Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’de gerçekleşen bütün darbelerin arkasında ABD’nin olduğu gerçeğinin herkes tarafından kabul edildiğini söyledi.
28 Şubat post-modern darbenin yıldönümü nedeniyle parti il binasında bir basın açıklaması yapan Bozan, "ABD tüm dünyaya egemen olmak ve uluslararası şirketleriyle 'şirketokrasi'nin küresel imparatorluğunu kurmak, ticari çıkarlarını devam ettirerek, tüm dünyayı sömürmek istiyor. Bunun için projelerine engel olacak yönetimleri ve liderleri değil, taleplerini yerine getirecek kukla iktidarlar istiyor." ifadelerini kullandı.
Darbenin, ABD'nin Türkiye’de ve İslam coğrafyasında sürdürdüğü sömürü ve işgal düzeninin devamını sağlamak için Refah-Yol iktidarının istifaya zorlanması şeklinde yapıldığını belirten Bozan, 28 Şubat'ın başta Başbakan Necmettin Erbakan olmak üzere, Müslümanların mağdur edildiği ve Türkiye’nin kalkınmasının önünün kesildiği, post-modern bir darbe olarak tarihe geçtiğini söyledi.
Bozan, 28 Şubat darbesinin iki temel sebepten dolayı yapıldığına dikkat çekerek, "Birincisi, iç politikada havuz sisteminin kurulması. Menfaat odakları ve hortumcuların hortumu kesilmiş, hortumun ucu milletin cebine konulmuş olması, ikincisi ise dış politikada D-8 Projesi ile 'İslam Birliği' temelinin atılmasıydı. Ülkemizi ve İslam coğrafyasını bölmek, parçalamak suretiyle daha kolay sömürmek için sürekli plan yapan ABD ve Batılı emperyalist güçler, Erbakan’ın iktidarda kalması durumunda bölgede planlarının işlemeyeceğini, sömürü düzenlerinin bozulacağını bildiklerinden bu darbeyi maşalarıyla yaptırdılar." dedi.
28 Şubat sürecinin geldiği aşamayı değerlendiren Bozan, "D-8 ülkeleri arasındaki bağlar çözüldü. D-8'in gelişmesi için herhangi bir adım atılmadı. İslam coğrafyası işgal altında. Projeleri devam ediyor. O zaman darbe başarılı olmuştur. Emperyalist ülkeler, dünyadaki sömürü ve zülüm düzenini BM, NATO, gibi kurumlar vasıtasıyla, İslam coğrafyasını işgale devam ediyor mu? Türkiye onlarla beraber mi? Evet. O zaman darbe başarılı olmuştur. 28 Şubat darbesinin 1000 yıl devam edeceği söylenmişti. Belki fiziki olarak devam etmedi. Ama ruhunun devam ettiğini söyleyebiliriz. İHL sayısı artı, başörtüsü zulmü bitti, Siyer ve Kuran-ı Kerim seçmeli ders olsa da okullara konuldu. Kur'an-ı Kerim kursları ve medreseler korkusuz olarak eğitimlerini yapmakta. Askeri vesayet bitti. Ellete bunlar sevindirici adımlar, iktidarı tebrik ediyoruz. Ama farkına varmadığımız bir konu var. Bu süreçte 'İslam’ın içi boşaltıldı, şuur kalmadı, ruhsuz bir İslami yaşam' oluştu."
Darbelerin dış mihraklı olduğuna vurgu yapan Bozan, gelecekte olabilecek darbelerin engellenmesi içinse "Güçlü bir ekonomiye sahip olunmalıdır. Bunun için de milli, yerli, süratli ve yaygın sanayi hamlesi başlatmalıyız. Üreten bir ekonomi anlayışına geçmeliyiz. İslam ülkeleriyle İşbirliğini artırmalıyız. Çünkü biz ne kadarda başarılı olsak veya meydan okusak, tek başımıza olduğumuz sürece bizi boğacaklardır. Dış politikamızı inancımıza ve medeniyetimize uygun olarak planlamalıyız. AB ve ABD ye göre değil. Eğitim müfredatını, inanç değerlerimize, kültür ve medeniyetimize göre düzenlemeliyiz. İnanç değerleriyle yetişmiş olan nesiller, dış mihraklara maşa olmazlar." dedi.
28 Şubat'ın hesabının darbecilerden gereği gibi sorulmamasının 15 Temmuz'u doğurduğunu belirten Bozan, darbede rol oynamış siyasi, askeri, medya ve ticari ayaklarından samimi olarak hesap sorulmasını ve halen cezaevlerindeki mağdurların dosyalarının tekrar ele alınmasını iktidardan beklediğini sözlerine ekledi.
İLKHA