Malumunuz Türkiye 8 yıldır milyonlarca Suriye’liyi misafir ediyor. Resmi rakamlara göre şu an sayıları 3 milyon 650 bin civarındadır. İdlib’den gelebilecek olan 1,5 milyon mülteciyi de hesaba kattığımızda Türkiye’nin yükü hayli ağırlaşacak gibi.
Tabi Türkiye’nin misafir ettiği milyonlarca Suriyeli’nin yükünü paylaşan kimse olmadı. AB başta olmak üzere birçok ülke sözde Türkiye’ye nakdi ve lojistik destek verecekti ancak ne sözünde duran oldu ne de konuyu gündeme getiren kimseler vardır.
Bilindiği gibi Avrupa Birliği ile Türkiye arasında Mart 2016`da Geri kabul anlaşması imzalanmıştı. Anlaşmaya göre; Türkiye üzerinden Avrupa`ya giden, mülteci statüsü verilmeyen sığınmacılar Türkiye`ye geri gönderilecek ve Avrupa Birliği’de Türkiye`ye mali destek sağlanacaktı. Ayrıca bu antlaşmada vize muafiyeti ve AB ile tam üyelik müzakerelerinin hızlanması konusunda da mutabakat sağlanmıştı.
Türkiye anlaşma şartlarının büyük kısmını yerine getirmesine rağmen, AB bir kısım mali destek dışında taahhüt ettiği hiç bir sözünde durmadı.
Hal böyle olunca Türkiye de Avrupa’yı “Sınır kapılarını açmak” ile tehdit etmek zorunda kaldı.
Hatırlarsanız daha önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “1,5 milyon kişi kapımıza dayanabilir” açıklamasını yaparak dolaylı olarak Avrupa’ya; “Onları size göndeririz” mesajını vermişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise iki gün önce partisinin genişletilmiş İl Başkanları toplantısında Avrupa’ya: “İdlib’deki gelişmeler yeni bir sığınmacı tehlikesini ortaya çıkardı. Gerekirse sınır kapılarını açarız” mealinde Avrupa’ya mesaj verdi.
Peki Türkiye sınır kapılarını açarsa ne olur?
Türkiye sınır kapılarını açtığında Avrupa tam bir kâbus yaşayacak. Çünkü daha önce sınır kapısına 50 bin mülteci vardığında Avrupa`nın feryadını hepimiz duyduk.
Ayrıca Türkiye sınır kapılarını kapalı tutmasına rağmen, ölümü pahasına yüz binlerce mülteci kaçak yollarla Avrupa`ya gitmiş; on binlercesi, yolda can verirken, bir o kadarını da Avrupa, kabul etmek zorunda kalmıştır. Milyonlarca sığınmacıyı misafir eden Türkiye, sınır kapılarını açtığında manzarayı varın siz düşünün.
Kapıları açma noktasında işin hukuki boyutuna gelince; Bilindiği gibi iltica, evrensel hukuk ile tanınmış bir haktır, bu hakkı engellemek uluslararası hukuka göre suçtur. Dolayısıyla Türkiye kapıları açtığında milyonlarca mülteci Avrupa kapılarına dayanacak.
Bunun için AB, helvadan yapılmış evrensel hukuklarını yemese ya onları kabul edecek ya da tekrar pazarlık için Türkiye ile masaya oturmak zorunda kalacak.
Daha önce elli bin mülteci için kıyameti koparan Avrupa, milyonlarca mülteciyi asla kaldıramaz.
Zaten Cumhurbaşkanı’nın sınır kapılarını açma konusundaki beyanatından hemen sonra, Avrupa Komisyonu Sözcüsü Natacha Bertaud, konuyla ilgili müsbet açıklamalar yaparak her zaman diyaloğa açık olduklarını ifade etti.
Yapılan bu hızlı açıklama dahi konu ile ilgili Avrupalıların haleti ruhiyelerini ele veriyor.
Elhasıl; İdlib’den gelebilecek olan 1,5 milyonu da eklersek yaklaşık 5 milyon sığınmacı kardeşlerimiz; hem Türkiye için bir imtihan vesilesidir hem de Avrupa için Türkiye`nin elinde ciddi bir kozdur. Değişmeyen bir gerçek var ki o da sığınmacıların ancak kendi ülkelerinde rahat etmeleridir. Rabbim tez elden onları vatanlarına kavuştursun.