Bugünkü başlığımızı İsra Sûresindeki 70. ayetin başındaki cümleden aldık. Manası : “Yemin olsun biz insanoğlunu şerefli kıldık” ayetinin devamında yüce Allah şöyle der: “Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.”
İnsan gerçekten de çok zayıf ve ihtiyacı nihayetsiz olan bir varlık. Said-i Nursi bizden önce ifade etmek istediğimiz meramımızı şu cümlelerle çok fasih bir şekilde yazdığı için sizinle paylaşmak isteriz: “Fatır-ı Hakim, insanın mahiyet-i maneviyesinde nihayetsiz azim bir acz ve hadsiz bir fakr derc etmiştir. Ta ki kudreti nihayetsiz bir Kadir-i Rahim ve gınası nihayetsiz bir Ganiyy-i Kerim bir zatın hadsiz tecelliyatına, cami, geniş bir ayine olsun.” (Sözler) Evet, Risale-i Nur kısa yoldan insanın akidevi hayatına şifa olan bir eserdir. Bu vesile ile okuyucularımıza özellikle yazar, siyasetçi, hatip olan kardeşlerimize bu eserle kelime hazinemizi güçlendirmemiz gerektiğini hatırlatmak isteriz. Neyse biz asli konumuza dönelim.
Her insanın hayatında ölümler, hastalıklar, musibetler, hadsiz ihtiyaçlar var değil mi? Biz Müslüman bir toplumun bireyleriyiz. Dolayısı ile belki Allah'ı bilmeden yaşamanın insanın hissiyatına verdiği ağırlığın farkında olamayabiliriz. Ama Allah'ı bilmeyen, İslam'ı kabul etmeyen toplumların çileleri, sıkıntıları, musibetleri hadsiz, dertlerinin sınırı yok ne yazık ki! En basitinden ölüm! Allah'a ve ahrete inanmayan bir kişinin yakını ölünce nasıl bir haleti ruh-iyesi oluyor acaba? Şair demiş ya: “Asluhu Nur cismuhu ADEM/ Velaqad kerremna Ben-i ADEM' aslı nur olan insanoğluna, Allah'ın şerefli kıldığı insana evladına acımak ve merhamet etmek gerek.
Gerçekten de ehl-i küfür bu şerefli varlığa hayatı yaşanmaz hale getirdi. Küfür ehli sadece Müslümanlara değil kendi kavim ve milletlerini de mahvetti. Örneğin komünist Çin, çok üreteceğim deyip kendi toplumunu köle gibi çalıştırdı. Bununla beraber başkent Pekin'de halk, oksijen maskeleri ile dolaşıyor. Niye? Çünkü fabrikalardan dolayı hava çok kirli de ondan. Ayrıca kapitalist ABD'ye bakacak olursak orada da her iki vatandaşından birisi obez. Yani kilodan dolayı ne yürüyebiliyor ne de rahat nefes alabiliyor. Sömürdüğü milletlerin ekmeğini o kadar çok elinden almış ki bu zulüm ona ve milletine obez belası olarak geri dönmüş. İşin özü İslam'a Çin Halkı da ABD halkı da muhtaç… Tüm dünya muhtaç… Bu arada bizim gençlik de muhtaç… Her geçen gün madde bağımlısı veya psikolojik ilaç kullanan insan sayımız artıyor. Niye? Tabi ki de yaşarken Allah'ı unutmaktan.
Yaklaşık 200 yıldır bitmek bilmeyen mağlubiyetimiz insanlığa çok pahalıya mal oldu. Mehmet Akif şikayet ederek der ya: “Ecdadını zannetme, asırlarca uyurdu/ Nereden bulacaktın elindeki yurdu/ Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şahid/ Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücahid.” Niye dinlenmedi o nesl-i mücahid? Acaba sahabeler ve ceddimiz sadece Cennet arzusu ile mi o kadar uzaklara seferlere gittiler? Kesinlikle hayır. O nesl-i mücahid insanlığa acıyordu. Merhamet ediyordu. İslam'dan mahrum milletlerin çilelerini düşünüp onları zulümden, küfürden iki dünyada da bitmeyen çileden kurtarmak istiyorlardı. Tüm çabaları bunun içindi. Çünkü alemlere rahmet olarak gönderilen ümmetinin insanlığa şahid olacağını dolayısı ile insanlık için yapması gereken vazifeleri olduğunu öğretmişti ümmetine. Ashabın mezarları bu yüzden dünyanın dört yanına dağılmış.
İşte yeni sistem ile beraber 1,5 yılda bir hükümet değiştiren, olmadı darbelerle istikrarsızlaştırılan, en iyileri öldürülüp zindanlara tıkılan, olmadı iyileri ülkeden kovulan eski Türkiye inşallah geride kalır. 95 yılda 65 hükümet kuran eski Türkiye'nin makûs talihinin değişmesini umarız. Ehli küfrün kurduğu NATO, AB gibi oluşumlardan medet beklemeden gücünü milletten ve ümmetten alan, İslam'a ve Müslümanlara sahip çıkan bir hükümet ve liderler görmek isteriz. Bunu isteyen küçük bir azınlık değil, tüm Ümmeti Muhammed'dir. Öyle ise o ‘Nesl-i Mücahid' diye anılan ecdat gibi adl-i ilahinin egemenliği için çalışmayı rabbim hepimize nasip etsin. Bu arada 15 Temmuz'da emperyalistlerin oyununu bozan tüm halkımıza tekrardan teşekkür eder, tankların önüne çıkan her yiğidimize Allah'tan hayırlı ve bereketli bir hayat dileriz. O zifiri gecede rabbe kavuşan, göğsünü korkmadan kurşunlara siper eden tüm mazlum halkımıza da Allah'tan rahmet ve afiyet dileriz.
Selam ve dua ile…