Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) ve Van AFAD işbirliği ile düzenlenen ‘Van’da Deprem Farkındalığını Geliştirme Sempozyumu’ YYÜ Prof. Dr. Cengiz Andiç Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği ve Afet Yönetim Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, İstanbul’da büyük bir deprem beklediklerini belirtti.
Sempozyuma Van Vali Yardımcısı Vefa Kaya, YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Van İl Afet ve Acil Durum Müdürü Osman Uçar, Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Nevzat Gün, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Açılış konuşmasını YYÜ Güvenlik Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Esvet Akbaş’ın yapmasının ardından kürsüye gelen Prof. Dr. Battal, deprem döneminde yaşadığı anıları anlattı.
Prof. Dr. Battal, “Afetler çok önemli. Ülkemiz afetler ülkesi. Bunun altını çizmek lazım. İdareciden ev reisine kadar herkesin hangi konuda nasıl hareket etmesi gerekiyor bilmesi lazım. Afetler başımıza geldiği zaman onu çok hızlı düşünmek zorundasınız. Bütün Türkiye'ye öğrencilerimizin bir hafta izinli sayılacağını bildirdik. Sonra öğrencilerimizi evlerine gönderdik. Bizi arayan öğrencilerin velileri ve personelimizin yakınları rahat bir nefes aldı.” dedi.
Sempozyuma konuşmacı olarak katılan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği ve Afet Yönetim Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise “Afet yönetiminde bardağın boş tarafına bakılır. Çok şey yaparsınız ama en ufak bir şeyi unuttuğunuzda her şey mahvolur. Afet, yönetimi beklenmeyeni yönetmektir. Sürprizlerle doludur. Önemli olan sizin onu yönetmenizdir. Türkiye’de depremler çok sık olunmuyor ama acil durumlar çok olur. Acil durumlar her gün olduğu için polis, itfaiye ve ambulans gidip bunun altından kalkıyor. Çünkü tecrübe edinebiliyorlar. Ama afetler çok nadir olan çok yıkıcı olaylardır. Burada deneme yanılma yönetimini anlamak çok zor. O yüzden sizin tecrübelerinizden yararlanılması gerekiyor veya dünyanın bir yerinde gidip görmek gerekir. Burada bir deprem olduğu zaman Japonlar buraya gelir. Neler yapıyorlar, neyi yanlış yapıyorlar diye bakarlar." diye konuştu.
Sizler depremi atlattınız ama biz İstanbul’da büyük bir deprem bekliyoruz.” diye konuştu.
“Afet yönetimi en kötü senaryoya hazırlanmaktır”
İstanbul'da büyük bir deprem beklediklerini belirten Prof. Dr. Kadıoğlu, “Afet yönetimi en kötü senaryoya hazırlanmaktır. Bizim en kötü senaryomuz Marmara’da ki fay hattının boydan boya kırılmasıdır. Eğer adalarda deprem olsa bu bizim için en iyi senaryo. En kötü senaryo bu biz buna göre hazırlamamız gerekiyor. İstanbul’da bir depremin olması Türkiye’nin gayri milli hasılasının 3’te 1’ni yok ediyor. Türkiye kalkınmak için, ihracat için yapmadığını bırakmıyor. Ama bir deprem olursa okyanusu geçerken Marmara denizinde boğulacağız. Türkiye’nin en büyük korkusu budur. Türkiye’de afet yönetimi bir arama kurtarma problemi değil, bir kalkınma problemidir. Eğer biz bütün bu yaptığımız alt yapıyı fabrikaları, sanayisi bölgesini Marmara’da kaybedersek Türkiye’nin kalkınmasına büyük bir sekte vuracaktır." şeklinde konuştu.
"Bir ülke kalkınmak istiyorsa önce afetlere hazırlıklı olması gerekiyor"
"Kalkınmamış ülkelerde afetler çok büyük zarar veriyor." Kadıoğlu, şöyle konuştu: "Bir yoksulluk tuzağıdır afetler. Bir türlü bu ülkeler kalkınamaz. Kalkınmış ülkeler çok kolay bir şekilde bunu atlatıp yoluna devam eder. O yüzden afet yönetimini bir kalkınma problemi olarak karşılamamız gerekiyor. Bir ülke kalkınmak istiyorsa önce afetlere hazırlıklı olması gerekiyor. Ondan sonra biz bu kriz yönetiminden vazgeçmemiz gerekiyor. Kriz yönetimi tek başına uygulanamaz, öyle bir yönetim yok.”
Afet yönetiminin kalbi riskleri azaltmak olduğunu dile getiren Kadıoğlu, “Afet yönetimi risk, zarar azaltma yöntemidir. Sizin yapmanız gereken şey, ben burada yönetici olsam, ilk yapmanız gereken şey paranın yüzde 70’ni buraya harcamam gerekiyor. Afet olmadan önce Mevcut afet riskleri ben nasıl azaltırım. Azaltacaksınız mümkün olduğu kadar geri kalan işlere hazırlık yapacaksınız. Bakın Türkiye’de biz böyle yapmıyoruz, mevcut tüm riskler için hazırlık yapıyoruz. Örneğin İstanbul’da deprem olduğu zaman 34 bin tane ağır hasarlı bina bekleniyor. Bu en iyimser senaryo ve bakın 34 bin bina için hazırlık yapabilir miyiz? Bu 34 bin bina başına 10’ kişilik belki de 20 kişilik 34 bin kişilik arama kurtarma ekibi bulabilir miyiz? Böyle bir şey ne Samanyolu galaksisinde ne de dünyada yoktur. Mars’ta, Venüs’te bulup getiremezsiniz.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin kriz yönetiminden risk yönetimine geçmesi şart”
Depremden sonra tedbirlerin sadece sivil savunma veya AFAD’ın görevi olmadığını, bunun herkesin bireysel güvenlik sorumluluğu olduğunu belirten Kadıoğlu, “Şimdi biz İstanbul’da afetlere hazırlanıyoruz güya, tabi bu da teorik olarak mümkün değil. 34 bin binanın başına 34 bin arama kurtarma ekibi koyamayız. Afet yönetimi işte burada, yönetilebilir. Biz bunu bin bina indirirsek, zarar azaltmayla risk azaltmayla bin bina için hazırlık yapabiliriz, yoksa tamamen hayal. Afet yönetimi bazı ilkeleri var, bütün tehlikeleri dikkate alacaksınız. Afet yönetiminin tüm evrelerini dikkate alacaksınız, sadece müdahale değil, zarar azaltma çok önemli, hazırlık önemli. Herkes burada görevlidir. Sadece sivil savunma veya AFAD’ın görevi değil, sizin bireysel güvenlik sorumluluğunuz bu. Bunu başkasına havale edemezsiniz. Afat yönetimiz 4 evreye indirgemişiz. Bunlardan en önemlisi risk azaltmak, ama maalesef Türkiye’de en önemlisi de budur. Türkiye’de bu zihinsel dönüşümü tam gerçekleştiremedik.” dedi.
Yapılan konuşmanın ardından YYÜ Güvenlik Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Esvet Akbaş’ın moderatörlüğünde sırasıyla Yrd. Doç. Dr. Sema Kaptanoğlu ‘Deprem konusunda kırsalda insanımızı bilinçlendirme ve farkındalığı geliştirme’, Şefik Taş ‘Afet müdahale planı’ Yunus Akıncı ‘Afet ve iletişim’ ve Dilek Balta ise ‘112 acil çalışma prensibi’ konularında bilgiler sundu.
Program Van Sağlık İl Müdürlüğü, YYÜ, AFAD, Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) tarafından temsili olarak kültür merkezi önünde tatbikat gerçekleştirildi.
İLKHA