere, konuşulanlara itibar edilir mi hiç?!! Açıkçası bunların endişesi, derdi toplumun, gençliğin geleceği değildir.
O halde deizm nedir? Deistler nasıl bir yaşamı yeğler? Deizm doğuran ana faktör ne?
‘'Deizm/teizm veya Yaradancılık, tüm dinleri reddeden tek Tanrı inancıdır. Deizm genel olarak Dünya'ya veya evrenin işleyişine müdahale etmeyen tek tanrı olduğuna inanır.''(Wikipedia) Yani Allah'a inanıyorum fakat dinin yaşama müdahale etmesini de istemiyorum. İşte teknolojinin ve özellikle de sanal ekranların popülaritesinin artığı bu zamanın insanı, her yönden bir saldırıyla karşı karşıya değil midir? Eskiden misyonerlerin, şarkiyatçıların dine saldırıları sınırlıydı ve bu kadar geniş yelpazeli değildi. Ama günümüzde bir tuşla nesiller, bilgi dezenformasyonunun saldırısının hedefindedir. Yıkım tahribat; makinelerle, bilişim ağıyla çok rahat yapılabilmektedir. Bu asırda insan dine yönelik kasıtlı propagandalara; internette video, film, makale vs. dokümanlara rahat bir şekilde ulaşma olanağı bulmuştur; bu yüzden zihinlerin bozulması çok kolay olabilmektedir. Belki de merak ettiği, cevap almak istediği sorularına karşın yanlış adreslere yönelmesi gibi bir tehlikenin çoğu kez farkında değildir. Bu asrın insanının belki de en büyük imtihanı bu olsa gerek. Yani teknoloji, bilişim…
Tabiat boşluğu kabul etmez diye bir ilke vardır. Yani bu boşluk muhakkak bir takım objelerle doldurulacaktır. Bardağın içindeki sıvı misali ki kabı su gibi aziz bir içecekle de doldurabilirsin; sarhoş verici bir içkiyle de… Değişmeyen tek şey: sıvının konulduğu kaba göre şekil alması.
Deizm dinsizliğin ön aşamasıdır. Yani provasıdır. Başta Allah inancı belki varmış gibi görünüyor fakat kâinat ve içindekilerin yaşamı üzerinde yaratıcının isminin saf dışı bırakılmasıyla zaten ateizme doğru büyük bir sıçrama devinimi göstermiş olmuyor mu? Örneğin bu kadar kötülük varken Tanrı'nın bunlara müdahil olmaması gibi saplantılı bir zihni komplikeye maruz kalır…
Sonrasında “peygamber, kitap, melek, cennet, cehennem” gibi fizik, metafizik gibi olguların tedavülden kalkmasını yeğler. Maazallah bu şekilde ateizm dehlizinin kurbanı oluverir!
MEB teşkilatının eğitim müfredatında köklü bir değişikliğe gitmesi elzemdir. Her geçen gün gençliğin, yeni neslin hali gerçekten tedirgin edici bir görüntü vermiyor mu!? Zira eğitim kurumları, okul öncesinden yükseköğretime kadar Kur'an ve sünneti müfredatın mihveri yapmalıdır. Yoksa dindar nesil ideali boş bir temenniden ibaret kalmaz mı?
Gerekli ve zamanında tedbir alınmadı mı genç neslimizi;'' deizm'',''ateizm'',''nihilizm'',''hazcılık'' gibi dipsiz kuyulardan çıkarmamız çok geç olacaktır!!!
Sahi bu tür saplantılara koridor açan asıl etmen laisizm değil midir? Başka deyişle deizm; dine karşı devleti; devlete karşı da dini ötelemenin marifeti(!) değil midir?..
Kalın sağlıcakla