Uluslararsı öğrenci faaliyetlerini kendi ülkelerinde gerçekleştiren üniversite temsilcileri, mezunlar, UDEF yöneticileri ve yurt dışı STK Temsilcileri iki gün süreyle devam eden şura toplantısında, bilgilendirme, ortak değerler üzerinden dostluk köprüleri kurma, siyasi, ekonomik ve akademik birikimleri paylaşma, misafir öğrencilerin karşılaştıkları sorunları belirleme ve çözme gibi pek çok husus istişare edildi. Ayrıca, toplantının devamı ve ortak çalışmaların sürdürülebilirliği için bir sekretarya kurulması teklif edildi ve değerlendirilmeye alındı.
Sempozyum kapsamında çeşitli üniversitelerden akademisyenler bu konuyu ilmi, siyasi, sosyo-kültürel yönlerden ele alarak öğrencilerin karşılaştıkları sorunları geniş bir şekilde ortaya koydu ve aynı zamanda çözüm için teklifler sundu.
Ayrıca yurt içinde Milli Eğitim Bakanlığı, YTB, Diyanet Vakfı, Göç İdaresi, YÖK, Yunus Emre Ensitüsü, ICIST tarafından da Uluslararası Öğrenci hareketliliği ile ilgili sunumlar gerçekleştirilerek ortak çözümler üzerine istişarelerde bulunuldu.
Sempozyumun açılışında konuşan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, “Öğrencilere ilim öğretirken, irfan da öğretmeliyiz. Gençlerin dünyayı iyi yönde değiştirmesini istiyorsak öğrencilere sahip çıkmalıyız.” dedi.
2014 itibariyle, Türkiye’ye 81 bin uluslararası öğrenci akışı olduğuna dikkat çeken UDEF Genel Başkanı M. Ali Bolat, düzenledikleri sempozyumun hem ülkemizde, hem de diğer bölgelerde karşılık bulmasını umud ettiklerini belirtti. Konuşmasında coğrafyalarımızın kavga ve çatışmaya değil, dostluk ve kardeşliğe ihtiyacı olduğunu ve bunun altyapısının uluslararası öğrenciler eliyle bölgelerimizde tesis edilmesi gerektiğini vurguladı.
UDEF 10 yıldır buluşturuyor
UDEF, 2005 yılından bu yana yurt dışından Türkiye’ye yükseköğrenim amacı ile gelen “misafir” öğrencilere yönelik çeşitli faaliyetler düzenliyor.
Misafir öğrencilerin eğitim sürecini kolaylaştırmak amacıyla rehberlik ve danışmanlık hizmetleri veren UDEF, farklı kültürlerin, etnik kimlik ve ırkların bir araya gelerek, aynı çatı altında dostluk kurmalarını önceliyor. Böylelikle, bireyden topluma, toplumdan dünyaya doğru, olumlu yönde bir etkileşim ve değişim gerçekleşmesi söz konusu olacaktır. (İLKHA)