Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)'nin belirlediği takvime göre Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarının açıklanmasıyla tercih bildirim sürecine giren öğrenciler için tercih süresi yarın sona eriyor.
Üniversite adaylarının geleceğini belirleyen önemli dönüm noktalarından biri olan YKS sürecinde sona gelinirken tercih yapacak adaylara önemli tavsiyede bulunan Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ali Çekiç, İLKHA muhabirine, üniversite adaylarının tercih yaparken dikkat etmesi gereken hususları değerlendirdi.
"Adaylar uzmanlardan yardım almayı ihmal etmesinler"
Üniversite adaylarının tercih yaparken mutlaka uzmanlardan destek almaları gerektiği tavsiyesinde bulunan Çekiç, "Öncelikle tüm gençlere başarılar diliyorum, inşallah hepsi için bu süreç hayırlı olur. Öğrencilerimizin tercih süreci ile ilgili dikkat etmeleri gereken önemli noktalar var. Lütfen gençler uzmanlardan yardım alsınlar. İlimizde, İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze bağlı Rehberlik Danışmanlık Merkezleri tercih hizmeti veriyorlar. Psikolojik danışman arkadaşlardan ve okullarındaki rehber öğretmenlerden bu konuda yardım almayı ihmal etmesinler." dedi.
"Adaylar meslekler konusunda detaylı araştırma yapmalıdır"
Başarı sırasının tercihlerde önemli olduğunu belirten Çekiç, "Üniversite adayları; puandan ziyade kendi başarı sıralamaları, üniversitelerin tercih etmeyi düşündükleri ilgili bölümlerin geçen yılki başarı sıralamalarını dikkate alsınlar. Örneğin başarı sıralaması 30 bin olan bir öğrenci için 5 bin yukarısı ve aşağısı ama ağırlıklı olarak kendi başarı sıralamasına yakın puan alan bölümleri tercih etmeleri önemlidir. Çok da hayalperest olmaya gerek yoktur. Tercih yaparken her şeyden önce seçtiğimiz mesleği icra ederken kendimizi mutlu hissedeceğimiz bir bölümü tercih etmeliyiz. Bunun için de kişinin kendini tanıması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Adaylar kendi yeteneklerine uygun bir bölüm tercih etsinler"
Tercih yapacak adaylara meslekler konusunda detaylı araştırma yapması ve kendilerini iyi tanımaları gerektiğini ifade eden Çekiç, şöyle konuştu:
Öğrencilerimizin, kendi ilgi ve yeteneklerini tanımaları gerekiyor. İlgi; yapmaktan hoşlandığımız etkinliklerdir. Örneğin bir öğretmen bir şeyler öğretirken keyif alıyor mu? Öğretmen olmayı düşünenler, arkadaşları ile birlikte ders çalışırken, öğrenirken, öğretirken keyif alıyorlar mı? Bunu kendilerine sormaları gerekiyor. Yetenek de önemli… yetenekler diğerlerine göre belki daha kolay öğrendiğimiz ve yaptığımız şeylerdir. Örneğin sizin spor yeteneğiniz vardır. Diğer arkadaşınız belki günde 10 saat çalışır ama bir türlü gol atamaz. Ama sizin ilk vurduğunuz şut gol olur. Çünkü bu konuda yeteneklisiniz. Bunu geliştirmek için de kendi yeteneğinize uygun bir bölüm tercih etmeniz gerekiyor.
"Adaylar istemedikleri bölümleri tercih etmesinler"
Meslek seçiminin, bireyin yaşamı boyunca verdiği en önemli kararlardan biri olduğunu belirten Çekiç, "Tercih yaparken yine dikkat etmemiz gereken noktalardan bir tanesi mesleklerin koşullarıdır. Bir öğretmen, doktor, polis, hemşire, avukat, terzi ve kasap hangi şartlarda, nasıl çalışıyorlar? Nöbeti ve mesaisi var mı? Bütün bunlarla birlikte bizim karakterimize ve kişiliğimize uygun mu değil mi? Bunları da kontrol etmemiz gerekiyor. Özellikle tercihlerle ilgili önemli bir nokta şudur; yazdığınız veya kazandığınızda 'keşke yazmasaydım' diyeceğiniz bir bölümü asla tercih listenize koymayın. Çünkü bir bölüme yerleşirseniz bir sonraki yıl katsayı puanınız yarıya düşüyor ve dolayısıyla bu sizin bir sonraki yıl hem pişmanlık duymanıza neden olacak hem de önümüzdeki yılın başarısını olumsuz etkileyecek. O yüzden buna da dikkat edelim." şeklinde konuştu.
"Üniversitenin olanakları iyi araştırılmalıdır"
Adayların tercih ettiği üniversiteyi ve şehri iyi araştırmaları gerektiğini belirten Çekiç, "Öğrenci Gaziantep Üniversitesi'ni tercih etmiş ama Nizip Eğitim Fakültesi çıkmış. Öğrenci 'Ben Nizip Eğitim Fakültesinin merkezde olmadığını bilmiyordum.' diyor. Üniversitelerin farklı fakülteleri olabilir, bazıları şehir merkezinde olmayabilir. Bu sebeple yerleşim, ulaşım, barınma ve üniversitelerin fiziksel koşulları iyi araştırılmalıdır. Yani üniversite demek sadece sınıfa girip eğitim almak olmamalıdır. Üniversitede birtakım belki sosyal faaliyetler, oradaki vakıflar, dernekler ve belediyelerle iş birliği yaparak kendinizi de geliştirmeniz gerekiyor. Bu anlamda üniversitenin size sunduğu imkanlar neler, bunu bilmeniz gerekiyor. Örneğin üniversitemizin başlatmış olduğu bir proje var. Gerçekten de öğrencilerin keyifle yaptığı 'Toplumsal Duyarlılık Projesi' var. Öğrencilerimiz kendi meslekleri ile ilgili topluma nasıl katkı sağlayabilir, bir mühendis örneğin bir anaokulunda öğrencilere matematik dersi anlatabiliyor. Dolayısıyla toplumun farklı kesimleri ile arasındaki etkileşimi sağlamış oluyor. Bu anlamda üniversite size bu imkanları sunabiliyor mu, olanakları neler? Üniversitenin kütüphanesinde kaç tane kitap var, kütüphaneleri 24 saat açık mı? Dolayısıyla bu tarz imkanları var mı yok mu, bunları iyi araştırmak lazım. Barınma ciddi bir sorun, kampüse yakın ya da kampüsün içinde yurt olanakları var mı, bunlara da öğrencilerin dikkat etmesi gerekiyor." diye konuştu.
"Adaylar tercih yaparken 50 yılın planlamasını yaptıklarını göz önüne almalıdır"
Çekiç, Covid-19 pandemisi sürecinde üniversitelerin uzaktan eğitim verdiklerini ve adayların tercih yaparken üniversitelerin bu süreçteki başarılarına da bakmaları gerektiğini belirterek şunları söyledi:
Bunun dışında özel koşullara da dikkat etmek gerekir. Bugün bir lisans bölümüne girdiğinizde 4-5 yıl sonra mezun olacaksınız. Dolayısıyla belki bir mesleği de icra edeceğiniz 35-40 yıllık zamanı düşünürsek, aslında önümüzdeki 50 yılın planlamasını yapıyorsunuz. Dolayısıyla bugün çok popüler olan meslekler ya da bugün çok tercih edilen mesleklerden ziyade, bu meslekler çağın getirdiği bu değişikliğe adapte olabiliyor mu, bu meslekler acaba bu koşulları karşılıyor mu? Bu yüzden biraz araştırmakta fayda var. Hepimiz şunu görebiliyoruz. Önümüzdeki yüzyıl muhtemelen bilim, bilişim ve teknoloji çağı olacak. Artık hayatta her şey giderek online olmaya, okullarda evde olmaya başladı. Pek çok işyeri artık evde çalışma gibi bir süreç başlattı. Dolayısıyla acaba evde çalışma olanağı olabilecek bir meslek belki sizin için daha avantajlı olabilir. Bu koşullara uyum sağlayabiliyor mu bunlara da dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum.
"Başaramadıklarınızı çocuklarınızın üzerinden tamamlamaya çalışmayın"
Ebeveynlere de uyarılarda bulunan Çekiç, "Aynı süreçlerden geçen birisi olarak lütfen kendi başaramadıklarınızı çocuklarınızın üzerinden tamamlamaya çalışmayın. Benim oğlum doktor olacak ama mutsuz olacak, belki de başarısız olacak. Dolayısıyla aslında insan yaptığı her meslekle insanlığa katkı, fayda sağlayabilir ve iyi bir insan olabilir. Dolayısıyla bunun da ön koşulu mutlu olmaktır. Yani yaptığı işi sevmektir. Örneğin bir öğretmen eğer yaptığı işi sevmiyorsa sırf anne ve babasının ya da toplumun, bir başkasının baskısıyla yapıyorsa bu sıkıntıya yol açıyor. Böyle öğretmenlerin nasıl öğretmenler olduğunu kendi eğitim öğretim dönemimizden biliyoruz. Lütfen çocuklarımızı zorlamayalım. Onların yanında olalım. Çünkü tercih süreci zor bir süreçtir. 2 milyon 400 bin öğrencinin hayalleri var. Dolayısıyla çocuklarımızın olası bir başarısızlık ya da belki beklenen başarının yakalanmaması durumlarında da onların yanında olalım, destek olalım. Kızmak, şikâyet etmek ya da onlarla tartışmak ve küsmek çözüm değil. Bir sonraki yıl çocuklar istenilen başarıyı belki yakalayabilirler. Çocuklarımıza destek olalım, uzmanlardan yardım alalım. Çocuklarımızla konuşalım, isteklerini soralım ki bu süreci daha sağlıklı atlatabilelim. Çocuklarımız bizim hayallerimizi gerçekleştirebileceğimiz araçlar değil. Onlar kendi hayatlarını yaşayacaklar, o mesleği onlar icra edecekler. Dolayısıyla sizin hoşlandığınız veya doğru bulduğunuz bir meslek onlar için doğru olmayabilir. Buna da dikkat edelim." dedi.
İLKHA