VAN - Hür Dava Partisi Van İl Başkanlığı açılışı nedeniyle kentte bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Avukat M. Hüseyin Yılmaz, parti binasının açılışı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin; "Uludere raporu açıklandı ve raporda "kasıt yok" ibaresi geçiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusunu yöneltmesi üzerine Yılmaz, raporun açıklanış zamanını manidar bulduklarını söyledi.
Yılmaz, "Öyle bir süreçte açıklandı ki kimsenin bu olumla hava içerisinde kalkıp ta olumsuz bir söz söyleme ya da eleştirme gibi bir durumu söz konusu değil. Oluşturulan bu hava içerisinde sanki şu olumlu giden sürece ters manaya gelecek bir söz gibi algılanacağından dolayı, zamanlaması çok ustaca planlanmış. Öyle ki kimse itiraz edemiyor. Ve katliama, maalesef barış sürecine zarar gelmesin diye insanlar susmak zorunda kalıyor. Sinsice hazırlanmış " dedi.
"Olay 'kasıt yok' denilerek ört bas edilmeye çalışılıyor"
Olayın "kasıt yok" denilerek ört bas edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Yılmaz, "34 gencecik can, ekonomik yokluktan, perişanlıktan, sınır kapılarında sınır ticaretinin olmamasından kaynaklı, sırf ekmek parası kazanmak için o riski göze alan insanlar hunharca katlediliyor. Ve "kasıt yok!" denilerek dosya ört bas ediliyor. Kasıt bile yoksa hukukta taksirle adam öldürmeye ceza veriliyor. Yanlışlıkla şahısta hata, ölümle alakalı bir durum varsa yine bu şahsa ceza veriliyor ve sorumlular cezalandırılıyor. Hukuk sistemi budur. Hukuk devleti olmanın gereği de budur" ifadelerini kullandı.
"Rapor işleyen sürece terstir"
Sorumluların cezalandırılmadığı, aksine aklandığı bir raporu kabul etmediklerini söyleyen Yılmaz, böyle bir raporun insanlığa sığmadığını belirtti. Yapılan katliamın yüzyıla yakındır devletin kendi halkına yapmış olduğu katliamların bir devamı olduğunu söyleyen Yılmaz, "Nasıl ki Mustafa Muğlalı'nın yaptığı katliam yıllarca ört bas edildiyse, aynı şekilde bu Roboski Katliamı da örtbas edilerek devletin katliamcı, kendi halkına zulmeden yönü bir nevi bu şekil bir raporla ve AK Parti eliyle aklanması söz konusudur. Bu yanlışın bitmesi gerekiyor. Özellikle bu sürece ters olan bir durumdur. Bu işleyen süreç, kardeşliğin helalleşmenin, yapılan haksızlıklardan özür dilemenin olması gereken bir süreç olmasına rağmen, bu şekil devleti himaye eden, devletin bu cinayetini ört bas eden bir yaklaşımı biz parti olarak kabul etmiyoruz ve kabul edilemez bir durumdur" şeklinde konuştu.
"Kürtlerin hakları söz konusuysa tüm örgütlü yapıların masada olması gerekir"
PKK'nin silah bırakma eylemiyle ilgili sorulan bir soruya ise Yılmaz, şöyle yanıt verdi: "Adına ister barış süreci denilsin, ister çözüm süreci denilsin, ister İmralı süreci denilsin, nihayetinde barış ve sulh güzel bir şeydir. Ve ülkemizin hayrına olacak bir girişimdir. Bu nedenle bu topraklarda kanın akmaması adına, şiddetin bitmesi adına olumlu bir gelişmedir ve destekliyoruz. Şiddetin silahın muhatabı PKK'dir ve onun lideridir. Silahların susması noktasında yapılan görüşmeleri, niye şunun ile yapılıyor, niye bununla yapılmıyor gibi bir noktada değiliz. Her şey muhatabı ile konuşulur. Şiddet ve silahın muhatabı da örgüttür. Fakat bir bütün olarak Kürtlerin hakları söz konusu edilecekse eğer, o zaman Kürtlerin örgütlü tüm yapılarının masada olması gerekiyor ve hepsinin bu konuda katkı sunması ve katkılarının alınması gerekiyor. Kürt halkının siyasi ve kültürel haklarının konuşulması, tartışılması, görüşülmesi ile silahların bitmesi noktasındaki görüşmeler farklıdır. Dolayısıyla muhatapların karıştırılmaması gerekiyor." (Fırat Arslan , Murat Dalgın - İLKHA)