Kayseri'nin Talas beldesi Reşadiye Mahallesi'nde bulunan Mavi Marmara Şehidi Furkan Doğan'ın kabri başında düzenlenen anma programı, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Yapılan Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra Kulüp Başkanı Muhammed Ata İşbara tarafından, Şehid Furkan Doğan'ın hayatından sunulan kesitlerin yansıra "Şubat Ayı Şehadet Ayı", "Şehadet ve Şehitlik" üzerine bazı açıklamalarda bulunuldu.
İşbara, "Geçmişten bugüne, hak yolunda mücadele eden birçok Allah eri ve âlim, şubat ayında şehit edildiği için bu ay, 'Şehadet Ayı' olarak bilinir. Mücadeleleriyle tarihte iz bırakan birçok müstesna şahsiyet bu ayda şehid olmuşlardır. Bunun için 'Şubat Ayı'na 'Şehadet Ayı' diyoruz. Hasan El-Benna, Malcom X, İzzeddin El-Kassam, Abbas Musavi, İskilipli Atıf Hoca, Şeyh Said ve Molla Zeki…. Ve daha niceleri. Bir beden için kalp ne ise, bir toplum için de şehid odur. Nasıl kalp vücudun tüm organlarına kan pompalayıp canlı tutuyorsa, şehidler de toplumların kurumuş damarlarına aziz kanlarını ulaştırarak canlı tutarlar. Dolayısıyla şehidler, İslam toplumunu hep diri tutar, vahdet ve birliklerini sağlamlaştırır, müstekbirlere karşı teyakkuza geçirir ve İslam'a düşmanlık edenlerle dost olunamayacağını tesciller." ifadelerini kullandı.
"Şehidler için Peygamberlerin bile gıpta ettikleri makamlar vardır"
Kıyamet gününde şehidlerin gördükleri ikramlardan dolayı tekrar diriltilip Allah yolunda savaşarak şehid olmayı arzuladıklarını belirten İşbara sözlerine şöyle devam etti:
Biz iman ediyoruz ki şehidler sağdırlar. Şehidler Allah'ın misafirleridirler. Şehidler Allah katında rızıklandırılırlar. Şehidler için Peygamberlerin bile gıpta ettikleri makamlar vardır. Şehidler cennette diledikleri yerlere gidebilirler. Şehidlerin şefaati makbuldür. Şehidler kıyamet gününde gördükleri ikramdan dolayı tekrar diriltilip Allah yolunda savaşarak şehid olmayı arzulamaktadırlar.
İşbara "İşte bugün burada bir şehidin kabri başında toplanmış bulunmaktayız. O şehid ki; daha 19 yaşındayken abluka altındaki Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisinde, 31 Mayıs 2010 tarihinde, uluslararası karasularda siyonist rejim çeteleri tarafından 9 mücahidle birlikte şehid edilmiş ve 60'a yakın Müslüman da yaralanmıştır." hatırlatmasında bulundu.
"Siyonist işgal rejiminin varsa başkenti o da cehennemin dibidir"
İşgalci ABD'nin "Yüzyılın Anlaşması" adı altında Filistin'i imha, Kudüs'ü siyonist çeteye peşkeş çekme girişimi hakkında İşbara şunları söyledi:
Bugün iki tane şarlatan, Hazreti Süleyman Aleyhisselam'ın mirası, Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in miracı, Selahaddin ve Abdülhamid'in emaneti olan Kudüs'ü, yüzyılın ihanet antlaşmasıyla işgal rejimi siyonist çeteye peşkeş çekmişlerdir. Biz ne bu anlaşmayı ne işgal rejimini ne de onun başkenti olarak Kudüs'ü tanıyoruz. Siyonist rejimin varsa başkenti o da cehennemin dibidir.
"Gayemiz; şehidlerin canları ve kanlarıyla bize emanet olarak bıraktığı bu davayı asla yere düşürmemektir"
İşbara, "Gerçekten yaşadığımız bu dönem, İslam ümmeti için pek de iç açıcı değildir. Belki de 'Hazreti Adem'den günümüze kadar ehl-i iman olarak yaşadığımız en zillet verici bir çağdır.' desek belki abartmış olmayız. İki milyara yakın nüfus olarak ifade edilen bizlerin olduğu şu küre-i arzda, dünyada işgal edilmedik ülke ve toprağımız, iğfal edilmedik fertlerimiz, canlarımız belki kalmadı. Elbette ki bunda en büyük suç, biz Müslümanlarındır. Çünkü bizler, İslam tarihine, insanlık tarihine baktığımızda Müslümanlar çok nadir olarak sayı azlığından savaşları kaybetmişlerdir. Ama dünyaya dalmışlığımızdan, şehadeti unutmuşluğumuzdan, ölümden korkmuşluğumuzdan, heva ve heveslerimize uymuşluğumuzdan dolayı tarih nice savaşları kaybettiğimize şahittir. Bundan dolayıdır ki şehidleri, davalarını iyi anlamak lazım. Çünkü onları anladığımız andan itibaren kötü giden gidişatımız tamamıyla tersine çevrilecektir. Bu programı düzenlemedeki gayemiz, şehidlerin canları ve kanlarıyla bize emanet olarak bıraktığı bu davayı asla yere düşürmemek, onlar gibi şehid olma arzusuyla yanmak ve tersine giden gidişatımızı doğru istikamete yönlendirmektir." ifadelerini kullandı.
Program, yapılan dua ile son buldu.
İLKHA