HÜDA PAR Adana İl Başkanlığı, Dünya Kudüs Günü münasebetiyle basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasını okuyan HÜDA PAR Adana İl Başkanı Veysel Yavuz, Müslümanlar arasında vahdetin sağlandığı gün Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşacağını söyledi.
Cuma namazına müteakip 5 Ocak Meydanı’nda gerçekleşen basın açıklamasına, HÜDA PAR Adana Milletvekili Adayları, STK başkanları ve vatandaşlar katıldı.
Adana’da termometrelerin 40 dereceyi gösterdiği sıcak havada basın açıklamasına kadın ve çocukların da katılımı dikkat çekti.
Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından basın açıklamasını okuyan HÜDA PAR Adana İl Başkanı Veysel Yavuz, “Bugün gündemimizde yine Kudüs var! Kudüs, sadece bugünün ve bizim değil, İslam tarihi boyunca tüm zamanlarda gündemde olmuştur.” diyerek Kudüs’ün Müslümanların gündeminden hiç düşmeyeceğine işaret etti.
“Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'den sonra yeryüzündeki en faziletli mesciddir.”
Kudüs’ün tüm zamanlar için mukaddes bir şehir olduğuna dikkat çeken Yavuz, “Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'yı bağrında barındırması ve Peygamberimizin İsrâ ve Mirac mucizesine şahit olması bu üstünlüğünün sebeplerinin başında gelir. Etrafıyla beraber bereketli kılınmış olan Mescid-i Aksa, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'den sonra yeryüzündeki en faziletli mesciddir. ” dedi.
“Siyonistler coğrafyamızın akan kanın asıl müsebbibidir”
Siyonistlerin, mukaddes topraklarda işlediği katliam, vahşet ve süregelen işgaline dikkat çeken Yavuz, “Tarih boyunca İslam milletlerine olmadık zulümler yapıp, acılar yaşatan israiloğulları, bugün başta Kudüs olmak üzere coğrafyamızın hemen her yerinde akan kanın asıl müsebbibidir. Yaptıkları zulümlerden dolayı her defasında büyük belalara duçar olan israiloğulları; geçmişlerinden, atalarının akıbetinden ders almayarak insanlığı yine tehdit ediyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Mavi Marmara katliamını unutmadık”
israilin katliamlarının tarih boyunca unutulmayacağını ifade eden Yavuz, “Ne 1948'deki Deir-Yasin katliamını ne 1981'deki Beyrut ne 1982’deki Sabra-Şatilla katliamını ne 1994'teki El-Halil katliamını ne Cenin ne Gazze ve ne de Mavi Marmara katliamını unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. İhanetin bedelinin ödetildiği Hayber'i, 2006 daki 33 gün savaşını, 2009 Furkan savaşı zaferini de unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bizler Selahaddin ve Abdulhamid’in torunları olarak bu meydandan İslam Ümmeti'ne sesleniyoruz. Karanlık, şafağın sökmesiyle yok olacaktır. Zulüm hak güçlenince bitecektir. Müslümanlar, kardeş olduklarının farkına vardığında, birbirini ötekileştirici, çatışmacı dili bıraktığında, namlularının yönünü birbirlerine değil de küfre doğru yönelttiklerinde küfür karşımızda mağlup olacaktır.” diye konuştu.
“Kudüs, bizim birleşmemizi beklemektedir”
“Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa'nın işgalden kurtulmasını, siyonist esaretin sonlanmasını istiyorsak ilk hedefimiz vahdet olmalıdır.” diyen Yavuz sözlerine şöyle devam etti:
“Kudüs, bizim birleşmemizi beklemektedir. Biz kendi aramızda birlik kuramazsak bu zillet hali ve yaşadığımız bu acılar katmerlenerek sürecektir. İslam beldelerinin ve kutsallarımızın çiğnendiği artık yetmez mi? Toprağı bedenlerimizle ve kanlarımızla doyurduğumuz artık yetmez mi? Bütün bu suskunluk neden? Olup biten mezalimi sadece izlemek neden? Çocukların-kadınların çığlıklarına duyarsız kalmak neden? Artık silkinmenin vakti gelmedi mi? Birlik olmanın, küfrün tüm şubelerine karşı tek cephede mücadele etmenin vakti gelmedi mi?”
Müslüman coğrafyasındaki zulme ve kana dikkat çekerek sözlerini sürdüren Yavuz, “Filistin olacağız, Kudüs-Gazze olacağız. Irak-Suriye olacağız. Mısır-Afganistan-Lübnan-Keşmir-Çeçenistan-Arakan-Yemen-Doğu Türkistan olup zalimlerin başlarına ateşler gibi yağacağız. Yeter ki birlik ve bütünlüğümüz olsun. Yeter ki kardeşliğimiz pekişsin.” dedi.
“İslam ülkelerinin idarecilerine de çağrımız”
İslam ülkelerinin idarecilerine de çağrı yapan Yavuz, “Nedir bu zillet haliniz? Prangalarınızdan ne zaman kurtulacaksınız? Esareti bu kadar mı kabullendiniz? Neden idare ettiğiniz toplumlarınızın sesini duymuyorsunuz? Neden müntesibi olduğunuz İslam'ın izzetine göre hareket etmiyorsunuz? Neden hâlâ siyonistlerle ve onun topraklarımızdaki uzantılarıyla askeri ve iktisadi iş birlikleri yapıyorsunuz? Daha önceleri de defalarca taleplerimizi dile getirdik. Bunları yineliyoruz: Artık siyonistlerle olan askeri ve ekonomik iş birliklerini sonlandırın. Kudüs'ü bir bütün olarak Filistin'in başkenti ilan edin ve buna ilişkin pratik adımlar atın. Yıllardır büyük sıkıntılar çeken, saldırılara uğrayan Gazze'nin üzerindeki ablukanın kalkması için her türlü baskıyı oluşturun. Siyonist sermayenin ülkenizde ticaret yapmasına izin vermeyin. Filistin topraklarını işgal altında tutan siyonistlerin meşru olmayan rejimini tanımaktan da vazgeçin… Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın özgür kalmasında samimi olanlar, bu pratik adımları atmalıdırlar. Şikâyet ve sitem, hamaset, icra makamında olanların işi değildir. Hükümet edenler bunun gereğini yapmakla mükelleftir. Yoksa bu mazlum halkın eli hem dünyada hem ahirette siz yöneticilerin yakasında olacaktır.” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
İLKHA