İnsanoğlunun biricik sermayesi ömrüdür, ne kazanacaksa elindeki bu ömür sermayesiyle kazanacaktır. Bir başka deyişle, işlemesi gereken ham maddesidir ömür.
Şu ömür denen sermayeyi gelin biraz daha somutlaştıralım, uzun akşamlar diyelim adına. Öyle değil mi? Şöyle bir hesap edin, ekim ayıyla birlikte elimizde oldukça uzun akşamlarımız var. Mutlaka ama mutlaka değerlendirmeliyiz. Akşam namazını kıldıktan sonra buyurun hodri meydan, yatıncaya kadar neler yapılmaz ki.
Bir müthiş sermayeyi değerlendirebilmenin olmazsa olmaz şartı, önceden bir program yapmak, gündüzden o programa odaklanmak, akşamı iple çekmektir.
Yapmamız gerekenlerin başında elbette okumak ve seviyemizi yükseltmek gelmektedir.
Akşamı tam anlamıyla değerlendirebilmek için bölümlere ayırmalıyız. Bölümler derken sadece miktarı kast etmiyorum.
Her şeyden önce insan kendisini iyi öğrenmelidir. Hangi saatlerde hafızası iyi çalışıyor, okuduklarını iyi anlıyor, hangi saatlerde ağırlaşıyor, bunları iyi tespit etmelidir.
Hatta normal Kur’an tilavet etme saatiyle, ezber yapma, mevcut ezberleri tekrar etme, Kur’an’ı anlamaya yönelik saatlerin her birisinin kedine mahsus olduğunu unutmayalım.
Yatsı namazı için camiye gitmiyorsak ona da en verimli bir bölüm ayırmalıyız.
Bunları konuşurken belki çoğumuzun aklının köşesinde televizyon var; “peki, televizyon ne olacak?” diyoruz. Bu konuda söylenecek çok şey var fakat bir kaç noktaya işaret edelim.
Diyelim ki izlediğimiz kayıtlı kanallarda fazla ahlaksız sahneler yok. Asıl bizim anamızı ağlatan bu değil mi, fazla kötü bir şey yok diye akşamlarımızı kaptırmıyor muyuz? Türkiye televizyonlarının en korkunç yönü, en iyi bildiğimiz dizilerin bile saatlerce sürmesinden daha büyük bir cinayet olabilir mi?
En büyük ve yegâne sermayemizi elimizden alan düşman en büyük düşman değil de nedir? Tartışma programlarının zaten gecenin hangi saatinde bittiğinden bile haberimiz olmuyor.
Lütfen hiç değilse şu andan itibaren bu sermayemizi sahiplenelim.
Up uzun akşamlara sahip en az altı ay var önümüzde, neler yapılmaz ki. Bilmem aynı fırsata bir daha ulaşabilecek miyiz?