Yıkılmış veya ağır hasar almış binaların ayrıntılıincelenmesi ve alınan numunelerin deneye tabi tutulması sonucu hazırlanan raporda, binalarda ciddi mühendislik ve uygulama zafiyetleri ile birlikte ilkel yöntemlerle elle üretilmiş düşük kalitede beton ve standartlara uymayan donatı çeliği kullanımının ‘Elazığ Depremi’nde yıkıma neden olduğunu ortaya koydu.
Raporda, “41 vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem sonrası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından son derece hızlı sürdürülen hasar tespit çalışmaları sona yaklaşmış, an itibarıyla 8 bin 396 bina ağır hasarlı, bin 492 bina orta hasarlı ve 17 bin 21 bina az hasarlı olarak tespit edilmiştir. Hasarlı binaların net sayısı itiraz süreci tamamlandıktan sonra ortaya çıkacaktır. Bakanlık, hasarlı binaların tespiti ve acil yıkımı gibi kritik konular için özel olarak geliştirmiş olduğu mobil laboratuvar ve insansız hava araçları ile süreci etkin ve başarılı bir şekilde yürütmüştür.” İfadelerine yer verildi.
Betonarme yapılarda zemin etüdüne dayanan doğru bir temel seçimi, deprem hesabını da içeren bir statik projenin bulunması, projenin doğru olarak özenle uygulanması ve projedeki dayanımları sağlayan malzemelerin (beton ve çelik donatılar) projede belirtildiği boyutlarda ve konumlarda kullanılmasının esas olduğu belirtilen raporda, “Elâzığ Depremi sonucu hasar gören binalarda bu kurallara kısmen uyulduğu, bazılarında ise bu kurallara hiç uyulmadan binaların inşa edildiği görülmüştür. THBB tarafından Elâzığ’da ağır veorta hasarlı binalar incelenerek, örnekleme yöntemi ile bunlardan bazılarının betonlarındankarot örnekleri alınmış, ayrıca tahribatsız yöntemlerle de yapılarda muayeneleryapılmıştır. Alınan beton karot numuneleri üzerinde, basınç dayanım deneyiyapılarak beton kalitesi belirlenmiştir.” denildi.
Yapılar eski bile olsa 1975’te yayımlanmış ilk Deprem Yönetmeliğine göre Elazığ’da en az C18, 1998 tarihli Deprem Yönetmeliği’ne göreise en az C20 sınıfı beton kullanılmış olması gerektiği, 2018 tarihli Deprem Yönetmeliği’ne göre ise günümüzde en az C25 sınıfı beton kullanılması gerekmektiği hatırlatılan raporda binaların belirlenen yıkım nedenleri ise şöyle sıralandı:
1. Türkiye’de20 milyonun üzerinde konut bulunmaktadır. Bunların yüzde 35’i (yaklaşık 6,7milyon konut) maalesef depreme dayanıksızdır. Bu doğrultuda, ülkemizin mevcut yapı stoku envanterinin detaylı bir şekilde çıkartılması ve bütün yapıların risk potansiyelinin ortaya konulması kritik öneme sahiptir. Bu kapsamda, ilk etapta hızlı tarama ile tespit edilen yüksek riskli yapılar acilen yenilenmelidir. Diğer riskli yapıların performansı daha detaylı analizlerle değerlendirilerek alınacak tedbirler belirlenmelidir.
2. Yapıların depreme dayanıklı olması için inşaatların tasarım ve yapım zincirinde bulunan aşağıdaki kuralların hepsine eksiksiz uyulması gerekmektedir:
3. 2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği binalarda en az C25 dayanım sınıfı betonun kullanılmasını öngörmektedir. Yönetmeliğe göre yapılarda kullanılacak beton dayanım sınıfının bir sınıf yükseltilmesi sevindiricidir ancak yeterli değildir. Özellikle betonarme yapıların uzun yıllar boyunca depreme karşı dayanıklı olabilmesi için dış çevre etkilerine dayanıklı şekilde boşluksuz olması gerekir. Bunun için de Yönetmelikte dürabilitenin yani dayanıklılığın sağlanması için beton dayanım sınıflarının daha da yükseltilmesi çok önemlidir. Yüksek dayanım sınıflarında ve kalite belgeli betonlarla inşa edilen binaların depremde alacağı hasarın daha azalacağını öngörebiliyoruz.
4. Betonda KGS’nin yaptığı etkin denetim sektörün tamamına uygulanmalı.
Raporun sonunda şu ifadelere yer verildi: “Beton dünyada en çok kullanılan yapı malzemesidir. Bugün dünyanın en yüksek binaları betonarme ile yapılmakta ve en güvenli yapı malzemesi olarak dünyanın dört bir yanında kullanılmaktadır. Ancak, diğer yapı malzemelerinde de olduğu gibi doğru uygulanması ve üretilmesi gerekmektedir. Denetimin sağlanamadığı yapı, hangi malzeme ile yapılırsa yapılsın depreme karşı yeterli dayanıma sahip olmaz. Ülkemizde beton üretiminden etkin denetim T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmış kuruluş olarak atanan Kalite Güvence Sistemi (KGS) tarafından yapılmaktadır. Bu denetimlerde, beton üretim tesislerinin yerinde denetiminin yanı sıra habersiz ürün denetimleri de yapılmaktadır. Hazır betonda kaliteli üretim için KGS’nin uyguladığı denetim sistemi esas alınarak bütün tesisler ciddi bir şekilde denetlenmelidir. Bu vesileyle, depremde hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz.”
İLKHA