Adalet; hakkı hak sahibine teslim etmektir. Kim olursa olsun eşit muamelede bulunup teraziyle doğru tartmaktır. Terazinin ayarı birilerinin elinde olup kişiye göre farklı tartarsa o zaman adam kayırma ve zulüm olur.
Beşeri sistemlerde adaletten bahsetmek elbette doğru değildir. Ancak beşeri sistemlerin de kendine göre bir hukuku ve kanunları vardır. Kimi yöneticiler hukukuna göre muamelede bulunur ve kendince adaleti tesis eder. Kimi de kişiye göre muamelede bulunur ve zulüm eder.
Yaklaşık bir asırdır Türkiye'de adalet rafa kaldırılmış ve hukuk kişiye göre şekilleniyor. Dolayısıyla hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku söz konusudur. Bunun son örneği iki gün önce tahliye edilen papaz maskeli CIA ajanı Brunson'dur.
Brunson; FETÖ ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası isteniyordu. Ayrıca FETÖ'nün üst düzey mensupları ile kod isimlerini bilerek görüştüğü, bu kişilere çok yakın yerde 293 kez GSM sinyali tespit edilmişti. 15 Temmuz 2016'da ABD'li bir askere darbe girişiminin başarısız olmasından üzüntü duyduğuna ilişkin mesaj göndermişti… Bunların ayrıntısı ve daha fazlası iddianamesinde mevcuttur.
On gün önce İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmada Brunson'un tutukluluk halinin devamına hükmedilmişti. Ne oldu da ABD'li sözde Papaz'ın tutukluluğu, “sağlık sorunları” bahanesiyle ev hapsine çevrildi?
Hatırlarsınız 5 ay önce sözde Alman Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel'de benzer suçlardan dolayı cezaevindeydi. Üstünlerin hukukunun devreye girmesiyle tahliye edilmişti.
Merkel müdahale eder Deniz Yücel serbest bırakılır. Trump müdahale eder Papaz Brunson tahliye edilir. Peki, hukuk nerde kaldı? Sakın kimse “sağlık sorunu” veya başka bir bahaneyle işi kitabına uydurmaya çalışmasın.
Bir de Türkiye'de hukuk namına devam eden zulümlerden bahsedelim.
Kumpaslar sonucu 20-25 yıldır zindanlarda olan Müslümanlar hakkında herkes üç maymunları oynuyor. Uyduruk suçlamalarla birçok İslami kesimden 600'e yakın Müslüman'ın mağduriyeti devam ediyor. Bu Yusufilerin azad olması için illa bir gâvurun mu devreye girmesi gerekir?
Yusufilerden Şeyhmus Alpsoy'un ameliyata giderken koltuk altında dosyası, tekerlekli sandalyede eli kelepçeli halde götürülmesini kim nasıl izah edecek?
Rabbim Allah'tır dedikleri için 20-25 yıldır hukuksuzca cezaevinde olan 70-80 yaşlarında Ahmet Turan Kılıç, Ahmet Arslan, Şahmerdan Sarı ve Mehmet Emin Alpsoy dedelerin durumlarına ne diyeceksiniz.
Türkiye'de adalet(!) manzaralarına baktıkça ABD'li diplomat Benjamin Franklin'e atfedilen şu sözü hatırlıyorum. “Kanunlar örümcek ağları gibidir. Zayıflar ağa yakalanır, güçlülerse ağı deler geçer.”
Adaletin iktidarda, iktidarın da adil olduğu bir Türkiye temennisiyle…