Urfa'da onbinler Peygamber sevgisinde buluştu

Peygamberler Sevdalıları Platformu tarafından düzenlenen kutlu doğum etkinliğinde, peygamberlerin en önemli özelliklerinin cesaret olduğu ve peygamberlerin kıyı ve köşelere değil zulmün merkezlerine gönderildiği vurgulandı.

ŞANLIURFA - Peygamber Sevdalılar Platformu Şanlıurfa Koordinatörlüğü, 07 Nisan Pazar günü saat 13.00'da Paşabağı Miting Alanında onbinlerin katıldığı bir kutlu doğum etkinliği düzenledi. Halkın ücretsiz araçlarla taşındığı etkinlikte, çok sayıda peygamber sevdalısının çoluk çocuğuyla beraber ellerinde tevhid bayraklarıyla etkinlik alanını doldurduğu görüldü. Öğle namazının vaktinin girmesi ile etkinlik alanında cemaatle kılınan namaz güzel bir görüntü oluşturdu.

 

İbrahim Durmaz'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan etkinlik, Şanlıurfa Kardeşler İlahi Grubu'nun Kürtçe, Türkçe ve Arapça okudukları mevlidi şerif ile devam etti. Ardından sanatçı Bilal'ın okuduğu ilahilere eşlik eden peygamber sevdalıları sık sık tekbirler getirdi. Etkinliğe konuşmacı olarak katılan araştırmacı yazar Mehmet Göktaş'ın konuşmasında duygulu anların yaşandığı dikkat çekti.

 

Allah ve Resulü ile savaşanlar zelildirler
Etkinlikte konuşan Göktaş Hoca, Bu kalabalık manzaranın peygamberlerle savaşanların kaybettiğini gösterdiğini vurgulayarak, Allah'ü Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de kendisinin ve peygamberlerinin her zaman galip geleceğini haber verdiğini belirtti. Göktaş, "Allah ve Resulüyle savaşanlar var ya Allah ve Resulüne savaş ilan edenler, Allah ve Resulü karşısında kanun koyma yarışına girenler vardırlar ya onlar zelildirler, onlar alçaklardırlar" dedi.

 

"Peygamberler yeryüzünün en yiğit en cesur insanlarıdır"
Göktaş, Allah'ın resulünden resullerinden söz edeceğini ifade ederek, "Peygamberlerin her şeyini biliyoruz ama bir daha tekrar edeceğim. Yalnız bazı yönlerini birileri göz ardı etmeye çalışıyor ve Allah'ın resulünün işine geldiği yönlerini alıyor. Evet, ben de bugün size Allah'ın Resulünün rahmet oluşundan bahsedeceğim. Ama ondan önce bir başka özelliğini dile getirelim ki yanlış anlaşılmasın. Allah'ın resulleri masumdurlar onlar ismet sıfatına sahiptirler. Onlar fetanet sıfatına sahiptirler. Evet, epeyce sıfata sahiptirler. Ama dikkat edin sadece Hz Muhammed'in ( a.s.) değil bütün peygamberlerin değişmeyen bir özelliği vardır. O da bütün peygamberler yeryüzünün en yiğit, en cesur insanlarıdır. Bu onların değişmeyen özellikleridir. Diğer özellikleri de küçük görmüyoruz ama bulunur herkeste bulunur. Doğru dürüst karıncayı ezmeyen yalan söylemeyen, günah işlememeye çalışan insanlar çoktur ama önemli olan zalimlerin, tağutların karşısına dikilmektir. Allah'u Teâlâ(c.c) Ahzab süresinde resullerini anlatırken özellikle bu yönünü öne çıkarıyor. Buyuruyor ki, "Onlar ki Allah'ın risaletini tebliğ ederler. Ve onlar Allah'tan korkarlar onlar ama Allah'tan başka kimseden korkmazlar. Kardeşlerim işte bu topraklar yaşayan Hz. İbrahim'i (as) iyi düşününüz iyi düşününüz. Onun en büyük özelliği bu idi. Tağutların karşısına çıkıp "size ve Allah'tan başka taptıklarınıza yuh olsun" demek öyle basit bir iş değil" dedi.

 

Peygamberler zulmün merkezlerine gönderilmişlerdir
Peygamberleri iyi anlamamız gerektiğini, peygamberlerin köylere gönderilmediğini, bilakis peygamberlerin bulundukları memleketin başşehirlerine gönderildiğini ifade eden Göktaş, zalimlerin diktatörlerin, firavunların ve nemrutların bulunduğu memleketlerin merkezlerinde yaşadıklarını onun için de Allah'ü Teâlâ'nın resullerini kıyıya köşeye değil kenar mahallelere sokaklara değil. O ülkenin sermayesinin döndüğü, zulmün döndüğü, diktatörlerinin döndüğü yerlere gönderdiğini söyledi. Göktaş konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bütün peygamberler böyledir. H.z İsa'yı siz öyle yumuşak bir adam mı belliyorsunuz O nereye vardı biliyor musunuz? Mabedin o mukaddes mabedin avlusu tefecilerle, para babalarıyla, sarraflarla doluydu. Üçkâğıtçılar kaplamıştı her tarafı. Öyle bir girdi ki, mabedin avlusuna bütün bu üçkâğıtçıların tezgâhlarını yerle bir etti. Zaten ondan sonra kapıya koydular bu adam yaşamamalı bu adam aramızda bulunmamalı diyerek onunla uğraşmaya baladılar."

 

Konuşmasına peygamberlerin hayatlarından örnekler vererek devam eden Göktaş Hoca, "Bir de Hz İbrahim'i Hz Musa'yı (a.s) düşünün. Zalim, gaddar, güçlü bir orduya sahip, tanrılığa kalkışan bir devletin başbakanına, cumhurbaşkanına varıyor ve yakasından tutuyor 'Yeter artık kanını emdiğin İsrailoğullarını benimle gönder' diyor. Peygamber denilince akla bu gelmelidir. Önemli olan başta söylediğim gibi yeryüzünün bütün resulleri aynen bu şekildedir. Sakın ha peygamber denilince aksakallı, ak saçlı olarak düşünmeyin güler yüzlü durmadan insanlara nasihat eden bir adam aklınıza getiriyorsanız öyle değil evet elbette bunlar olacak ama en büyük özellikleri zalimlere karşı hakkı haykırmalarıdır" şeklinde konuştu.

 

Hz. Muhammed'in (a.s) rahmet olduğunu tüm dünyaya ispat etmeliyiz Bundan sonra başka bir peygamberin gelmeyeceğini Allah'ın bu görevi İslam ümmetine verdiğini vurgulayan Göktaş Hoca, "Bundan sonra Allah peygamber göndermeyecek niye çünkü Allah Muhammed ümmetini yarattı bu ümmeti insanlık üzerine şahit kıldı. Yani Muhammed ümmeti peygambersiz günlerde peygamberlerin görevini üstlenecektir. Yeryüzünde görev yapacaktır. Muhammed (a.s) âlemlere rahmet olarak gönderilmiş peki bu rahmet rüzgâr gibi mi esip gelecek hayır onun ümmeti olarak Allah'ın O'nu rahmet olarak gönderdiğini biz bütün dünyaya ispat etmeliyiz" dedi.
Yaklaşık iki saat süren kutlu doğum etkinliği Ömer Soyaslan Hoca'nın okuduğu kapanış ve yağmur duasıyla sona erdi. (Osman Gülebak, Mehmet Demir - İLKHA)




 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Şanlıurfa Haberleri

Avukat Karadaş: "Kanun yapma sürecinde halkın manevi değerleri dikkate alınmalı"
Soluk borusuna süt kaçan bebek kurtarılamadı
İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kırhan: "Hareketsiz yaşam diyabete ne oluyor"
Balıklıgöl’ün duvar ve su kanalı çöktü
Yapılan zamların ardından halk fakirleşiyor