VAN- Demokratikleşme paketi ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Hür Dava Partisi Van İl Başkanı Rasim Sayğın, AK Parti Van İl Başkan Vekili Abdulhakim Karabıyık ve Saadet Partisi Van İl Başkanı Özay İlhan, paketin genel anlamada olumlu olduğunu ancak beklentileri karşılamadığını belirttiler.
"Paket beklentileri karşılamaktan uzaktır"
İktidar partisinin paket öncesinde yaptığı açıklamalarda ciddi bir beklenti oluşturulduğunu belirten Hür Dava Partisi Van İl Başkanı Sayğın, paketin Türkiye'yi ağırlıklarından atacak bir paket olmadığını ancak bu anlamda atılmış bir adım olduğunu belirterek, "Paket içeriğine baktığımızda Toplumun beklentilerini karşılayacak tarzda bir paket olmadığı açıktır. Fakat olumlu yönde bulduğumuz bir takım değişiklikler var. Her şeye rağmen yapılan değişiklikleri olumlu karşılamaktayız. Eksikliklerine rağmen. Bu yönlü çalışmaların ilerletilmesi açısından bir ilk adımdır diyebiliriz. Beklentileri karşılamaktan uzaktır. Ancak her şeye rağmen toplum gündeminde olan bir takım ciddi sıkıntıların giderilmesi anlamında olumludur." dedi.
"Siyasi partilerle ilgili olarak yapılan değişiklikleri olumlu ama…"
Siyasi partilerle ilgili olarak yapılan değişiklikleri olumlu ancak eksik bulduklarını ifade eden Sayğın, "Özellikle beldelerde teşkilatlanma zorunluluğunun kaldırılması yönüyle olumlu anlamda bir düzenlemedir. Fakat çok da ciddi bir değişiklik olmadığını söylemek gerekir. Yani önümüzü açan ciddi anlamda siyasi yasakları kaldıran tek tipçi anlayıştan partileri kurtaran bir paket olmadığı açıktır. Yine partilerle ilgili olan Yüzde 3 lük bir hazine yardımı söz konusu bu da mecliste var olan portreyi değiştirecek bir görünüm arz etmiyor. Zira yüzde 3'ün altında oy alan partiler yine bundan faydalanamacak. Farklı dillerde propaganda hakkını da olumlu karşılıyoruz. Zaten partiler bunu bölgelerimizde yapıyorlardı. Kimi cezai müeyyidelerle karşılaşabiliyordu. Bunu resmiyete bağlamaları olumludur." şeklinde konuştu.
Ana dilde eğitim ve Başörtüsü konusunda hükümet çekingen davrandı?
Ana dilde eğitim ile ilgili yapılan çalışmaların bir anlam ifade etmediğini ancak bir ön çalışma olarak değerlendirilebileceğini belirten Sayğın, şunları söyledi "Ana dilde eğitim noktasında bizim partimizin görüşü bu hakkın verilmesi gerektiğidir. Ücretsiz olarak. 12 yıllık zorunlu eğitim sürecinde ana dilde eğitim olanağı getirilmelidir. Bunun ücrete bağlanması haksızlıktır. 'Parası olan okusun' mantığı yanlıştır. Devletin vatandaşına bu gözle bakması ayrı bir yanlış ayrı bir ayıptır. Ancak devletin ana dile yaklaşımı ve bir ön kabulü açısından bu önemsenebilir. Başörtüsü ile alakalı olarak hükümet yaklaşık olarak 11 yıldır iktidardadır ve bununla ilgili halkın ciddi bir talebi söz konusudur. 2013 yılı içerisinde 13 milyona yakın bir imza toplandı ve bu imzalara rağmen bir adım atılmadı. En son bu paket kapsamına alındı fakat atılmış olan bu adımı her ne kadar olumlu karşılasak bile başörtülülerin yargısal anlamda dışta tutulması bir ötekileştirmedir. Var olan zulmün başka bir versiyonudur. Başörtüsü bir temel haktır. Bir inanç meselesidir. Bu hayatın her alanında zorunlu olarak verilmelidir hiç kimsenin Allah'ın emrettiği bir husussu kanunla yasaklamaya hakkı ve cüreti yoktur"
"Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanununda değişiklikler yapılmalı"
28 Şubat sürecinde sadece camilere gittikleri için ceza alan insanların olduğuna da dikkat çeken Av. Sayğın, "Bu toplumda ciddi bir rahatsızlık oluşturmaktadır. Şiddete bulaşmayan eline silah almayan siyasal düşüncesinden dolayı hala mahkûmiyeti bulunan insanlar var. Siyasal anlamda tutuklu bulunan insanların geneli Müslüman ve Kürt kökenli insanlardır. Dolayısıyla bunların hem dinleri hem de dillerinden dolayı ceza almaları söz konusudur. Biliyorsunuz 28 Şubat sürecinde insanlar sırf camilerde dersler veriyor diye tutuklandılar. Mahkûmiyet aldılar. Bu tür yaraların iyileştirilmesi gerekmektedir. Bunlar yapılmadan atılacak adımlar eksik kalacaktır. Özellikle Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanununda değişikliklerin yapılması gerekirdi." şeklinde konuştu.
Andımız ve başörtüsü gibi birçok problemin çözümünün kendi parti programlarında yer aldığına da değinen Sayğın, Bu anlamda ciddi olarak siyaset yaptıklarını eksiklikler noktasında muhalefetlerinin devam edeceğini ifade etti.
"Devlet zihniyetini değiştirmelidir"
Andımızın kaldırılmasının önemli olduğunu ancak bu noktada devlet zihniyetinin değişmesi gerektiğinin altını çizen Sayğın, "Bugün için halen birçok yerde Türklüğe vurgu yapan ibareler vardır en başta Van ilimizde şehrimize nazır bir bölgede 'ne mutlu türküm diyene' yazısı durmaktadır. Burada böyle bir yazının bulunması var olan bir zihniyetin devamını göstermektedir. Dolayısıyla devlet zihniyetini değiştirmelidir"
"Sadece PKK'ye yönelik adımlar atılırsa PKK ile barışmış olursunuz Kürt halkı ile değil"
Başbakanın bu paketlerin devamının geleceği sözüne atıfta bulunan Sayğın, bu paketlerin devamında Kürt halkının tamamının değerlerini göz önüne alan Kürtlerin Müslüman kimliğini ön planda tutan adımlar atılmalıdır. Bu adımlar bir kesime yönelik olmamalı. Sadece PKK ye yönelik adımlar atılırsanız PKK ile barışmış olursunuz. Kürt halkı ile barışmış olamazsınız." ifadelerine yer verdi.
Türkiye'de iç içe geçmiş bir problemler yumağının olduğunu sözlerine ekleyen Hüda-Par Van İl Başkanı Rasim Sayğın, bir sorunun çözülüp diğerinin göz ardı edilmesinin doğru olamadığını bu sorunların temelli çözümünün anayasadan geçtiğini ve Anayasanın bir bütün olarak değiştirilmesi gerektiği tespitinde bulundu.
"Paket genel anlamda kabul gördü"
Demokratikleşme paketinin sadece Ak Parti ya da Başbakanı ilgilendirmediğini toplumun geneline yönelik bir paket olduğunu belirten AK Parti Van İl Başkan Vekili Abdulhakim Karabıyık da paketin genel anlamda kabul gördüğünü belirterek, "Ancak insanları tam anlamda memnun etmek mümkün değildir. Kaldı ki bu şartlarda toplumun yüzde yüzünü memnun etmeniz hiç mümkün değildir üç muhalefet partisi var. Bu paketin içeri daha açıklanmadan bunlar eleştirmeye başladılar. Bunun dışında halk dün açıklanan reform paketine destek verdi. Bu da memnuniyet vericidir." dedi.Karabıyık, "Biz de yeterli bulmuyoruz ki Sayın Başbakanımız da bunu aynen defalarca söyledi. Başbakanımızın açıkladığı demokratikleşme paketinin başlıklarını 11 yıl önce gündeme getirseydi. O başbakanı direk ipe götürürlerdi. Ama gelinen bu noktada nereden nereye gelindiğini görüyoruz." şeklinde konuştu.
"Temsiliyette adalet yönetimde istikrar sağlanmalıdır"
Temsiliyette adalet yönetim de ise istikrar sağlanması gerektiğini belirten Karabıyık sözlerini şu şekilde sürdürdü.
"Demokratikleşme paketi de bunu amaçlamaktadır. Dolayısıyla inşallah bu paketin ilimize memleketimize hayırlı olmasını diliyoruz. Umuyoruz ki bundan sonrada bu reformların arkası gelecek yani Türkiye büyüdükçe hak ve özgürlüklerin önü de açılacak"
Anadilde eğitim ve başörtüsün şartsız serbestiyeti önümüzdeki paketlere mi kaldı?
Ana dilde eğitimin bölgemiz açısından oldukça önemli olduğunun altını çizen Karabıyık, "Bir anda mevcut şartlarda hala altı doldurulmamış bir şekilde Kürtçe eğitiminin tamamen önünü açarsanız olabilecekleri varın siz tahmin edin. Bundan 10 yıl öncesinde bunlar hayal bile edilemiyordu. Bir Kürtçe ifadenin kullanılması dahi mümkün değildi. Bugün hamd olsun Kürt sorunu konuşuluyor. Demokratikleşme konuşuluyor. Anadilde eğitim konuşuluyor. Birilerine bu kolay gelebilir. Ama bu günlere kolay gelinmedi. Dolayısıyla bu günün şartlarında özel okullarda farklı dillerde eğitim verilmesini uygun görüyoruz. Bu yeterli midir? Derseniz elbette değildir. Bizde biliyoruz. Ama biraz daha sabırla, biraz daha birbirimizi anlayarak hareket etmek durumundayız. Ana dilde eğitim ile başörtüsünde sınırlama var biz de bunun farkındayız. Bu da kısmidir bunlar çok mudur değildir biz tüm alanlarda başörtüsü özgürlüğünün önünün açılmasını istiyoruz. Pakette onunda kapısı aralanmıştır ileriki paketlerden bunların tamamen kaldırılmasını arzu ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"Yetmez ama evet denilebilir noktalar var"
Bu paketi genel anlamda AK partinin oy almaya yönelik açıkladığı bir paket olarak gördüklerini ifade eden Saadet Partisi Van İl Başkanı Özay İlhan ise Her şeye rağmen yetmez ama evet denilebilir noktaların olduğunu söyledi.
Pakette kısmi taleplerin yerine getirilmesinin dışında çok ciddi bir şeyin olmadığını savunan İlhan, "Burada seçim barajının yüzde 1'e düşülmesi düşünülüyordu bunun önüne geçildi. pakette çok ciddi bir şey yok. Her şeye rağmen olumlu yönleri var. Bunlar göz ardı edilemez" dedi.
Başörtüsünün her alanda serbest olması gerektiğinin altını çizen İlhan, "Andımızın kaldırılması olumludur. Ancak başörtüsü ve ana dilde eğitim konularında bir çekingenlik söz konusudur. İşte askeri erkânda ya da yargı alanında, polis teşkilatlarında bunun yasaklanmasının bir anlamı yoktur. Başörtüsü her alanda serbest kalmalıdır. Neden başörtülü hâkim ve savcı olmasın? Artık kısıtlamamalara gerek yok" ifadelerinde bulundu.
"Diğer haklar için de 11 yıl daha bekleyeceğiz herhalde!"
Siyasi partilerin hazine yardımından faydalanması anlamında atılan adımın yeterli olmadığını da sözlerine ekleyen İlhan sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
"Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim zaten vardı. farklı dillerde yıllardır ülkemizde eğitim veren okullar var. Normalleşme adına bir şeyler yapılmalıydı. Başbakan bunun 11 yıllık bir çalışmanın sonucu olduğunu söylüyor. Herhalde diğer haklar için de 11 yıl daha bekleyeceğiz. Talebimiz bu eksikliklerin ivedilikle tamamlanıp kısa süre içerisinde verilmesi yönündedir"
İlhan'ın eleştirdiği diğer bir nokta ise siyasi suçlarla ilgili beklenen ceza indiriminin gelmemesiydi.
Normalleşme adına şiddete bulaşılmayan ve sadece siyasi düşüncesinden dolayı içeride bulunan insanlar için en azından bir ceza indirimi olması gerektiğini ifade eden Özay İlhan," Özellikle 28 Şubat sürecinde mağdur edilen ve hala cezaevlerinde bulunan bir sürü insan var. En azından bunlarla ilgili bir ceza indirimine gidilebilirdi. Bu anlamda ciddi bir beklenti söz konusu idi Ama ne yazık ki bu da yapılmadı." diye konuştu. (Murat Dalgın-İLKHA)