Adıyaman Üniversitesi Geleceğin Kalemleri Topluluğu tarafından, Bosna-Hersek'in kurucu lideri merhum Aliya İzzetbegoviç'le ilgili program gerçekleştirildi.
Üniversitenin konferans salonunda Yazar Hüseyin Kansu'nun katılımıyla düzenlenen program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Program, İzzetbegoviç'in hayatının konu alındığı slayt gösterimiyle devam etti.
Burada katılımcılara hitap eden Kansu, kendi babasının Bosna-Hersek'te doğduğu şehrin 1912'de Sırbistan tarafından işgal edildiğini bildirdi.
Kansu, "Aliya, 3 yaşında gelmiş olduğu Bosna'da, bu güzel şehirde ölünceye kadar hayatını geçirmiştir. Annesi her sabah onu ve 5 kardeşini alıp sabah namazında camiye götürür. Namazlarını camide kılardı. Gittiği camide imamın okuduğu Rahman suresini küçük yaşına rağmen ezberlemişti. 12 yaşlarına geldiğinde ona 'Büyüyünce ne olacaksın?' diye sorduklarında hukukçu olacağını söylemiş. 'Niçin hukukçu olacaksın?' diye sorulduğunda, cevap olarak 'Müslümanların haklarını aramak için hukukçu olacağım.' derdi. Bilinçli olarak yaşıtlarının fevkinde bir hedef kendine belirlemiş ancak liseyi bitirdiği zaman sosyalist rejim ülkeye hâkim olmuş. Bu yeni gelen rejim, Müslüman gençlerin hukuk fakültesi, siyasal bilimler, kamu yönetimi gibi bölümleri okumalarını yasaklamış. Neden? Çünkü bu Müslüman gençler bu fakülteleri bitirirse devlet idaresinde yönetici olacaklar." dedi.
"Saraybosna'da komünizm kalkıyor ancak kolay olmuyor"
Boşnakların komünist ve sosyalist olmamak için çok direndiklerine vurgu yapan Kansu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunu gören komünist rejim, ideologlar, gençlerin okumasının önüne bu yasağı koymuşlar. Aliya, liseyi bitirdiği halde okumak istemez. Annesinin ısrarlarına rağmen okumak istememiş. Babası Aliya'ya, 'Oğlum, bu bir zulümdür. Dünyada ilk defa bu ülkede yaşanmıyor. Tarih boyunca böyle zulümler çok olmuş ama zulümler ilelebet payidar olmaz.' demiş. Saraybosna'da komünizm kalkıyor ancak kolay olmuyor. Müslüman ailelerin lisede okuyan zeki çocukları ve üniversitede okuyan Müslüman ailelerin çocukları bir araya gelerek 'Genç Müslümanlar' adı altında bir fikir kulübü kurmuşlar. Aliya da daha 16 yaşındayken bunlara katılmış."
"İslam dünyasında lobi faaliyetlerine başlamışlar"
Aliya İzzetbegoviç ve arkadaşlarının, İslam ülkelerindeki idarecileri bilinçlendirmeye yönelik çalışma yaptıklarını anlatan Kansu, "Genç Müslümanlar, Osmanlı'nın son döneminde Saraybosna'da çok ciddi âlimlerin olduğu El Hidaye Cemiyetine giderek, 'Bizler öğrencileriz ancak İslam'ı kaynağından öğrenmek istiyoruz.' diyerek orada çalışmalara başlamışlar. El Hidaye Cemiyetine ait bir yayın organında Aliya'nın 'İslam ümmetinin sorunları' diye makaleleri çıkmaya başlar. Buradaki gençler, komünist rejim döneminde İslam dünyasında lobi faaliyetlerine başlamışlar. Mısır, Cezayir, Tunus ve Fas'a gitmişler. Gittikleri ülkelerde bakanlıkları ziyaret etmeye başlamışlar. Oradaki bakanlara, 'Sizler, sosyalist ve federal olan bu rejime çok büyük ihaleler veriyorsunuz ve böylece bu rejim daha da güçleniyor, bizi daha çok eziyor. Sizler bu ihaleleri verirken onlara şartlar koşun.' derler. Onlardan, insan haklarını yükseltmelerini ve gençlerin üniversitelerde okumalarına yönelik yasakları kaldırmalarını istemeleri gerektiğini söylerler. Bu çalışmalar neticesinde komünist rejim, 'Nasıl olsa rejim oturdu. Bundan sonra bunlar bir şey yapamaz.' diyerek izin vermeye başlamışlar ve böylece yasaklar kalkmaya başlamış." ifadelerini kullandı.
"Dünyanın farklı ülkelerinden gelen öğrencilerin bilinçlenmesini sağlar"
Kansu, yasakların kalkmasının ardından İzzetbegoviç'in hukuk fakültesine kayıt yaptırdığını sözlerine ekleyerek, "Aliya, dünyanın farklı ülkelerinden okumak için gelen öğrencilere yakın ilgi göstererek onların gelişmesini ve bilinçlenmesini sağlardı. Böylece hukuk fakültesini bitirerek, devlet kademelerinde müşavirlik yapmaya başlamış. Üniversiteyi bitirdikten sonra dünyadaki farklı ülkelerden Saraybosna'ya okumaya gelen gençlerle tek tek ilgilenmiş. Ufuklarının açılması için onlarla sohbet yapmış, onların bulamadığı kitapları temin etmiştir. Böylece sadece Yugoslavya'dan değil, Afrika'dan ve Malezya'dan da gençleri yetiştirmiştir. Savunduğu fikirlerinden dolayı iki defa hapse giren Aliya, 1946'da 3 yıl hapis yatmış. 'Biz Müslümanız, asla faşist olmayız. İslam, dinlerden herhangi bir din değil. İslam hayat nizamıdır.' dediği için rejim onu potansiyel tehlike olarak görmüş." şeklinde konuştu.
İLKHA