2009 yılından bu yana Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan hak ihlallerini meydana çıkarmak için kurulan Uluslararası Hak İhlallleri İzleme Merkezi (UHIM) tarafından Fatih Sultanahmet’te düzenlenen basın açıklamasında Hindistan konusu ele alındı.
UHIM adına basın açıklamasını İbni Haldun Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Mehmet Özay okudu.
Dr. Özay, yaptığı açıklamada, batılı küresel sistemin kendisine rakip ve düşman olarak gördüğü devletlere karşı stratejilerinin başında, birbirleriyle güçlü iş birliği kurma ihtimali bulunan ülkeler arasında gerilim ve düşmanlığı tırmandırma, birbirinden uzak tutma politikasının izlendiğini belirtti.
Türkiye-Hindistan ilişkilerinin de, başta İngiltere olmak üzere, Batı dünyasının bu yönde en çok çaba harcadığı alanlardan biri olduğunu vurgulayan Özay, "Batılı üst aklın Türkiye ile Pakistan arasındaki 'kardeş ülke' yaklaşımını, Türkiye’yi Hindistan’ın karşısında konumlandırmak için bir araç olarak kullanması ve İngiliz emperyalizminin Hindistan’ı işgal sürecinde ürettiği Müslüman-Hindu çatışmasını bahane ederek yerli toplumların kendi kendilerini yönetemeyecekleri düşüncesini yerleştirmeye çalışması bu durumun en tipik örneklerindendir." ifadelerini kullandı.
Buna karşın, İngiliz sömürge yönetimiyle mücadelede, Hindistan milliyetçiliği çatısı altında Müslümanlarla Hinduların bir araya gelmesi, Hindistan ulusal direnişinin en dikkat çekici yanlarından birisi olduğunu söyleyen Özay, "Küresel güçlerin bu tip tuzaklarının önüne geçmek için Türkiye ve Hindistan arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi, öncelikle söz konusu ülkelerin birbirini iyi tanıması ile mümkün olabilir. Bu bağlamda, Türkiye-Hindistan ilişkilerinde tarihî referansların bir çıkış noktası olabileceğine kuşku yoktur. Türkiye’nin Avrupa ve Asya; Hindistan’ın ise Batı Asya ve Uzak Doğu-Güneydoğu Asya arasındaki jeo-stratejik konumu iki ülkeyi birbirine yaklaştırmada önemli bir referans niteliğindedir. Ayrıca, Türkiye gibi deniz yollarının bağlantı noktası üzerinde bulunan bir ülkenin, Hindistan’la turizm boyutunda kuracağı ilişkilerde yeni yaklaşımlarla yeni açılımlar yapma imkânı bulunmaktadır." dedi.
Özay, "Hindistan’la hemen her alanda ilişkileri geliştirme imkanına sahip olan Türkiye, tıpkı 1956’da Pakistan Afganistan sınır anlaşmazlığında olduğu gibi, son dönemde küresel bir sorun haline gelen Hindistan-Pakistan arasındaki Keşmir sorununun çözümüne de katkı sunabilir. Bununla beraber, Hindistan topraklarında yaşayan Türk soylu toplulukların varlığı, Türkiye’nin dil-kültür ve sanat varlıklarının bölgeye ulaştırılmasını teşvik edici bir nitelik taşımaktadır." şeklinde konuştu.
Bu sürecin söz konusu kitlelerin geçmişle bağlarını kurmak suretiyle, iki ülke halkları arasındaki ilişkinin güçlendirilmesine katkı sunacağını belirten Özay, "Türkiye’nin bölgede kalıcı barışın tesisi ve korunması yönünde, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), BRICS, D-8, Şangay Beşlisi, Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi gibi uluslararası kuruluşlar ile Japonya, Endonezya, Malezya ve bazı Arap ülkeleriyle yakın iş birliği içinde bulunarak, eğitim ve ekonomi ile ilgili alanlara belirli noktalarda katkı sunmalıdır." dedi.
"Türkiye, Hindistan Alt Kıtası’ndaki her üç ülkeyle de (Hindistan, Pakistan ve Bangladeş) ilişkilerinde tarafları ortak paydada buluşturacak politikalara yönelmeli ve bu alanda öncülük etmelidir." diyen Özay, "Hindistan’ın yaklaşık 150 milyonluk Müslüman nüfusunun temsil makamındaki sivil toplum kuruluşlarıyla sürdürülebilir temaslar kurulmalı ve dünyanın en fazla Müslüman nüfusuna sahip ülkelerinden biri olan Hindistan ile daha yakın ilişkiler tesis edilmelidir. Hindistan’daki Hindu, Müslüman ve Sih dini grupların arasında toplumsal barışın inşasına yönelik gayretlere destek sunulmalıdır." ifadelerine yer verdi.
Özay, ilişkilerin iyileştirilmesi için bazı önemli hususları maddeler halinde şu şekilde sıraladı:
"1-Hindistan, Bangladeş ve Pakistan ile eğitsel, dini, kültürel ve siyasi ilişkiler bölge barışına hizmet edecek şekilde, çok yönlü ve sürdürülebilir olarak yapılandırılmalıdır.
2-Hindistan’ın farklı etnik ve dil gruplarından daha çok sayıda öğrencinin Türkiye’de öğrenim görmesi sağlanmalıdır.
3-Türk akademi çevrelerinin, zengin Hindistan tarihi ve kültürü başta olmak üzere son dönemde gelişim gösteren mühendislik, tıp ve uzay bilimleri alanlarında çeşitli araştırma geliştirme projeleri çerçevesinde iki ülke arasında yapıcı sürece katkıda bulunması sağlanmalıdır.
4-Turizm ve kültürel değişim programlarıyla toplumların birbirlerini yakından tanıması teşvik edilmelidir.
5-Tarihî, dini, siyasî, sosyal ve ekonomik alanlarda akademik araştırmalar geliştirilmeli ve çeşitli enstitüler vasıtasıyla ortak çalışma grupları kurulmalıdır."
İLKHA