Ramazan ayında iş sağlığı ve güvenliği hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, yılın en sıcak günlerinin yaşandığı bugünlerde çalışma hayatında karşılaşılabilecek iş kazalarına karşı dikkatli olunması uyarısında bulundu.
Konuyla ilgili İLKHA’ya önemli açıklamalar da bulunan İş Güvenliği Uzmanı Makine Mühendisi Hülya Varlık, en sıcak günlerin yaşandığı ve Ramazan ayının başladığı bu günlerde, çalışma hayatında karşılaşılabilecek iş kazalarından korunmak için çok daha dikkatli olunması uyarısında bulundu.
“Dikkat dağılması ve konsantrasyon bozukluğu nedeniyle iş kazalarında artışlar oluyor”
Ramazan aylarında dikkat dağılması ve konsantrasyon bozukluğu nedeniyle iş kazalarında da artışların yaşandığına dikkat çeken Varlık, “Bu nedenle güvenlik önlemleri oruç tutan personelin karşılaşabileceği riskler göz önünde bulundurularak arttırılmalıdır.”dedi.
“Sağlık ve güvenlik gözetimlerin Ramazan ayı boyunca arttırılması gerekiyor”
Çalışma ortamındaki sağlık ve güvenlik gözetimlerinin de Ramazan ayı boyunca arttırılması gerektiğini kaydeden Varlık, “Yalnız çalışma kesinlikle yaptırılmamalıdır. Oruç tutan personel sık aralıklarla dinlendirilmeli, dinlenme yerleri rahat ve serin olmalıdır. İşletme ve personel şartları mevzuata uygun ise gündüz yerine gece çalışmaları yapılmalıdır.”diye konuştu.
“İftar ve Sahur da hafif ama tok tutucu gıdalar yenmeli, bol su tüketilmelidir”
Oruç tutmanın neden olduğu açlık ve susuzluğun, kişilerde dikkat dağılmasına, algıda yavaşlamaya ve konsantrasyon bozukluğuna sebebiyet verebildiğine işarete eden Varlık, “Sinirlilik hali yaratabilir. Özellikle ağır işlerde çalışan kişilerde aşırı su kaybı olacağından tansiyon düşmesi ve baş dönmesi yaşanabilir. Bu nedenle çalışanların yeme, içme ve uyku düzenine özen göstermeleri gerekir. İftar ve Sahur da hafif ama tok tutucu gıdalar yenmeli, bol su tüketilmelidir. Sadece iftar da yenilen yiyecekler ile tüm gün oruç tutulmamalı yeterli miktarda beslenilmelidir. 16 saatlik açlığın yaşandığı bu ayda sağlıklı beslenmenin vazgeçilmezi kahvaltı öğünü; yani sahur öğünü asla atlanmamalıdır. İftarda tüketilen ev yemekleri, hamur işi gıdalar, pilav, makarna ve tatlılar açlık ve susuzluk hissini artıracağından sahurda yenilmemelidir. Yeterli sürelerde uyunmalıdır.”uyarılarında bulundu.
Sürekli ilaç kullanmak zorunda olan ya da kalp, tansiyon, şeker hastaları ve kronik rahatsızlığı bulunan kişilerin doktor kontrolünde olmadan mümkünse oruç tutmamalarını öneren Varlık, “Çalışanlar oruç tutarken, sağlık sorunları yanında iş kazaları ihtimallerinin de artabileceğini unutmamalı, alınmış olan önlemlere uymalıdırlar.”ifadelerini kullandı.
Ramazan aylarında yaşanan iş kazalarına dikkat çeken Dr. Oğuzhan Karagül ise iş kazalarının yüzde 88’inin dikkatsizlik, dalgınlık ve bilgisizlik gibi olumsuz nedenlerden kaynaklandığını, buna bağlı olarak Ramazan ayında da iş kazalarında artış yaşandığını söyledi.
Karagül, “İşyerlerinde çalışma süreleri, zaman aralıkları, iş organizasyonu ve görev dağılımları, oruç tutan işçilerin sağlık durumları düşünülerek, gerektiğinde ramazan ayına özel programlarla değiştirilerek revize edilmelidir. 22 milyonluk bir çalışan profiline sahip olan ülkemizde Ramazan ayı ve oruç, iş hayatının da önemli bir gündem maddesini oluşturmaktadır. Ramazan ayının artık yaz mevsimine denk gelmesi, oruç ibadetinin çalışanlarımız tarafından yapılabilmesi için bir takım bilgilerin hatırlatılması ihtiyacını doğurmaktadır. İşçilerimiz, iş güvenliği ile ilgili konuları, böyle özel dönemlerde de çok önemsemeli ve olası bir iş kazasına kapı aralamamalıdırlar.” şeklinde konuştu.
‘İş güvenliği ve dikkat’
İş kazalarının yüzde 88’inin dikkatsizlik, dalgınlık ve bilgisizlik gibi olumsuz nedenlerden kaynaklandığını belirten Karagül, “Türkiye' de yılda ortalama 100 bin kaza oluyorsa bunların 88 bini tehlikeli davranışlardan kaynaklanıyor diyebiliriz. Özellikle ‘iş güvenliği ile dikkat’ birbirinden ayrılmaz ikililerdir. İş kazalarının üçte birlik diliminin ilk çalışma saatlerinde meydana gelmesi de, bu tespiti güçlendiren önemli bir istatistiktir” ifadelerini kullandı.
Ne yapmalı ?
Oruç ibadetinin, kişisel dikkati de etkileyebileceğini dile getiren Dr. Karagül, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Peki, oruç kişisel dikkati etkiler mi? Hiç şüphesiz. Kan şekerinin düşmesine bağlı oluşacak konsantrasyon bozuklukları, çalışanlarımızın işlerine yeteri kadar dikkat gösterememelerini beraberinde getirecektir. Ramazan ayının yaz mevsimine denk geliyor olmasının ortaya çıkardığı iki büyük tehlike mevcuttur. Birincisi gündüzlerin uzunluğuna bağlı olarak 16 saat civarı bir açlık, ikincisi de susuzluktur. Özellikle tansiyon düşüşlerine sebep olması açısından susuzluk, iş güvenliğini tehdit edebilecek bir ciddi faktördür. Bunlarla birlikte dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da uyku düzenidir. İftar-sahur arasındaki sürenin az olmasından kaynaklanan ve vücudun rehaveti ile gece serinliğinin tadını çıkarmak isteyen kişiler, yeteri kadar dinlenmeden bir sonraki güne başlamanın problemlerini yaşamak zorunda kalacaklardır. Bu durum, yorgunluğa bağlı olarak dalgınlığı ve tehlikeli davranışlara bağlı iş kazalarını da beraberinde getirme potansiyeline sahiptir. Tüm bunlara ilave olarak; sindirim sistemi problemleri yaşayanlar, böbrek rahatsızlığı çekenler, kronik hastalıklarla mücadele edenler ve buna benzer özel durumları bulunan kişiler de bu durumlarını göz önünde tutmaları gerekecektir.
Son olarak, bu özel dönemin kayıpsız geçmesi ve trajik bir kazanın yaşanmaması için işyerlerindeki yetkili amirler, işçiler ve işverenler arasında sağlıklı bir anlayış-iletişim ortamının tesis edilmesi gerektiğini belirten Karagül, “Her merci üzerine düşen mesuliyetin farkındalığı ile hareket ederse sağlıklı ve güvenlikli bir şekilde Ramazan ayını tamamlamış huzurlu ve mutlu bir Ramazan Bayramına, ailelerimiz ve sevdiklerimizle birlikte ulaşmış oluruz.” dedi. (Zeki Aras –İLKHA)