FETÖ'nün kumpasları sonucu kapatılan ve yaklaşık 10 yıl sonra yeniden açılan Mustazaf-Der'in Hakkâri'nin Yüksekova ilçesi Şube Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna'nın katledilişinin üzerinden 13 yıl geçti.
Onlarca kez kendi eliyle onardığı ve başkan yardımcılığını yaptığı dernek binasının yeniden hedefte olduğunu duyan Şehid Ubeydullah, ailesinden son kez ayrılarak derneğe gitti.
Daha önce o derneğe 12 kez saldırı yapan PKK/BDP (şimdiki DEM Parti) yanlıları 13'üncü saldırıyı yapmak için harekete geçmişti.
PKK ve BDP yanlıları o gün Mustazaf-Der'in şahsında Yüksekova'nın imanlı gençlerini ve İslami çalışmaları hedef almıştı. Ellerindeki molotofları dernek binasına atarak derneği içindekilerle birlikte yakmaya çalıştılar.
Ubeydullah ve arkadaşları saldırganları iki-üç kez püskürtmüştü. Ancak püskürtülmeyi hazmedemeyen saldırgan grup daha kalabalık ve silahlı bir şekilde derneğe saldırdılar.
Dernek binasında mahsur kalan Ubeydullah ve arkadaşları son çare olarak derneğin çatısına çıktılar. Pusuda bekleyen karanlık eller, uzun namlulu silahla ateş etmeye başladılar. Açılan ateşle Ubeydullah Durna şehid edildi.
Tüm bu yaşananlar polisin gözü önünde ve polis kameralarının kayıtta olduğu bir anda yaşandı.
Olayın üzerinden 13 yıl geçmiş olmasına rağmen Ubeydullah Durna'nın katledilişiyle ilgili davada en küçük bir gelişme yaşanmadı. Yapılan saldırıların hiçbirinin failleri yakalanmadı. Davanın üstü adeta örtülerek zaman aşımına bırakıldı.
Dava avukatı Mehmet Mehdi Oğuz, 2016 yılında Ubeydullah Durna'nın cinayete ilişkin İlke Haber Ajansına önemli açıklamalarda bulunmuş dosyanın tamamen akamete uğratıldığını ve adeta rafa kaldırıldığını vurgulamıştı.
Ubeydullah Durna kimdir?
Şehid Ubeydullah Durna, 5 Şubat 1981 yılında Hakkâri'nin Yüksekova (Gewer) ilçesine bağlı Aksu (Gagewran) köyünde doğdu. Ailenin en büyük çocuğu olan Ubeydullah'ın kendisinden küçük 5 erkek, 4 kız kardeşi bulunuyordu. İlkokul mezunu olan Ubeydullah, askerlikten sonra köy camisinde Kur'an eğitimi almış, daha sonra ailenin isteği üzerine İstanbul'a çalışmaya gitmişti. Yaklaşık iki sene İstanbul'da çalıştıktan sonra Yüksekova'ya dönmüş ve akabinde de evlenmişti. Ubeydullah, o yıllarda İslami çalışmalarına ağırlık vererek kendisini yetiştirme gayretine girdi. Evliliğinden bir kız ve bir erkek çocuğu olan Ubeydullah, inşaat işçiliği yaparak geçimini sağlıyordu. İş hayatında sahip olduğu güzel ahlak ile yanında bulunanların hep dikkatini çekmiş, işini sağlam yapan ve sözünün arkasında duran biri olarak tanınmıştı.