Yaz tatilinin bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Eğitimci ve Rehber öğretmen Hasan Yılmaz, yaz tatili nedeniyle çocukların kendilerini bir boşlukta görmesine, kötü çevre edinmesine, internet gibi tuzaklara düşmesine fırsat verilmemesi gerektiğini söyleyerek, ebeveynler ve toplum olarak bu hususta dikkat edilmesi gereken kurallara dikkat çekti.
"iletişimsizliğin en belirgin süreci yaz tatilidir"
Teknolojik gelişmelerin toplumun her kesiminin ilgi odağı haline geldiğini ve özellikle çocukların bu teknolojik gelişmelerden çok etkilendiğini belirten Yılmaz, teknolojinin günlük işlerin bir parçası olduğuna dikkat çekti.
Yılmaz, “Dikkat edilmesi gereken husus ise teknolojinin yıkıcılığı değil yapıcılığı olmalı. İzahlar yapılırken ölçü dikkate alınmalı, ret ve inkâr düşüncesiyle hareket edilmemeli. Çocuklar ve ebeveynler arası iletişim araçları üzerinden iletişimsizliğin en belirgin yaşandığı dönem de yaz tatilidir." dedi.
"Yaz tatili bir fırsattır"
Yaz tatilinin bir fırsat olduğunu vurgulayan Yılmaz, okul döneminde yaşanan koşturma ve stres sonrası çocukların yeni beceriler öğrenmesi ve öğrenilmiş becerilerinin pekiştirilmesi için en uygun zamanında yine tatil dönemi olduğunu söyledi.
Tatilde asıl amacın, hiçbir zaman yaz tatilini okulun üçüncü dönemi haline getirmek olmadığını belirten Yılmaz, tam aksine bu dönemde çocuğun bireysel gelişimi için farklı deneyimlerin yaşanabileceği bir tatil planlamak gerektiğini söyledi.
"Tatilde çocuğun moral tazeleyeceği etkinlikler planlamalı"
Tatilde çocuğun zevk alacağı, moral tazeleyebileceği belirli etkinliklerin planlaması ve çocuğun ilgileri doğrultusunda spor, sanat, gezi gibi etkinliklere yer verilmesi gerektiğini belirten Yılmaz, çocukların yaşıtları ile bir araya gelmesine olanak sağlanmasının da önemli olduğunu söyledi.
Yılmaz, “Bütün gün evde kalıp dinlenme adına bilgisayarda gezinmek veya televizyon önünde film seyretmek çocuğun zihinsel ve psikolojik sağlığı açısından olumlu davranışlar değildir. Oysa sosyal ortamlarda veya açık havada yapılacak etkinlikler bireyin rahatlamasına, yeni kazanımlar edinmesine yol açar." ifadelerini kullandı.
"Çocuklar anlaşılmak ve kabullenilmek isterler"
Çocuğun olumlu bir davranış geliştirmesi ve tatilini iyi değerlendirmesinin aile ile çocuk arasındaki samimiyet derecesi ile orantılı olduğunu söyleyen Yılmaz, ebeveynlerin birçoğunun, çocuğu birey olarak tanımadan ziyade kendi beklentilerini, hayallerini üzerinde görmek istediği bir fırsat olarak değerlendirmesinin de çocukta gerçekçi olmayan yaklaşımların yaşanmasına neden olabileceğini söyledi.
Yılmaz, “Oysa çocukla kurulacak sağlıklı iletişim, etkili dinleme ve paylaşım şikâyet edilen birçok iletişim sorunlarını ortadan kaldırır. Unutmamak gerekir ki; çocuklar eleştirilmekten çok anlaşılmak ve kabullenilmek istemektedirler. Bunun yolu da ortak davranış ve yeni bir dil geliştirmekten geçer. Çocuğunuzla seçtiğiniz kitapları okuyup üzerinde tartışmak, birlikte alışverişe çıkıp istediği şeyleri kendinin seçmesine izin vererek ortak paydada buluşabiliriz. Ortak paydada buluştuğumuzda somut işlemlerden soyut kazançlar elde edeceğimiz iklimlere ulaşabiliriz. Bu iklim çocukların unutamayacağı değerlerin kazanıldığı iklimdir. Özellikle değerler ikliminin tatile denk geliyor olması, birçok aile için bulunmaz bir fırsattır." tavsiyelerinde bulundu.
"Çocukların maneviyatına katkı sağlanmalı"
Mübarek gün ve gecelerden çocukların daha çok istifade edebilmesi için çocuklarla birlikte bu tür yerlere yönelik ziyaretler ve gezilerin düzenlenmesinin önemli olduğunu belirten Yılmaz, orucun tutulduğu bu günlerde, çocuklarla birlikte farklı camilerde namaz kılmak, mevlit dinlemek, türbeleri ziyaret etmek vb. faaliyetlerde bulunmanın çocukların sosyal ve manevî gelişimine katkı sağlayacağını söyledi.
"Yaz tatili iki eğitim dönemi arasında bir köprü görevi görmelidir"
Yaz tatillerinin sanılanın aksine öğrenme sürecinin askıya alındığı bir dönem olmadığını belirten Yılmaz, konuşmasını şöyle bitirdi:
“Yaz tatili hem öğretmenler hem de öğrenciler için yeni hazırlık sürecidir. Yaz tatili iki eğitim dönemi arasında bir köprü görevi görmelidir. Çocuğun okul sürecinden kopması anlamına gelmemelidir. Bu nedenle okulda kazanılmış becerilerin günlük hayatta tekrarını yapabilme fırsatı olarak da görmek önemlidir." (Nihat Kanat-İLKHA)