Siyonist işgal rejiminin 10 Mayıs’ta işgal altındaki Filistin’e yönelik saldırılarında sivil yerleşim alanları, fabrika, okul ve hastaneleri hedef aldı.
İşgal rejiminin saldırıları nedeniyle Filistin genelinde 150 milyon doların üzerinde maddi hasarın olduğunu tahmin ediliyor.
İşgal rejiminin, işgal altındaki Gazze Şeridi'ne 10 Mayıs’ta başlattığı saldırılar, 21 Mayıs’ta yerel saatle 02.00’de sona ermişti.
İşgal rejiminin 11 günlük saldırısını İLKHA'ya değerlendiren Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, yapılanların kabul edilemez olduğunu belirtti.
Ünal, "İsrail, 1948 yılından beri peyderpey Filistin’i işgal etmeye başlamış, Filistin’de Müslüman halkın bütün mal varlığına el koymuş, insanlarını öldürmüş, çoluk çocuk demeden hepsini katletmiş. Son Ramazan ayında bayram öncesinde başlayan saldırılarda bir yaş ile 12 yaş arasında 60’ın üzerinde sadece çocuğu şehid etmiştir. Bu anlaşılacak bir durum değildir." dedi.
Gazze'de katliamların dünyanın gözü önünde yapıldığına vurgu yapan Ünal, "İşin garip tarafı bütün dünyanın gözü önünde bunlar yapılmakta. Oturduğumuz yerden canlı olarak siyonist katiler acımasızca Müslümanları vuruşunu seyrettik. Maalesef üzülerek seyrediyoruz. Kahroluyoruz bütün Müslümanlar onlara lanet yağdırıyor. ABD başta olmak üzere batılı devletlerin sözde medeni Avrupa ülkelerinin buna bir dur demesi gerekir. Dur demelerini bekleyemeyiz. Çünkü Amerika açıktan İsrail'i desteklemektedir. Silah satışlarını hızlandırmıştır. Çünkü ölen Müslümandır." ifadesini kullandı.
“İslam ülkeleri bir avuç siyonist Yahudi’nin katliamlarını durduracak güce sahiptirler”
Siyonistlere karşı durmak ve Filistin'in haklı davasının yanında olacaklarını dile getiren Ünal, şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti yöneticileri başta olmak üzere toplumumuzun her kesimi birlikte hareket edebilmeyi gösterebilmiştir. Filistin davası noktasında mazlum Filistinli Müslümanların yanında durmuştur. Bundan sonrada durmaya devam edecektir. Ancak Dışişleri Bakanlığının ve Cumhurbaşkanlığının görüşmeleri neticesinde İslam İşbirliği Teşkilatı ve Müslüman ülkeler bir an önce akıllarını başlarına almak durumdadırlar. Kendilerine gelmek durumundadırlar. İslam ülkeleri bir avuç siyonist Yahudi’nin katliamlarını durduracak güce sahiptir. Hem maddi hem de manevi güce sahip ve bu gücü kullanmak zorundadır. Bunu yapmazlarsa bu vebal bütün Müslümanlarındır. Bu sebeple Türkiye’nin önderliği önemlidir. Bizler dün olduğu gibi bugün de yarın da Mazlum kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceği." ifadelerine yer verdi.
Gerekli adımlar atılmalı
Son olarak dünyanın Filistin’in kanayan bir yara olduğunu söyleyen Ünal, “21. Yüzyıla gelinmiş bir dünyanın dört bir yanında mazlumiyetlerin yaşandığına dikkat çeken Ünal, "Filistin başta olmak üzere Myanmar ve Doğu Türkistan gibi dünyanın neresinde bir mazlum varsa içimiz kanayarak bakıyoruz. Doğu Türkistan yıllardır Çin’in esareti altında, Uygur Türkleri neler yaşadığını kimse bilemiyor. Sızan bilgilerle küçücük yaşta Müslüman Uygurlu Çinlilerle evlendirildiğini, kamplara alınarak soylarının tüketildiği, camileri disko haline getirdikleri çeşitli basın yayında bunlar gün yüzüne çıkıyor. Bu sebeple bütün Müslümanların devlet işleriyle beraber mazlum insanlara yardım için bir olmak zorunlulukları vardır. Bu keyfiyet değil, bu bir zorunluluktur. Yapmazlarsa tarih ve gelecek nesiller affetmez. Onun için herkes aklını başına almalıdır. Başta Filistin olmak üzere Doğu Türkistan’da ve dünyanın neresinde olursa olsun bütün mazlum insanların hür bir şekilde yaşamalarına katkı sunulması adına gerekli adımlar mutlaka atılmalıdır." diye konuştu.