Yedinci yılını yaşadığımız 6-8 Ekim olaylarını Türkiye o gün anlayamadığı gibi bugün de tam olarak anladığını sanmıyorum.
Yasin Börü ve arkadaşlarının hunharca katledilmeleri o güne damgasını vurmuş ve öne çıkmış olsa da 6-8 Ekimde olup biten ve yapılmak istenen kesinlikle bundan ibaret değildi.
Kaldı ki Türkiye’nin batısındaki İslami medya bu kadarcığını bile çok geç gördü. Arşivlere bakabilirsiniz, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Yasin Börü ve arkadaşlarının ismini zikredinceye kadar iktidarın medyasından bir tek kişi ağzına almadı, ne zaman ki o “kurban eti dağıtımından dönen çocukların hunharca katledildiğini” söyledi, artık arkası geldi.
Bugün dahi ülkenin batısındaki dindarlar 6-8 Ekimi, dört beş tane gencin şehadetinden ibaret sanmaktadır.
Unutulmasın ki 6-8 Ekim olayları demek Kürtlerin yaşadığı coğrafyadan İslam’ın tamamen sökülüp atılması için düğmeye basılması demektir.
Kurulduğu günden itibaren PKK’nin izlediği ve kendi dışındakilere dayattığı bir siyaseti vardır; ya bana katılacaksın, ya buradan gideceksin ya da sizi öldürürüz.
Geçmiş kırk yıla bakanlar PKK’nin bu yolu tavizsiz izlediğini, özellikle kendisinin dışında hiç bir sol örgüt bırakmadığını görürler. İslami görüşe asla tahammülünün olmadığı da herkesçe malumdur. Fakat Müslümanların bölgedeki direnişini asla kıramamıştır.
6-8 Ekimde bunu başarabilmek ümidiyle büyük bir kalkışma başlatmış; ama aynı kayaya çarpmıştır. Hatta bu defa FETÖ’nün kolluk kuvvetlerini de arkasına almasına rağmen.
Bundan dolayı diyoruz ki 6-8 Ekimde taraftarlarının sokağa çıkmasını emredenlerin yanı sıra o gün bilinçli bir şekilde bütün imdat çığlıklarına rağmen kafasını dışarı çıkarmayan kolluk kuvvetleri, emniyet ve yargı mensupları da mutlaka hesap vermelidir.
Şunu demek istiyorum; 6-8 Ekim olayları PKK’nin Kürdistan’da Müslümanca bir hayata son vermeye yeltendiği gün idi. Sadece Diyarbakır’da değil bölgedeki bütün kentlerde hatta Adana, Mersin ve Tarsus gibi birçok merkezde yaşanmıştır.
Söylediğimiz gibi bu kalkışma esnasında kolluk kuvvetleri kılını kıpırdatmadığı gibi Tarsus gibi birçok yerde bu kalkışmaya direnen Müslümanlar gözaltına alınmıştır.