En sıcak olanlarından başlayalım. Suriye Müslümanları yedi yıldan bu yana bir katliam tüneline girmiş ve bu tünelin ucunun görüneceği yok gibi. Türkiye-İran- Rusya görüşmeleriyle bu katliamların artık nihayete erebileceği ümidine kapıldık. Fakat Doğu Guta'da katliamlar kesintisiz devam ettiği gibi, işin üzücü tarafı Esed'in düzenlediği bu katliamlar Rusya ve İran'dan habersiz ve desteksiz değil.
Daha da üzücü olan şey, Amerika ve Batı'yı yerinden sarstığı iddia edilen son üçlü zirvede Suriye'de kimler teröristtir kimler saldırgandır, bunun bile bir tespiti yapılamamıştır. Böyle olunca zavallı Doğu Guta saldırılara maruz ve mahkum bir şekilde orta yerde kala kalmıştır.
Terörist siyonist devletin yaptığı son katliamlar için başta İslam dünyası olmak üzere hiç kimsenin engelleyici somut bir adım atmaması en azından Mayıs ayının ortalarına kadar bu katliamların artarak süreceğini göstermektedir. Toprak Günü ve Beri Dönüş yürüyüş ve etkinliklerinin süreceğini unutmayalım.
Müslüman katliamı, sadece Filistin ve Suriye'de olmuyor. Afganistan'da yıllar yılı oluk oluk Müslüman kanının aktığı bir başka cephemiz.
Son olarak Medrese ve hafız çocuklarımızın uğradığı hunhar katliam. Hemen aklımıza Allah'ın Rasûlü geliverdi. Bi'ri Maune ve Rici'i olayları geldi. Yetmişe yakın hafız sahabemiz kalleşçe pusuya düşürülüp şehid edilmişti de Peygamber Aleyhisselam hayatının en uzun süren üzüntüsünü ve matemini yaşamıştı. Bir ay boyunca özellikle sabah namazların farzında kunut yaparak kafirlere beddua etmişti.
Afganistan'daki ellisi tam hafız olan yüz yavrumuzun insafsızca katledilmesi de bu ümmeti aynı şekilde mateme boğması, üzüntüye gark etmesi ve bu konuyu namazlarının içine alması gerektirirdi.
Ümmetin, ümmetin çocuklarının ve masumlarının uğradığı bu katliamlar bizi ne kadar etkiliyorsa ona paralel olarak nihayete erebilecektir. Bizim yüreğimizi yakışı kadar ömrü olacaktır.
Bizim duyarsızlığımıza paralel olarak da Rabbim bizleri denemeye devam edecektir.
Elimizden somut bir şey gelmiyorsa bile kunutlarımızla birlikte kardeşlerimize destek olmalı, zalimlerin karşısına dikilmeli değil miyiz?