PKK ve türevi konumundaki siyasi hareketler, oluşumlar büyük bir hayal kırıklığı içinde debelenip duruyorlar. Resmen şok hali yaşıyorlar. Tamamıyla ele geçirdiklerini sandıkları, bir işaretleriyle milyon kitleler halinde sokağa dökeceklerine inandıkları bu halka ne oluyor? Neden tık yok Kürt halkında? Kürdistan'ı bu halkla mı özgürleştireceklerdi?
Kendini Kürt halkının doğal lideri görme rüyalarıyla beyni dumanlanmış Demirtaş daha birkaç ay önce şöyle diyordu: “ Bizi tutuklayacaklarmış! Yüreğiniz varsa gelin tutuklayın, Türkiye'yi başınıza yıkarız!” Demirtaş tutuklandı. Ahmet Türk tutuklandı. HDP'nin ağır topları, belediye başkanları birer birer toplanıyor. Kürt halkında çıt yok. Yüz kişiyi bile sokağa dökemiyorlar. Bir zamanlar HDP saflarında aktif siyaset yapmış insanlar bile HDP'nin çağrılarına kulak tıkıyor. Kahve kahve dolaşıp kendi tabanlarına hakaretler yağdıran, onları korkaklıkla suçlayan bayan HDP'li milletvekillerine Kürt halkı cevap verme tenezzülünde bile bulunmuyor.
Kürt halkı neden PKK'ye sırtını döndü. Rejim yüz yıllık asimile politikalarından vazgeçti de ondan mı? Devlet, kurtuluş savaşının iki asli unsurundan biri olan Kürtlere tüm haklarını verip milliyetçi, faşizan politikalarının yerine İslam kardeşliğine dayalı ümmetçi politikalara yöneldi de Kürt halkı o yüzden mi PKK'yi bıraktı. Ne oldu da Kürt illerinde yüzde seksenlere varan oy desteğine sahip PKK-HDP birkaç yüz kişiyi meydanlara dökemiyor?
Şurası bir gerçek ki Kürt halkı PKK'yi yalnız bıraktı. Özellikle Türkiye Kürdistan'ında PKK büyük oranda halk desteğini kaybetti. Halk PKK'nin arkasında durmak istemiyor artık. PKK belki de tarihinin en zor günlerini yaşamasına, bütün ağır topları tutuklanıp büyük can kayıpları vermesine rağmen halkın desteğini arkasında göremiyor. Gittikçe marjinalleşiyor ve birkaç bin kişilik silahlı her örgütün yapabileceği şeyi, bombalama ve intihar eylemlerini ancak yapabiliyor.
Hâlbuki Kürt halkı aynı mazlum, mağdur, çilekeş, sahipsiz, temel haklarından mahrum Kürt halkı… Değişen bir şey yok. Hükümetin attığı bazı olumlu adımlar da son süreçle birlikte tıkandı. İnşallah bu tıkanıklık giderilir. Ama şu an durum bu. O zaman halk neden PKK'den desteğini çekti? Korktuğu için mi? Kürt halkını tanıyanlar onun inandığı bir dava uğrunda hiçbir fedakârlıktan çekinmeyeceğini bilir. Ki PKK için on binlerce evladını ölüme gönderen de aynı Kürt halkı…
Aslında mesele gayet basit… Kürt halkı PKK'ye olan inancını yitirdi. PKK'nin kendine dost olmadığını anladı. Kürt halkının kurtuluşu için savaşım verdiğini iddia eden PKK'nin uluslararası emperyalist güçlerin, sömürgeci Batılıların bir taşeronu, paralı lejyoneri olduğunu, Kürt halkının kurtuluşu gibi bir derdinin olmadığını gördü. Bunu PKK'nin çukur siyasetinde gördü. “ Biji serok Obama” sloganlarında gördü. PKK tarafından sözde kurtarılmış kasaba ve şehirlerde binalara asılan Amerika bayraklarında gördü. 6-8 Ekimde vücutları doğranan Yasin gibi Kürt gençlerinin başında zılgıt çeken PKK'li kadınların kahkahalarında gördü. Savaşı Kürt şehirlerinin içine, sivillerin arasına çekerek bilinçli bir şekilde Nusaybin, Şırnak, Sur, Cizre gibi onlarca Kürt şehrinin yakılıp yıkılmasına, Kürdistan'ın Suriyeleşmesine, yüzlerce suçsuz, günahsız kadın ve çocuğun öldürülmesine, Kürt halkının kendi öz vatanında muhacir olmasına neden olan PKK'nin yaptıklarından ötürü en ufak bir pişmanlık duymamasında gördü. Ve en önemlisi Kürt halkının ne kadar değeri varsa onlara savaş açıp Kürt halkının namus ve izzetini ayaklar altına almasında gördü.
Kürt halkı bütün bunları gördü ve PKK'den umudunu kesti. Şimdi yeni bir arayışın içinde Kürt halkı… Gerçek kurtarıcısını arıyor. Kürt halkının diniyle de diliyle de dost kadrolar bu boşluğu iyi değerlendirmeli ve Kürt halkının yolunu bulması için bütün gücüyle ona yardımcı olmalı.