Doğrusu Türkiye halkının bu kadar cesur, bu kadar bilinçli ve kendi kaderine sahip çıkma konusunda bu kadar kararlı olduğunu bilmiyordum. Müslüman Türkiye halkı her türlü övgü ve takdiri hak ediyor. Böyle bir halkın alnından öpmek lazım…
Müslüman Türkiye halkı tarih yazdı. Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla tüm halk tankların altında ezilme pahasına, kurşunlara hedef olma pahasına sokaklara, caddelere dökülüp destan yazdı. İslam ümmeti için, Müslüman halklar için, mazlumlar için bir onur kaynağı oldu. Bir direniş ve özgürlük sembolü oldu.
Bu darbe teşebbüsü şunu gösterdi ki eğer bir halk vahdet içinde, kararlılıkla hareket ederse, cesurca göğsünü kurşunlara siper edip tank paletleri altında ezilmeyi göze alırsa hiçbir şeytani güç o halkın sırtını yere getiremez. Bu şeytani güç Amerika olsa bile. Bu şeytani gücün binlerce generali, subayı, uçağı, tankı, topu olsa bile…
Müslüman Türkiye halkı 15 Temmuz akşamı bunu ispatladı. Ülkelerine, dinlerine, namuslarına, izzetlerine sahip çıkmak için sokaklara dökülen şerefli Türkiye halkı dünyanın en büyük şeytani gücünün kuklaları vasıtasıyla tezgâhladığı darbeye dur dedi. Halk, darbecileri karşı darbeyle durdurdu. Amerika'nın paralı kuklaları, büyük şeytana güvenen zavallı satılmışlar, İncirlik'te tezgâhlanan her darbenin başarı şansının yüzde yüz olduğundan emin olan halk düşmanları Müslüman Türkiye halkının eski halk olmadığını bilemediler. Halkın duvarına çarpan bu alçaklar tarihlerinin en büyük yenilgisini tattı.
Evet, Müslüman Türkiye halkı hem 15 Temmuz gecesi gösterdiği kahramanca direnişiyle ve hem de vahdet içinde günlerdir meydanlardan ayrılmayarak sürdürdüğü darbe nöbetiyle tebrik edilmeyi hak ediyor. Tebrikler Türkiye'nin Müslüman halkı! Bu ülkeyi Amerikancı alçaklara çiğnetmediğiniz için, ikinci bir seksen darbesiyle canları ve ırzlara postallar altında çiğnetmediğiniz için, Müslümanların tüm kazanımlarının bir gecede uçup gitmesine izin vermediğiniz için, dininize ve özgürlüğünüze sahip çıktığınız için, sadece Allah'a dayanarak çıplak ellerinizle tank ve uçaklara direndiğiniz için tebrikler! Allah sizden razı olsun…
Evet, ülkemiz büyük bir felaketin eşiğinden döndü. Askeri darbe dönemlerini görenler ne büyük ne korkunç bir badirenin atlatıldığını bilirler. Eğer Allah korusun darbe başarılı olsaydı on binlerce âlim, yazar, kanaat önderi, davetçi şimdi işkence merkezlerinde yaşam mücadelesi veriyor olacaktı. Müslüman halkın bir ömür sürdürdüğü gayret sonucunda elde edilen kazanımlar bir gecede kaybedilecekti. Ülkenin tüm zenginliği Amerika ve uşakları tarafından talan edilecekti. Saddam'ın Irak'ından, Sisi'nin Mısır'ından, Şah'ın İran'ından, Esed'in Suriye'sinden daha beter hale gelecekti ülkemiz.
Bu darbe girişiminin ve karşısında duran Müslüman halkın destansı direnişinin bize söyleyeceği çok şeyleri olmalı. Her şeyden önce vahdetin, birliğin, kardeşliğin ne kadar önemli olduğunu, izzet ve kurtuluşun tüm Müslümanların vahdetinden geçtiğini öğrendik. Türkiye'deki tüm İslami kesimlerin, tüm dindar halkın birlikteliği olmasaydı Amerikan uşağı darbecilerin karşısında duramazdık.
Öyleyse birbirimizin değerini bilelim. Müslüman'dan başka Müslüman'a dost olmadığını anlayalım. Hangi milletten, mezhepten, parti ve cemaatten olursa olsun tüm Müslümanların birbirine muhtaç olduğunu, şeytani güçleri dize getirecek şeyin Müslümanların vahdeti olduğunu unutmayalım.
Bu darbe girişimi bize öğretti ki varlığımızın, kazanımlarımızın, özgürlük ve izzetimizin, namus ve geleceğimizin İslam düşmanlarının yanında hiçbir değeri yoktur. Meydanlara bir bakın, özgürlük, adalet, demokrasi, insan hakları laflarını ağızlarından düşürmeyen laikçilerden, Kemalist ve Apoistlerden eser var mı? Hayır yok. Çünkü biz onların umurunda değiliz. O halde dostumuzu, düşmanımızı tanıyalım, bazı mihraklara şirin gözükmek adına zor zamanlarımızın dostlarını kendimizden uzaklaştırmayalım.
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Daha darbenin ilk saatlerinde mensuplarını meydanlara çağıran Hizbullah Cemaati, darbe girişimine ilk direnen oluşumlardan biri oldu. Hizbullah'a değer veren, Hizbullah'la gönül bağı olan on binlerce insan darbenin başarı şansı daha belirsizken sokaklara dökülüp darbecileri protesto etti. Müslüman Türkiye halkıyla beraber darbecilere direndi.
Böylece kimlerin hain, kimlerin vahşi olduğu, kimlerin halk düşmanı ve kimlerin halk dostu olduğu ortaya çıkmış oldu. Amerikan uşağı, darbeci paralel medyanın korkunç algı operasyonuyla, bin bir hile ve yalanıyla mağdur ve mazlum Hizbullah cemaati vahşi bir örgüt olarak lanse edildi. Halk böyle inandırıldı. Ortaya çıkan gerçeklerin bu algıyı değiştireceğini, Türkiye Müslümanlarının bu cemaatin değerini anlayacağını umuyorum.