Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa ve Peygamberler diyarı Kudüs.. Her mü’minin kalbinde acı bir hasret, o hasretle beraber Yahudi’ye karşı duyulan büyük bir kin, nefret ve intikam duygusu…
İslam’da yeryüzünün en faziletli mekânları şüphesiz camilerdir. Öyle ki camiler İslam da sembolik olarak Allah’ın evleri olarak adlandırılmıştır. Camilerin de en faziletlileri Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa’dır. Resulullah Efendimiz “Bir adamın kendi evinde kıldığı namaza bir namaz sevabı verilir. Oturduğu beldenin camisinde kıldığı namaza yirmi beş kat, cuma namazının kılındığı camide kıldığı namaza beş yüz kat sevap verilir. Mescid-i Aksa ve Mescid-i Nebevi ‘de kıldığı namaza elli bin kat, Mescid-i Haram’da kıldığı namaza ise yüz bin kat sevap verilir” demektedir. (İbn-i Mace)
Mü’minlerin annesi Meymune: “Ey Allah’ın Resulü, bize Mescid-i Aksa hakkındaki hükmü bildirir misin?” diye sordu. Resulullah: “Oraya (Mescid-i Aksa’ya) gidin ve içinde namaz kılın. Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin” dedi. (Ebu Davud)
Resulullah bu hadisi söylerken Kudüs bölgesi “darül harp”te bulunuyordu. Yani düşman elindeydi. Ancak buna rağmen Efendimiz orada namaz kılmayı teşvik etmiş ve Müslümanları, oraları İslam toprağı yapmak için girişimde bulunmaya teşvik etmiştir. Burada zeytinyağı bir semboldür. Yapılması istenen ise Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya önem verilmesidir, Müslümanların eline geçmesi için çalışılması, yapılan çalışmalara herhangi bir şekilde destek olunmasıdır. Müslümanların bu tavsiye doğrultusunda Filistin topraklarına sahip çıkmaları ve bu konuda ellerinden hiçbir şey gelmiyorsa bile en azından Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için mücadele eden Müslümanlara bir kurşun olsun göndermeleri gerekiyor. İşte Efendimizin “zeytinyağı”yla sembolize ettiği şey budur.
Peki, Yahudilerin ağlama duvarı hikâyesi nedir? Onların uydurmasına göre söz konusu duvar, siyon mabedinin son kalıntısıdır. Yahudiler kaybettikleri mabet için bu duvarın önünde ağlayıp siyon mabedini ve Süleyman Heykeli’ni yeniden inşa etmek amacıyla intikam yeminleri yaptıklarından bu duvara Ağlama Duvarı adını vermişler. Siyonistler bu konudaki niyetlerini de gizlemiyorlar. Örneğin hahambaşı Mordohay Elyahu bu konudaki niyetlerini şu şekilde dile getirmişti: “Biz bu camiyi yıkmak, onu buradan tamamen silmek ve yerine Süleyman Heykeli’ni inşa etmek istiyoruz.” Ünlü Haham terörist Meir Kahane de israil parlamentosu üyeliğine seçildiğinde, Süleyman Heykeli tepesinde Yahudilerin ibadetlerine önderlik etmek ve Mescid-i Aksa ile Kubbetu’s-Sahra’nın yıkılması için mümkün olan her yola başvuracağı üzere yemin etmişti. Haham Şalom Harokohin ise: “Diasporadaki Yahudilerin bir araya gelmelerinin en önemli sebebi siyon mabedinin yeniden inşa etmektir” demişti.
Yahudiler, işte bu amaçlarına ulaşmak için yıllardır sinsice çalışmaktalar. Mescid-i Aksa’yı yıkmak için bir köstebek gibi yerin dibinden bütün etrafını oymuşlar. Mescid-i Aksa’nın halen ayakta olması aslında bir mucize. Ancak anlaşılan Yahudiler, Müslümanların bugünkü perişan hallerinden de istifade etmek suretiyle artık bu muratlarına ermek için son darbeyi vurmaya karar vermişler. 2 hafta önce israil askerlerinin sudan bahaneler üreterek kirli postallarıyla Mescid-i Aksa’nın mahremiyetini çiğneyerek, caminin içine girmeleri ve orada Kur’an-ı Kerim dâhil Müslümanların bütün kutsallarını çiğnemeleri aslında koma halinde olan İslam ümmetinde herhangi bir varlık alametinin olup olmadığın denemek içindi. Hamd olsun İslam ümmetinin koma hali bile onlara yetiyor. Aynı gün Doğu Kudüs`te bir Filistinli, aracını israilli yayaların üzerine sürerek, 18 Kasımda ise iki Filistinli, batı Kudüs’teki bir sinagoga misillemede bulunarak, Yahudilerin kalbine korku düşürdü ve Yahudilere İslam ümmetinin komada olsa bile hala ölmediğini ve Mescid-i Aksa ile Kudüs’ün kutsallarını yağmalamaya izin vermeyeceklerini gösterdi.
Yapılan eylemlere başta HAMAS olmak üzere bütün Filistinli cihat gruplarını ve dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanların destek ve tebrik açıklamaları ise Yahudi’nin yüzüne vurulan, İslam ümmetinin tokadı ve “Aklını başına topla, yoksa…” mesajı olarak tarihe geçti. Yine bu durum, yıllardır iç çekişmelerle perişan olan İslam ümmetinin Mescid-i Aksa etrafında yeniden birlik olup ortak düşmana yönelme umutlarını bir kez daha yeşertti. Ne dersiniz, olur mu? Olmazları olduran, ölüden diriyi, geceden gündüzü çıkaran Allah’tan niyazımız, Mescid-i Aksa’yı Ümmetin birliğine vesile kılmasıdır.