Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Adıyaman'a gelerek incelemelerde bulundu.
Valilik binasında şehirdeki sağlık sorunlarına ilişkin toplantıya katılan Akdağ, daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Halktan, hastaneye gidebilmek için "182" numarasını arayarak randevu almalarını isteyen Akdağ, yanlış bilinenin aksine bu numarayı aramanın yüksek bir ücretlendirmesinin olmadığını söyledi.
Akdağ, "Adıyamanlı kardeşlerime bir duyuruda bulunmak istiyorum. Bizim 182 numaralı telefonla ulaşılabilen bir randevu sistemimiz var. 182 numaralı telefonu aradığınızda istediğiniz hastaneden istediğiniz doktora randevu alabilirsiniz. Bu hem vatandaşların hem de hastanede çalışan hekimlerimizin işlerini kolaylaştırıyor. Dolayısıyla bütün vatandaşlarımızdan istirhamım mümkün mertebe 182 numaralı telefonu arayarak randevu alsınlar. Geçmişte bazı dedikodular oldu. Bu numara arandığında özellikle fazla bir ücret olduğu söylendi. Kesinlikle böyle bir şey yok. Ev veya cep telefonunuzla normal konuşmalarınızda ne kadar ücret ödeniyorsa bunda da aynı ücret ödeniyor. Zaten normalde bu randevu için aramalar 2 dakikayı geçmiyor." dedi.
"Özel hastanelerde sezaryen oranları yüksek"
Adıyaman'da sezaryenle doğum oranlarının yüksek olduğunu belirten Akdağ, sözlerine şöyle devam etti: "Adıyaman'da da maalesef sezaryen oranları özellikle özel hastanelerde yüksek. Bu hususta bir özel hastanemizin çabasına şahit olup, takdir ettim. Hem kendi çalışanları hem de hamileleri bilgilendirerek, gereksiz sezaryenleri önleme hususunda çalışmalar yürütüyorlar. Bu konuyu da bugün masaya yatırdık ve görüşülmesi gerekenleri görüştük."
"Türkiye'ye güçlü ve yeni bir hükümet sistemi gerekiyor"
16 Nisan'da gerçekleştirilecek referanduma da değinen Akdağ, "Hayırda yarışmak lazım ama Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi 'Her şeye olmaz.' anlamında bir 'hayır' değil. Güzel, hayırlı işler anlamında yarışmak gerekir. Bunu da ancak 'evet' diyerek yapabiliriz. Çünkü Türkiye'ye gerçekten güçlü ve yeni bir hükümet sistemi gerekiyor. Eğer bugün Türkiye yolunda gitmesi gereken doğrultuda gidebiliyorsa bu direksiyonun başındaki iki kişinin yani Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ımızın birbirlerini çok iyi tanımaları, birbirlerine çok iyi itimat etmeleri ve uyum içinde çalışmaları sebebiyledir. Aksi takdirde geçmişte direksiyonu bir kişi sağa kırarken öbürünün sola kırmasından ülkenin ne kadar zarar gördüğünü birçok kez müşahede ettik. Dolayısıyla doğru bir sistemin peşindeyiz." şeklinde konuştu.
Akdağ, Avrupa'nın Türkiye'ye karşı tutumu nedeniyle ileride pişman olacağını dile getirerek, "Burada mana veremediğimiz husus Avrupalı bazı politikacılara ve ülkelere ne olduğudur. Yani bugün Almanya ya da Hollanda'yı bu referandum neden bu kadar ilgilendiriyor? Bunu iyi düşünmek lazım. Kendi ülkemizin bakanlarını ülkelerinde konuşmaya müsaade etmezken PKK paçavralarıyla mitingler yaptırmaları gerçekten Avrupa adına bir utanç vesikasıdır. Tarih bunları yazıyor. Bunlardan gerçekten ileride pişman olacaklar. Belki dönüp milletimizden özür dileyecekler. Enteresan bir çifte standartla karşı karşıyayız. Avrupa insanlık mirasını neredeyse reddi miras eder durumdadır. Bu son davranışlarıyla sınıfta kalmaktadır. Ama Avrupa'dan da sağduyulu sesler yükseliyor. Bu yanlışlarından vazgeçecekler. 16 Nisan'da referandumdan güçlü bir 'evet' çıkınca bu yanlışlarından tamamen vazgeçecekler Allah'ın izniyle." ifadelerini kullandı.
"Depreme karşı hazırlıklı olmalıyız"
Ayrıca Akdağ, Samsat'ta meydana gelen deprem nedeniyle vatandaşlara geçmiş olsun dileklerinde bulunarak, "Türkiye bir deprem ülkesidir. Depreme karşı hazırlıklı olmalıyız. Türkiye'deki sağlık binalarının yüzde 70'e yakınını depreme dayanıklı hale getirdik. İnşallah önümüzdeki 5 sene içerisinde 2023'e kadar bütün binalarımızı bu açıdan depreme dayanıklı hale getirmiş olacağız. Çünkü hastanelerin gerçekten deprem sırasında ayakta kalması çok önemli." dedi.
Konuşmasının ardından sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle toplantı yapan Akdağ, daha sonra bazı temaslarda bulunmak üzere Kahta ilçesine gitti. (Ferit Gölgül-İLKHA)