Eskiden böyle bir şey yoktu. İran İslam İnkılabından sonra Türkiye'de İrancılar diye bir taife ortaya çıktı. Genellikle Milli Görüş çizgisinde olan, Demirel ile Şahı aynı kategoride gören, İhvan ve çizgisini takip edenlerden oluşan bu zümreye mukabil İran'da da Türkiye'ciler ortaya çıktı. Türkiye'nin İslamcıları topyekûn İran'cı olmuşlardı.
İslamcıların İran'cılaşması Türkiye'de ABD yanlısı rejim taraftarlarını tedirgin etmiş, ABD çocuklarına 12 Eylül darbesini yaptırmıştı. İran'ın ABD/Şah yanlılarının önemli bir kısmı Türkiye'ye ve üzerinden anavatanları ABD/AB'e kaçmışlardı. Kalan artıkları da kendi ülkelerinde “Türkiyeci” olmuşlardı. Darbeciler Türkiye'de Müslümanlara baskı ve zulüm yaptıkça seviniyor, ABD'nin bir gün ülkelerine de müdahale edip şahlarını geri getireceğine inanıyorlardı.
Türkiye'deki İslamcıların İrancılaşması tamamen inkılabın Şah'a/ABD/AB/ israil ve küresel emperyalizme karşı olmasından idi. Hatta sırf bu nedenle İran'cılaşan solcular da vardı. İran'ın mezhebi kimsenin umurunda değildi. Ancak ABD ve şürekâsı İslamcılarda kafa karışıklığı oluşturmak onları İnkılaptan uzaklaştırmak için yıllarca mezhepçilik üzerinden tefrika çıkarmaya çalıştı. Mesela Gülen cemaati İnkılabın olduğu günden günümüze kadar aralıksız her türlü vasıta ile Şiiliğin mecusiliğini, rafiziliğini, muta'cılığını, takiyyeciliğini ileri sürdü. Öyle ki Azerbaycan'da alfabe seçimi gündeme geldiğinde İran Arap alfabesini savunuyor diye onlar Latin alfabesini savundular. Lakin kimse bunlara doğru dürüst itibar etmedi. Gülenciler bu mücadelede İran'ın itibarına zarar veremedikleri ile kalmadılar kendileri de giderek itibar kaybına uğradılar.
Son zamanlarda taşlar yerinden oynadı. İran'ın Türkiyecileri hayal kırıklığı yaşıyorlar. Laiklik ve sekülerizm Türkiye'de kan kaybediyor. İslamcıların karşı devrim yaptıkları, Osmanlıyı geri getirecek olmaları onları iyice endişelendiriyor. Buna mukabil Türkiye İrancılığında da çok ciddi kırılmalar oldu. İran'cıların kahir ekseriyeti İran'a düşman oldular. (Bunun nedenleri ayrı bir yazı konusu olabilir). Onların İran düşmanlığı karşıtlarını İran dostluğuna sevk etti.
İslamcılarımız, Osmanlının yeniden ihyası için ezeli düşmanı İran'ın önünün kesilmesi, Osmanlıdan ayrılan devletçiklerin bir araya gelmesi, yeniden askeri, siyasi, istihbari, ekonomik ittifaklar kurulması gerektiğine inanıyor, Suudi merkezli İslam ordusu ve sair ittifakları da bunun merhaleleri olarak kabul ediyorlar.
İran'da da Türkiyecileri umutlandıran gelişmeler oluyor. Mesela Ruhani ve dış işleri bakanı M. Cavit Zarif'in ABD yanlısı olduğu, “hattı imam”ın kan kaybettiği, yumuşak bir karşı devrimle İnkılabın silikleşerek ortadan kaybolacağına dair umutlar var. Kısaca İran Laikleşirken Türkiye bir İslam inkılabına doğru gidiyor, görünüyor.
Hâlihazırda taraflar yoğun bir kafa karışıklığı içindedirler. Umut ve umutsuzluklar yükselip alçalarak devam ediyor. Mesela Türkiye'de başkanlık sistemine geçilir, Meclis başkanının ifade ettiği gibi içinde Laiklik olmayan aksine İslami esaslara dayalı bir anayasa yapılırsa adı halife olmasa da “Başkan” Recep Tayyip Erdoğan'a biat vacip olur. Türkiye'de kalan bir avuç İrancı da İran'la biatını bozup Erdoğan'a biat ederler. İran da inkılap çizgisinden uzaklaştıkça bu kez İran'ın samimi İslamcılarının mezhebine bakmaksızın Tayyipçi olması şaşırtıcı olmaz.
Bütün bu değişimlere kırılmalara rağmen değişmeyen şu ki, İslamcılar asla ABD/AB/israil ve küresel emperyalizmle barışmadılar, barışmayacaklar. Sn. Recep Tayyip Erdoğan sevgisi “one minute” ile zirve yaptı ve şimdilerde ABD ve AB ile sürtüşerek devam ediyor. Birileri bu sürtüşmelerin gerçekçi olmadığını perde gerisinde israil ile anlaşmanın tamam olduğunu iddia etse de biz zahire bakarız. Umudumuz ve temennimiz bu sürtüşmelerin semeresini vermesi, AB' ile yolların ayrılması, Nato'nun ülkemizden def edilmesidir.
Ama doğrusu ne Türkiye İslamcıları Türkiye'de bu değişimin olacağından ne de İran'ın “Türkiyeci laik seküler” kesimi İran'da devrimin yıkılacağından umutlu. Bunlar hala hoş hayal gibi duruyor. Tam aksinin olması ihtimali de oldukça güçlü görünüyor.