Öğrenciler adına basın açıklamasını okuyan Eyüp Ensar Çelik, Doğu Türkistan'ın 70 yıldır Çin işgali altında yaşayan bir İslam yurdu olduğunu, işgalle birlikte başlayan zulüm ve işkencelerin sürekli yeni bir boyut kazanarak devam ettiğini söyledi.
Çelik, “Doğu Türkistan tıpkı Filistin gibi, Arakan gibi, Keşmir gibi hiçbir zaman zulmün eksik olmadığı bir coğrafyadır. Zaman zaman işkencenin şekli değişmekte fakat mahiyeti ve hedefi değişmemektedir. Çin, işgalin başından bu yana Müslüman Türk kimliğini yok etmeyi amaçlamaktadır. İslam’ın asil mensupları olan Uygur Türkleri inançlarına, kültürlerine ve kimliklerine sahip çıktıkları için katliamlara, soykırımlara maruz kalmışlardır. Çin, Doğu Türkistanlı Müslümanlara iki seçenek sunmaktadır: Ya asimile olur ve bir Çinli gibi yaşarsınız ya da ölürsünüz.” dedi.
“Uygurlu Müslüman kardeşlerimiz soykırım tehlikesi yaşamaktadır”
İslami kimlikleri yok edilmek istenen Doğu Türkistanlı Müslümanların Çin faşizmince uygulanan sistematik işkence yöntemleriyle karşı karşı olduğunu vurgulayan Çelik, “Daha önceden kültür devrimi altında yaptığı zulümleri yeniden hortlatan Komünist dikta yönetimi bölgeye getirdiği Çinlileri Uygurlularla kardeş ilan ettiğini söyleyerek her eve bir Çinli yerleştirme kararı aldı. 66 yıldır Çin işgali altında bulunan Doğu Türkistan kapalı bir yönetim sistemi altında olduğu için yaşadığı zulümleri dünyaya yeterince duyuramıyor. Baskı altında varoluş mücadelesi veren Uygurlu Müslüman kardeşlerimiz soykırım tehlikesi yaşamaktadır.” diye konuştu.
“Dünya bugün Doğu Türkistan'da yaşanan durumlar karşısında da 3 maymunu oynamaktalar”
Çelik, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Bugün Doğu Türkistan’da Müslümanlar zaten işgal altındaki yurtlarında tam bir esarete mahkûm edilmek istenmektedir. En ufak bir direnişin, Müslümanca yaşama çabasının karşılığı şiddet, işkence ve ölümdür. Her geçen gün yeni yasaklar getiren Komünist diktatörlük Doğu Türkistan’da ezan okunmasına, toplu namaz kılınmasına ve oruç tutulmasına izin vermiyor. İnanç özgürlüğünü ayaklar altına alan Çin yönetimi dine ait her şeyi yasaklamış durumda. Uygurlu Müslümanların çocuklarına Müslüman isimler vermesi yasak. Müslümanların birbirlerine selam vermesi yasak. Kur’an-ı Kerim okumak yasak. Dua kitabı ve bayrak bulundurmak yasak. Kadınların başörtüsü takması yasak. Çin’in Doğu Türkistan’da getirdiği yasaklar ve uyguladığı ağır cezalar sonucu Doğu Türkistan dünyanın en büyük açık hava cezaevine dönüşmüştür. Guantonamo ve Ebu Gureyb hadiseleri yaşanırken susan dünya bugün Doğu Türkistan'da yaşanan durumlar karşısında da 3 maymunu oynamaktalar.”
Basın açıklamasının ardından bir konuşma yapan Doğu Türkistanlı Dr. Abdüsselam Teklimakan, “Doğu Türkistan sessiz çığlıklarını duyurmaya çalışan bir coğrafya. Soykırıma uğruyoruz ama ne hikmetse ağlamamıza bile müsaade edilmiyor. Dünyanın tamamı Doğu Türkistan konusunda suskun kalıyor. Şu günlerde 3 milyon insan toplama kamplarında. 500 bin civarında 3-12 yaş arasında çocuk da çocukların tutulduğu kamplarda. 3 yaşında bir çocuk hangi suçtan dolayı toplama kamplarına alınabilir?” dedi.
İLKHA