Birçok ülkede yüz yüze eğitim devam ederken Türkiye'de uygulanan uzaktan eğitim modelinin sağlıklı olmadığını belirten Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir; öğretmenlerin zorlayıcı ve stresli çalışma ortamlarının göz önüne alınarak tedbirlerin arttırılıp bir an önce normalleşme sürecine girilmesi gerektiğini söyledi.
2020-2021 eğitim öğretim yılında öngörülen eğitim modeli ve gelinen süreç hakkında açıklamalarda bulunan Tekdemir, "21 Eylül itibariyle ülkemizde eğitim-öğretim faaliyetleri 6, 7, 10 ve 11'inci sınıflar dışındaki tüm kademelerde yüz yüze eğitime başlandı ve 21 Eylül, 12 Ekim ve 4 Kasım olmak üzere 3 faz şeklinde devam etti. Yalnız eylül ayının başlangıcıyla beraber dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de vaka sayılarında yukarı yönlü bir seyir başladı. Bununla birlikte eğitim ve öğretimde sürekli yeni gelişen durumlara ilişkin bazı tedbirler gündeme geldi ve ilk olarak okul içerisinde tedbirler sıkılaştırılarak devam etti. Daha sonra artan vaka sayıları eğitimcileri de etkileyen bir boyuta ulaşmasıyla ara tatille birlikte eğitim ve öğretime ara verilmesi gündeme geldi." ifadelerini kullandı.
"Ülkelerin birçoğunda yüz yüze eğitim devam ediyor"
Dünya genelinde salgının kontrol altına alınamadığını hatırlatan Tekdemir, "Ama dünya genelinde ülkelerin birçoğunda eğitim ve öğretim yüz yüze şeklinde devam ediyor. Okulları kapatmak yerine daha çok tedbirlerin arttırılması ve ciddi bir yoğunluk kazandırılarak eğitim ve öğretimin devam ettirilmesi yönünde genel bir kabul ve çalışmalar var." şeklinde konuştu.
Yüz yüze eğitimin yerini uzaktan eğitim faaliyetlerinin dolduramadığını söyleyen Tekdemir, "Uzaktan eğitim faaliyetleri; dijital bir dönüşüm, etkileşimli platformlar ve açık kaynaklı bir takım uzaktan eğitim ortamlarının gerekmesinden ötürü buradaki ihtiyacı karşılayabilen ülke sayısı az. Ülkemizde de maalesef dijital dönüşüm alanında yeterli bir alt yapımız yok. Bu altyapı eksikliğinden kaynaklı öğrencilerimizin uzaktan eğitim erişimlerini kolaylaştıracak, bu alandaki imkanlarını arttıracak genel bir tedbir faaliyeti olmadığından burada öğretmen-öğrencilerimizin ciddi anlamda eksiği var." dedi.
"Uzaktan eğitim sağlıklı bir eğitim platformu değil"
Uzaktan eğitimin aslında çok sağlıklı olmadığının altını çizen Tekdemir, "Uzaktan eğitim, dijital dönüşüm ve imkanlar açısından belki telafi edilebilir ama yine de sınıf yönetimini test etmek gerçekten çok güç. Öğrencilerin eğitimini devam ettirmesi, velilerin öğrencinin dersini devam ettirmelerini sağlayacak bilinçte olmasının sağlanması ve teknolojik altyapının bir takım arızi nedenlerden kaynaklı eğitim öğretim sürecini sekteye uğratacak bağlantı probleminin olması gibi nedenlerle uzaktan eğitim aslında çok sağlıklı bir platform değildir. Ama zaruri nedenlerden dolayı burayı tercih etmek veya kolaylaştırmak mümkün olabilir." diye belirtti.
Salgının seyrinin kontrol altına alınamadığından, bunun gerçekten çok dinamik bir yapı arz etmesinden ve ileride nasıl seçenekler çıkaracağının tahmin edilememesinden dolayı uzaktan eğitim altyapısının çok güçlü bir şekilde beslenmesi gerektiğini söyleyen Tekdemir, buna ilişkin tedbirlere yoğunlaşılması gerektiğine, ülke genelinde dezavantajlı bölgelere ağırlık vermek suretiyle öğrencilerin ekonomik imkânlarını ve sosyo-ekonomik koşullarını dikkate alarak genel bir kampanya başlatılması gerektiğine vurgu yaptı.
Tekdemir, "Çocuklarımızın tablet ve bilgisayar ihtiyacını karşılayıp özellikle internet erişimlerini kolaylaştıracak imkânlar sağlamamız lazım. Çünkü hakikaten bu noktada ebeveyn ve çocuklarımızın ekonomik anlamda internet sağlayıcılarına ulaşmaları pek mümkün olmuyor. Devletin bu anlamda dezavantajlı aileleri göz önünde bulundurarak ücretsiz internet erişimlerini temin etmesi gerekir." dedi.
"Okul öncesi öğretmenlerin durumu"
Okul öncesi eğitim kurumlarının da ara tatil uygulamasına dahil edilmesi gerektiğini belirten Tekdemir, "Okul öncesi eğitim kurumlarında 5 gün boyunca 6 etkinlik saati ve her bir ders 30 dakika olacak şekilde eğitim-öğretime devam edilecek. Buna ilişkin de bir itirazımız var. Okul öncesi öğretmenlerimizin bir bakıcı gibi addedilmeleri, özellikle kırsal kesimlerde daha çok köy okullarında sağlıklı bir ortamdan mahrum olacak olmalarının aslında ciddi bir sıkıntı oluşturduğunu bilmemiz lazım." ifadelerini kullandı.
Tekdemir, "Ara tatil gündemine okul öncesi eğitim kurumlarının durumunu katmamız ve bu kademedeki öğretmenlerimizin de ara tatilde olmalarını sağlamamız lazım. Eğer okullar gerçekten eğitim-öğretime devam edecek hazırlıkta ise ve bir beis oluşturmuyorsa tedbirleri sıkılaştırarak bütün kademelerde okullarda yüz yüze eğitimi devam ettirmek lazım. Okullar; sağlık, güvenlik ve salgının seyri açısından bir tehdit oluşturuyorsa bu tehdidin okul öncesi kademelerde görev yapan öğretmenlerimizi de kapsadığını hesaba katmak, ara tatilin gündemine okul öncesi öğretmenlerin durumunu da yansıtmak gerekir." şeklinde konuştu.
Uzaktan eğitim modeli için yeni bir müfredata ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapan Tekdemir, "20 Kasım ile 4 Ocak 2021 tarihleri arasında mutlaka beceri ve kazanım temelli etkinlikler olacaktır. EBA TV'lerden birtakım açık kaynaklı platformlardan uzaktan eğitime devam edilecektir. Fakat burada yine bir müfredat sorunumuz gündeme gelmektedir. Yani normal zamandaki müfredatı uzaktan eğitim de devam ettirmemiz veya kullanmamız çok zor. Ondan dolayı müfredata da bir müdahalede bulunup seyreltmemiz, uzaktan eğitim koşullarına göre uyarlayarak entegrasyon sürecini başarmamız lazım. Bununla birlikte eğitim-öğretimde uzaktan eğitim faaliyetlerini daha fazla imkân ve desteklerle beslememiz lazım." diye belirtti.
"Uzaktan eğitim, öğretmenlerimizi daha çok zorlayan ve stresli çalışma ortamı oluşturan bir yapı"
Uzaktan eğitim modelinde eğitimcilerin karşılaştıkları zorluklara dikkati çeken Tekdemir, "Yüz yüze eğitim faaliyetlerinde görev yaparken öğretmenlerimiz uzaktan eğitim kadar zorlanmıyorlar. Yani uzaktan eğitim faaliyetleri öğretmenlerimizi daha çok zorlayan ve stresli çalışma ortamı oluşturan bir yapı. Çünkü öğretmenlerimiz bir taraftan öğrencilerin derse devamını temin etmek ve velilerin sorunlarına veya sorularına cevap vermek zorundalar, diğer taraftan oradaki teknik aksaklıkları çözme adına farklı bir çaba içerisine girmek durumundalar." ifadelerini kullandı.
Tekdemir, "Bütün bunlar aslında öğretmenlerimizi çok çetrefilli bir çalışma ortamına ve yeni bir stres alanına davet edeceğini gösteriyor. Bunun için tabii öğretmenlerimizin mutlaka burada ellerinden gelenin fazlasını yapacaklarını düşünüyoruz. Uzaktan eğitim faaliyetlerinde öğrencilerin daha fazla canlı derslere katılmalarını sağlayacak, bu noktada velilere gerekli rehberlik faaliyetlerini yapacaklardır. Ancak velilerimizin de öğrencilerimizle birlikte bu uzaktan eğitim sürecine daha aktif katılmaları, öğrencinin derse devam etmelerini sağlamaları gerekmektedir." şeklinde konuştu.
"Tedbirleri arttırarak bir an önce normalleşme sürecine girmemiz lazım"
Uzaktan eğitim faaliyetlerinin içeriğinin zenginleştirilebilmesine ve öğrencilerin desteklenebilmesine rağmen yine de bir öğrenme kaybının meydana geleceğini hatırlatan Tekdemir, "Bu öğrenme kayıplarını telafi etmenin en sağlıklı yolu ve yöntemi veya mecrası sınıflardır, okullardır ve yüz yüze eğitim ortamlarıdır. Onun için her ne kadar bir ara tatil süresince yaşasak da bütün kurallara uyma konusunda tedbirlerimizi arttırmamız, bir an önce tekrar normalleşme sürecine girmemiz lazım. Öğrencilerimiz; en sağlıklı eğitim-öğretim ortamını, en verimli çalışma yöntemini ve kazanımlarını ancak öğretmenlerle birlikte okullarda elde edebilir." diye belirtti.
Yüz yüze eğitime geçilmesi hususunda çalışmaların hızlandırılması gerektiğine vurgu yapan Tekdemir, "Bunun için bir an önce eğitime geçme konusunda adımlarımızı belirlememiz, çalışmalarımızı planlamamız, yüz yüze eğitime devam etmeye uygun koşullar oluşturmamız lazım. Yani bir ara tatilden sonra artık bunun uzamasını beklemeden yüz yüze eğitime nasıl geçebiliriz? Bunların tedbirleri üzerinde milletçe yoğunlaşmamız lazım." ifadelerini kullandı.