Müslüman ülkelerin bir birleri ile olan ticari ilişkilerini geliştirip birbirlerini desteklemesi menfaatlerinedir.
Avrupa ülkeleri ticaret yaptıkları ülkeleri bir sömürge ülkesi gibi kemirirler. Ticari ilişkilerle yetinmeyerek o ülke halkına kültürünü ve sahte medeniyetlerini de empoze ederler. Ticari ilişkilerinin tehlikeye girdiği ülkelerin iç işlerini karıştırırlar. Bununla da başarıya ulaşamazlarsa saldırırlar.
Son dönemde ticari ilişkilerde İran ve Türkiye arasında bir yakınlaşma gözlenirken Türkiye-Avrupa ilişkilerinde bir uzaklaşma görülmektedir. Bu, Türkiye yöneticilerinin “müminin dostu ancak müminlerdir” gerçeğini kavramalarından mı kaynaklanıyor acaba? Türkiye-İran ticari ilişkilerindeki bu yakınlaşmanın sevindirici olduğunu söyleyebilirim.
2012’nin ilk yedi ayında Türkiye’de yeni kurulan İran ortaklı şirket sayısı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 53 artarak 554’e ulaştı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) verilerine göre toplam sermayesi 196.9 milyon TL olan bu şirketlerdeki İran sermayesi 107 milyon 353 bin TL oldu. Yeni kurulan şirketlerdeki İran sermayesi geçen yıla oranla yüzde 88 arttı. 2010 yılının ilk yedi ayında ise kurulan 1.424 yabancı ortaklı şirketin sadece 162 tanesinde İran sermayesi bulunuyordu.
Özellikle son 1 yıldır ABD ve İsrail’in kıskacına giren ve uranyum zenginleştirme programının barışçıl olduğuna Batı’yı bir türlü ikna edemeyen İran’ın ekonomisi ambargolara rağmen 2011’de yüzde 2.5, 2010’da ise yüzde 3,2 büyüdü. ABD’nin Türkiye dâhil müttefiklerine uyguladığı baskı ve Mahmud Ahmedinejad yönetiminin Suriye’deki kargaşa yüzünden Ankara’yı sorumlu tutmasına rağmen yüzyıllardır devam eden Türkiye-İran ticari ilişkilerinden bir yakınlaşma gözleniyor.
Bu yakınlaşma ‘İran ne zaman vurulacak’ sorusu gündeme geldikçe de artıyor. TOBB’un verileri İran sermayesinin giderek Türkiye’de daha aktif olduğunu gösterirken, 2012’de komşular arası dış ticaret de rekorlar kırıyor. Haziran ayında Türkiye’nin İran’a ihracatı geçen senenin aynı ayına göre yüzde 471 artarak 1 milyar 594 milyon dolara yükseldi ve böylece Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı haline geldi.
Artan ticari ilişkiler uluslararası camianın da gözünden kaçmıyor. Reuters’ın geçtiği habere göre bir Rus Traderın “Türkiye ucuza çelik aldıktan sonra yüksek fiyatla İran’a satabiliyor. Bu durum, Türk bankaları İran’dan teminat mektubu kabul ettikleri için mümkün oluyor. Rus ve Ukrayna için böyle bir şey mümkün değil” ifadelerine yer verildi.
International Steel Statistics Bureau (ISSB) verilerine göre Türkiye’nin mart ayında İran’a 4 bin 300 ton olan inşaat demiri ihracatı, Mayısta 15.500 tona yükseldi. Bu fazladan senelik 10 milyar dolarlık ihracat anlamına geliyor. Öte yandan Rusya ve Ukrayna’nın geçen yıl ekim ayında yaklaşık 60 bin ton olan İran ihracatı, son dönemde durdu. Buna karşılık, Avrupa’dan İran’a çelik ihracatı da neredeyse durma noktasına geldi. Çelik üretimi için kısıtlı miktarda yerel kapasitesi bulunan İran, dünyanın başlıca nervürlü ve kütük demir ithalatçıları arasında yer alıyor. Söz konusu iki demir-çelik ürünü beton yapıların güçlendirilmesinde kullanılıyor.
Türkiye bir yandan İran’a ticari olarak yaklaşırken diğer yandan da Avrupa’dan ticari olarak uzaklaşıyor. Eurostat yılın ilk 5 ayı verilerini ve haziran ayı ilk tahminlerini kapsayan Avrupa Birliği (AB) dış ticaret verilerine göre, AB üyesi 27 ülkenin toplam ihracatı yılın ilk altı ayında geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 10 artarak 828,1 milyar Euro’ya ulaştı. AB’nin tüm ticari ortaklarına ihracatı artarken Türkiye ve Hindistan bu konudaki istisnalar oldu.
Ocak-Mayıs döneminde AB’nin Türkiye ve Hindistan’a ihracatı yüzde 4 düşerken, Rusya’ya ihracatı yüzde 18, Güney Kore’ye yüzde 16, Brezilya’ya yüzde 15, Japonya’ya ise yüzde 14 yükseldi. Bunun yanında AB, Türkiye’yle ticarette geçtiğimiz yıl 11 milyar Euro fazla verirken bu rakam 2012’de 10.5 milyar Euro’ya geriledi. Dış ticaret fazlasında düşüş, AB’nin önemli ticaret ortaklarından Türkiye’nin yanında bir tek İsviçre’de gerçekleşti.
Müminlerin dostlarını müminlerden seçerek ticari ilişkilerinde de bu anlayışı gözetmeleri temennisi ile Allah’a emanet olun.