Aile kurumunu hedef alan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tepkiler gelmeye devam ediyor. Van İmam-Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği (Van ÖNDER) Başkanı Mehmet Emin Akan, yaptığı açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi üzerinden yapılan dayatmaları reddediyoruz.” dedi.
Son günlerin tartışmalı konularından biri olan İstanbul Sözleşmesi'nin çözüm uygulamalarının aile içi şiddeti sona erdirmediğini, aile yapısını iyileştirici ve onarıcı uygulamalar getirmediğinin net bir şekilde ortaya çıktığını ifade eden Akan, Türkiye’nin bu sözleşmeden çekilmesini talep ettiklerini söyledi.
Akan, ailenin korunması aile içi şiddete karşı taviz verilmeksizin kadın ve erkek şiddeti mağduru tüm bireylerin toplumun beklentilerine uygun iç hukuk mevzuatıyla korunması gerektiğini sözlerine ekledi.
“Değerlerimizi yok sayan dayatmaları reddediyoruz”
İstanbul Sözleşmesi’nin aile ve ahlak yapılarına ciddi zararalar verdiğini dile getiren Akan, şunları söyledi:
“Aile, toplumumuzun temeli, geleceğimizin ve nesillerimizin teminatıdır. Toplumu oluşturan aile ile ilgili öğretiler İslam'ın ve diğer semavi dinlerin emir ve buyruklarıyla gelmiştir. Bizim aileye, özünde insana bakışımızı, temel değerlerimizi belirleyen dinimizdir. Bu ön kabul ve değerlendirmeden sonra aileyi oluşturan kadın ve erkeğin her tür hak ve hukukunun korunması gerektiği açıktır. Aile içi ve aile dışı. Ne olursa olsun, şiddetin her türlüsünü reddediyoruz. Her bireyin hakkını ve hukukunu koruma noktasındaki düşüncemiz, konu kadın ve çocuklar olduğunda daha da belirginleşiyor. Şiddete uğrayan bireylerin haklarının korunması amacıyla imzalanan İstanbul Sözleşmesi’ni inanç, gelenek ve değerlerimizi yok sayan dayatmalardan dolayı reddediyoruz. Şiddetin yaşanmaması ve şiddete uğramış bireylerin korunması temel kabulümüzdür, ancak bu konunun uluslararası sözleşmelerden ziyade iç hukuk yollarıyla teminat altına alınması gerektiğini düşünüyoruz. Sözleşmenin temel ahlaki değerlerimizle örtüşmeyen "toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelim" konusundaki dayatmaları kesinlikle kabul edilemez. Toplumsal cinsiyet rollerinin reddini içeren belge geniş anlamda değerlendirildiğinde marjinal grupların propaganda gücünü arttırmış ve bu düşüncelerin toplumda normalleşmesine kapı aralamıştır. Sözleşmenin eşcinselliği yaygınlaştırıcı ve makulleştirici yaklaşımına karşı çıkmak insan neslinin korunması açısından vazgeçilmezdir.”
“Şiddet aile ve toplumun düşmanıdır”
Şiddetin ailenin olduğu kadar toplumun da düşmanı olduğunu ifade eden Akan, “Aile yapımızı güçlendirecek sosyal, iktisadi ve hukuki önlemler mutlaka alınmalıdır. Yapılacak yasal düzenlemeler ise geniş bir toplumsal mutabakat üzerinden gerçekleştirilmelidir. Aile ve toplum yapımızla örtüşmeyen cinsiyetsizlik ve bir kısım lobilerin dayatması olan bu sözleşmeden Türkiye imzasını çekmelidir. Bu konuda atılacak adımları destekliyor ve bir an önce harekete geçilmesini istiyoruz.” dedi.
İLKHA