Peygamber Sevdalıları Vakfı her Kasım ayında "Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar" sloganıyla Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) bir sahabesinin hayatını konu alarak etkinlikler düzeliyor.
Düzenlenen etkinlikler çerçevesinde Peygamber Sevdalıları Vakfı Batman Koordinatörlüğünün organizesiyle bayanlara yönelik "İlmin Kapısı Hazreti Ali (radiyallahu anh)" temalı bir etkinlik düzenlendi.
Cahide Oslun'un Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın sunuculuğunu Şahadet Kaya yaptı.
Daha sonra yaptığı açılış ve selamlama konuşmasında Nurhan Nasıroğlu, Hazreti Ali'nin (radiyallahu anh) hayatından kesitler sunarak her bir sahabenin hayatının önemli olduğuna vurgu yapıldı.
Yapılan konuşmanın ardından Hazreti Ali'nin (radiyallahu anh) hayatı ile ilgili sinevizyon gösterimi yapıldı. Kız ilahi grubunun Hazreti Ali (radiyallahu anh) ve sahabeler üzerine seslendirdikleri ilahilerle devam etti.
İlahilerin ardından program İlahiyatçı-Yazar Mehmed Göktaş hocanın yaptığı konuşmayla devam etti.
Göktaş, "Bu ümmetin Hatice'si, Ali'si, Ebu Bekir'i, Ömer'i ve kim varsa namaz kılmayı Kur'an'dan öğrenmediler. Hiçbir Müslüman Kur'an'a bakarak nasıl namaz kıldığını öğrenmemiş. Çünkü peygamber var. Birisi çıksın desin ki bir tek Müslüman bir tek sahabe namaz kılmayı Kur'an'dan öğrendi desin. İddia ve ispat edemez. Namaz peygamberden öğrenilir. Sadece namazda değil dinin bütün umreleri peygamberden öğrenilir. Kur'an'da da vardır elbette. Kur'an'da dini başka boyutuyla anlatır. Kur'an namaz hocası gibi anlatmaz. Kur'an namazın rekâtını, sayısını anlatmaz ve namaz hocası gibi şeklini anlatmaz. 'Namazı kılın' der başkada bir şey demez. Ayrıca 'sizi cehenneme sokan nedir' der Kur'an cehennemliklerde derler ki 'Biz namaz kılanlardan değildik.' derler." ifadelerini kullandı.
"Peygamber denilince akan sular durur"
Kur'an'ın rolü başka peygamberin rolü başka olduğunu altını çizen Göktaş, "Peygamber denilince akan sular durur. Allah (celle celaluhu) her peygambere kitap göndermek zorunda değildir. Haşa biz Kur'an-ı küçük görmüyoruz. Ama Kur'an'ın rolü başkadır peygamberin rolü başkadır. Peygambersiz bir kitap olamaz. Ama kitabı olmayan peygamber olur. Nice peygamberler geldi geçti bir kitapları da olmadı. 4 büyük kitap ve bazı sahifeler geldi. Bazı kişiler çıkacak da Hazreti İsmail'e (aleyhi selam), Hazreti İshak'a (aleyhi selam), Hazreti Yusuf'a (aleyhi selam), Hazreti Yakup'a (aleyhi selam) senin kitabın yoksa sana inanmam mı diyeceksin. Onun için peygamber denilince akan sular durur." şeklinde konuştu.
"Ümmetin gönlünde Hazreti Ali hep gençtir"
Ümmetin gönlünde Hazreti Ali'nin (radiyallahu anh) hep genç olduğunu belirten Göktaş, "Hazreti Ali'nin gençliğini anlatacağım. Kusura bakmayın ihtiyarlığına girmeyeceğim. Bu ümmetin gönlünde Ali hep gençtir, delikanlıdır." dedi.
"Hazreti Ali ölüme meydan okuyarak Efendimizin yerine giriyor"
Peygamber Efendimizin hicret edeceği gece Hazreti Ali'nin yaptıkları fedakarlığa değinen Göktaş, "Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hicret ediyor. Artık canına kast edip öldürmeye teşebbüs ediyorlar. Bakıyorlar ki onların işleri bozuluyor 'en iyisi bunu öldürmek' deyip Mekke'den 5 güçlü kabileden birer temsilciyle hepsi birden aynı ayda Peygamber Efendimizi öldürüp kan bedelini veya kısasını yapamasınlar. Bu kararı aldıktan sonra azgın insanlar seçiliyor, hicretten önceki gece Efendimizi öldürme kararı alıyorlar. Geceden evin kapısına ve etrafına dizilip evi müşahede altına alıyorlar. İşte o gün Hazreti Muhammed'e ait olduğu herkesin bildiği bir örtünün altına Hazreti Ali giriyor. Bu böyle basit bir olay değildir. Bu olayın ölüm tehlikesi var. Ama Hazreti Ali Efendimizin yatağına giriyor ve sabaha kadar orada uyuyor. Peygamber Efendimizi öldürmek için örtüyü kaldırdıklarında örtünün altından Hazreti Ali çıkıyor. Hazreti Ali işte budur." diye konuştu.
"Peygamber Efendimiz, Hazreti Ali'yi bağrına basıp ağlıyor ağlıyor ve sarılıyor"
Konuşmasının sonunda Göktaş, şu ifadeleri kullandı:
"Sonra o da hicret ediyor. Hazreti Ali, 3 gecede gidiyor. Geceleri yol alarak gündüzleri gizlenerek oraya varıyor. Vardığında bir eve yıkılıyor ve orada dinleniyor. Efendimiz, Ali de gelmiş diye haber alıyor. Hazreti Ali hasta ve ayakları mahvolmuş gelemiyor, yatıyor denilince Efendimiz kalkıyor Hazreti Ali'nin misafir olduğu eve varıyor. Bağrına basıp ağlıyor, ağlıyor ve sarılıyor. Hazreti Ali'nin başka bir sermayesi bu dünyada olmasa bile o şeref yeterdir. İşte Hazreti Ali (radiyallahu anh) denilince bu ümmetin gönlünde gözünde böyle bir delikanlı vardır."
Göktaş hocanın konuşmasının ardından program Nursena Dal, Hazreti Ali (radiyallahu anh) üzerine seslendirdiği şiir ve Zeynep Topkan'ın yaptığı dua ile program son buldu.
İLKHA